Translate.vc / francés → turco / Ren
Ren traducir turco
848 traducción paralela
Les principales bêtes habitant la jungle africaine... sont les orignaux, les élans et les Chevaliers de Pythias.
Afrika'da en çok ren, şimal geyikleri ve Pythia'nın şövalyeleri bulunur.
Vous savez tous ce qu'est un orignal. C'est du gros gibier.
Hepiniz ren geyiğini tanıyorsunuz sanırım.
Comme j'ai dit, vous savez tous ce qu'est un orignal.
Söylediğim gibi : Ren geyiğini biliyorsunuz, değil mi?
L'orignal court au sol, grignote du fromage et est chassé par les chats.
Ren geyiği peynir yer ve kediler tarafından kovalanır.
( ci-joint souvrenir ) On y bosse nuit et jour...
Mart ayında Noel Baba aniden ortaya çıkıverdi ama ren geyikleriyle değil, midillileriyle. ( Mektuba eklediğim hatara kartına bak ).
Ce n'est pas comme ça qu'il faut mettre le renne!
Şu ren geyiği ile ilgili.
Vous avez mis Cupid à la place de Blitzen.
- Şu ren geyiği ile, yani. Cupid'i Blitzen'in yerine koymuşsun.
Apparemment, ils imaginent au pays qu'on se la coule douce ici, qu'on passe son temps à se reposer en compagnie de Fraüleins, à échanger des cigarettes contre des châteaux et à faire trempette dans du mousseux de Moselle.
Anlaşılan eve şu düşünceyle dönecekler : Burası büyük bir piknik alanı bütün yaptığımız sarışın Alman kadınlarıyla salıncaklarda sallanmak sigara karşılığı Ren üzerindeki şatoları takas edip Mosel ırmağına ayaklarımızı daldırmak.
"Traverse la plage, passe entre les chars, traverse le Rhin, et que ça saute."
"Tank tuzakları arasından, Ren nehrinin karşısına geç, şu köprübaşını tut. Çabuk!"
Timbales et trompettes proclament ses prouesses.
Ren şarabını her devirişinde de davullar, borular kıyameti koparıp ne yaman içtiğini anlatıyorlar âleme.
Pendant ce temps, avec leurs têtes de pont irrémédiablement conquises, les chars et troupes alliés se déployaient dans toute la France en direction du Rhin.
Bu konuşmaların yapıldığı anda, telafisi imkansız bir şekilde kaybettikleri... plajlardan müttefik tankları ve askerleri Fransa içlerine doğru yayılmış... ve Ren ırmağına doğru koşularını başlatmışlardı...
Seulement, je pensais que la Luftwaffe l'avait tout bonnement abattu!
Bir süre onu Alman Luftwaffe'nin vurduğunu düşündüm ren geyiği, kızak ve güm...
- Tu appelles ça de la nourriture? De l'ours.
- Yemek dediğin Kanada geyiği, ren geyiği ve ayı.
En France, nous avons remarqué des patrouilles près du Rhin au sud de Strasbourg.
Fransa'da ise... Ren bölgesinde, Strasbourg'un güneyine doğru... keşif kolu hareketleri var.
Il faut que vous ren...
Oğlumla...
Je pourrais proposer des peaux d'ovibos ou de caribou.
Birisi misk sığırı ve ren geyiği postu getirebilir. Daha iyi.
Tu as mangé du Caribou ou du phoque en dehors de la saison.?
- Yemedim tabi. Mevsimi gelmeden beyaz ren geyiği veya fok yedin mi?
Avec le courage... qui vous a portés sur l'autre rive du Rhin... Et à d'autres lieux historiques.
Ren Nehrini geçmenizi ve diğer tarihi yerlere gitmenizi sağlayan yüreğinizi.
Il flâna le long du Rhin et s'arrêta dans plusieurs villes.
Jim Ren boyunca dolaşıp birçok kasabada kaldı.
Qui que vous soyez, mon gros... faites descendre ces reines de mon toit.
Kim olduğun umurumda değil, şişko adam. O Ren geyiklerini çatımdan indir.
De tous les rapports sur cette opération de commando, le plus objectif fut celui du général Worden :
Ren nehrindeki şatoya yapılan baskına ilişkin en nesnel rapor General Worden'dan geldi :
Les alliés traverseront le Rhône avant l'hiver.
Müttefikler kıştan önce Ren Nehri'ni geçer.
