Translate.vc / francés → turco / Rest
Rest traducir turco
315 traducción paralela
J'avais décidé de l'attraper, même si je devais y passer le rest...
Bu yüzden onu yakalamaya karar verdim.
A la Retraite ombragée.
Shady Rest'e.
Les œillères n'ont pas marché sur moi, alors n'essayez pas de me museler.
Albay, at gözlüğüne rest çekmişim, bir de ağzıma gem vurmaya çalışmayın.
C'est ce que vous ferez en achetant un Matelas Luffler Bon Sommeil.
İşte, Luffler Easy Rest yatağını satın aldığınızda yapacağınız şey budur, boşluk.
Mais si certaines mauviettes insistent pour dormir dans un lit, elles peuvent choisir pire que les matelas Bon Sommeil.
Ama siz hanım evlatlarından bazıları illa yatakta uyuyacağım diyorsanız Luffler Easy Rest'ten daha kötüsünü de bulabilirsiniz.
Je pensais l'avoir avec ma suite, alors j'ai tout misé.
Kentle onu haklarım sanmıştım rest çektim.
Tu l'auras voulu.
Pekala, bu sefer rest çekip bütün parayı koyuyorum. Çift.
- Tu réalises que ta mère as passé 40 ans dans cette maison à être l'esclave de ce monstre.
Rest! Anlayamıyor musun, annen bu evde O canavarın 40 yıl kölesi oldu!
Aussit t que le commissionnaire revenu, et l'on va vers Astrakhan. Nous sommes rest trop longtemps ici.
Burada haddinden fazla zaman geçirdik.
Ce rest pas grave.
Önemli değil.
Marty a tendance à exagérer, mais ce rest pas le seul.
Marty'nin abartma huyu vardır ama bunu söyleyen tek kişi o değil.
Deux infirmières entrent dans une chambre, piquent un homme, l'une des aiguilles est une numéro 18, garrottent le pauvre type, lui collent un sparadrap sur le bras et ce rest pas la bonne personne!
Odaya iki ayrı hemşire giriyor ikisi de adama bir şeyler yapıyor bunlardan biri de 18 numara Jelco, pislik herifin koluna serum bağlamışlar hem de iğne tutsun diye bir de bantla kapatmışlar ama hepsini yanlış pisliğe yapmışlar!
Y a-t-il quelqu'un assis ici qui rest pas venu me voir d'abord?
Önce beni görmeden oturan var mı aranızda?
Ce rest plus du chapardage.
Artık iş küçük aşırmalardan çıktı.
- Il rest pas mourant.
- Adam ölmüyor.
Ce rest pas une cérémonie médicale, mais religieuse.
Dini bir seremoni, tıbbi bir şey değil.
Quand elle est morte, il rest même pas venu à l'enterrement.
Öldüğünde cenazesine bile gelmedi.
Ce sont des conneries, rest-ce pas?
Hepsi zaten gereksiz şeyler, değil mi?
- Tu reviens, rest-ce pas? - Bien sûr.
- Ama geri döneceksin, değil mi?
- MIle Shirley, ce rest qu'un kyste à l'ovaire.
- Bayan Shirley... Sadece basit bir rahim kisti.
- Mangafranni, rest-ce pas?
- Mangafranni, değil mi?
Je suis peut-être fou, mais je crois que ce rest pas votre patiente.
Pek emin değilim, Doktor, ama bu sizin hastanız değil.
C'est incroyable, mais comme tu vois, ton père rest pas dans le coma.
Buna inanmakta güçlük çektiğini biliyorum, ama artık kendi gözlerinle gördün.
- rest pas inabituel. - Bien sûr.
-... kimsenin dikkatini çekmezdi de ondan.
Après c'était moi et ils ont riposté.
Ben rest çektim. Onlar da karşılık verdiler.
Je vous vois tous les deux.
İkinize de rest.
Arrête de pleurer maintenant et essaies de te reposer.
Stop crying now and try to get some rest.
J'ai rencontré Mme Lorenzo au rest...
Yani, bugün Bayan Lorenzo'ya rastladım.
ce sont plus des fanatiques religieux que des curieux.
The rest are... Well, they're more like some crazy cult than onlookers.
Il rest aucune balle.
Kurşunum kalmadı.
# Seem to have gone to rest #
# Dinlenmeye çekilmişler #
Hester Mofet. "The rest of me".
Hester Mofet. "Geri kalan parçam."
Je suggère que nous tenions ici tandis que le reste de l'armée attaque l'autre flanc.
I suggest we hold here while the rest of the army attacks the other flank.
Allez vous reposer pour demain.
Go and rest now for tomorrow.
Régine, Ernestine, Angine.
- Rest. Sest. Hest.
Reposez-vous.
Just rest.
Ils font monter les enchères, il faut qu'on suive, non? Oui.
Bu serseriler bize rest çekmeyi düşünüyorsa hazırlıklı olmalıyız.
Parce qu'il rest pas fou à lier comme vous.
Bu onu neden rahatsız ediyor? Çünkü senin aksine o psikozlu değil.
Ce rest pas pour faire un reportage sur Bison.
Bu haberler için değil. Bison hakkında öykü istemiyorum.
# God rest ye merry gentlemen, Let nothing you dismay,
# Tanrı sizi kutsasın, hiç bir şey sizi yıldırmasın,
Tu vois le Red Apple Rest?
Şurayı görüyor musun? Red Apple Rest'i.
Quoi? Pourquoi es-tu rest e l ?
Peki neden orada kalıp bekledin?
et je suis rest e l .
Ve öylece orada durdum.
tu es rest et je t'ai donn un morceau de mes r ves.
Sen gittin ve ben seni hayallerimin bir parçası yaptım.
Tu te fous de tout le monde.
Herkese rest, hiçbir şeye taktığın yok!
Merci d' tre rest jusqu'au bout.
Sonuna kadar kaldığınız için teşekkürler.
On rest pas censés te laisser sortir seul.
Seni bırakmamamız gerektiğini biliyorsun.
Je suis sûr que la radio révèlera que ce rest rien.
Eminim röntgende bir şey çıkmayacaktır.
C'est qu'un gamin, rest-ce pas?
Sonuçta bir çocuk, değil mi?
On rest plus dans la rue.
Caddeden çıktık. Kendini güvende hissediyor musun?
Mais après cette tragédie rien rest sûr, sauf les folles menaces de Bison.
Ama bugünkü trajediden sonra hiçbir şey kesin değil.