Admirable. Si le complot réussit, je serai en mesure d'avouer que je préfère le vin de Bourgogne au vin rhinois.
Suikast başarılı olursa Burgonya şarabını, Ren şarabına tercih ettiğimi itiraf edebilirim.
Enguerrand, Louis, Marie... Oh là là!
An-gu-ren, Luviz, Mığri...
Un canot pneumatique sur le Rhin, et une petite marche.
Küçük bir botla Ren'i geçip sonra kısa bir yürüyüşle...
Nous avons 75 000 hommes... qui seraient pris au pige de l'autre ct du Rhin.
Ren'in karşı kıyısında tuzağa düşecek 75.000 adamımız var.
Marchal, si les ordres gagnaient les guerres... nous ne nous battrions pas acculs au Rhin.
Herr Feldmareşal, Eğer emirlerle savaş kazanılsaydı, şu anda arkamız Ren Nehri'ne dayanmış olarak savaşıyor olmazdık.
Il reste encore au Moins 50 000 allemands, de ce ct du Rhin... reculant vers le Pont de ReMagen, Mais on va les arrter.
En azından 50.000 Alman hala burada, Ren'in bu yakasında. Remagen Köprüsü'ne doğru çekilmeye başladılar ama yollarını keseceğiz.
C'est notre seule chance de capturer la 15e arme... avant qu'ils passent le Pont de ReMagen et qu'ils filent travers le Rhin.
Bu bizim 15.Ordu'yu Remagen Köprüsü'ne ulaşıp, Ren'in karşına geçmeden yakalamamız için son şansımız.
Si vous rencontrez de srieux problMes, braillez. Avec de la chance, on pourrait atteindre le Rhin demain.
Başınıza ciddi bir bela çıkmazsa, şansımızın da yardımı ile yarın Ren'e ulaşabiliriz.
On fait une perce jusqu'au Rhin toute vitesse.
Ren'e doğru tam sürat yolumuzu açıyoruz.
Je peux te dessiner des serfs avec de très belles cornes.
Bana biraz zaman ver. Sana ren geyiğini kocaman boynuzlarıyla boyarım.
Je marche sur le Rhin.
Ren Nehri'ne ilerleyeceğim.
Tu pries pour son âme?
"Nam myo ho ren..." Ha!
Les impérialistes, sous le général Werth, sont juste au nord du Rhin, ici.
General Werth kumandasındaki imparatorluk kuvvetleri... burada, Ren Nehri'nin kuzeyindeler.
Si Bernard veut obtenir les subventions des Français promises par le Cardinal Richelieu, il devra traverser le Rhin, et vite.
Eğer Bernard, Kardinal Richelieu'nun söz verdiği... Fransız desteğini almak istiyorsa... Ren'i geçmek zorunda, hem de çabucak.
Inutile de m'accompagner.
Ren Lin, Lütfen Beyfendiyi kapıya geçirin peki!
- Votre jeune frère?
evet! küçük kardeşim Ren Jie
- Oui, c'est Ren-jie.
Ustamız onu çok sever, ona oğlu gibi davranır!
Tu veux me voir?
Ren Jie, geldin demek!
Ren-jie, tu as vu ton frère?
Abini gördün mü? Temin bir misafiri geçiriyordu!
Frère Gan... Il est beaucoup plus compétent que moi.
Gan akıllıdır, Ren Lin ve benden daha iyi
Ren-jie avec Xiao-mao, par l'arrière.
Ren Jie, Siao Mau'yu al ve arkadan saldır! dikkatli olun!
Ren-jie, on te cherche.
Ren Jie, herkes seni arıyor! geliyorum!
Un jour, il m'a inondé de vin du Rhin.
Bir şişe Ren şarabını başından aşağı dökmüştü bir gün.
Qui c'est, ce sauvage?
Şu asabi ren geyiği de kim?
Catherine et Jules habitaient un chalet près du Rhin.
Catherine'le Jules Ren yakınında bir şalede oturuyorlardı.
Ren-lin, reconduis notre invité.
Senator Feng, lütfen
Voici Tang Ren-jie, le fils adoptif de Monsieur.
bu da Tang Ren Jie, Bay Shen'nin vaftiz oğlu
Si Ren-jie ne m'avait pas secouru, je ne vous aurais guère aidé.
Asıl Ren Jie'nin yardımı olmasaydı size bu kadar yardımım dokunamazdı!
Ren-jie.
Ren Jie