Translate.vc / francés → turco / Ripe
Ripe traducir turco
28 traducción paralela
Ripe, voyou!
- İkile.
Elle ripe.
Düşecekler.
Même pas le programme Ripe?
Gerçek programı bile mi?
Le programme qui contrôle le tout... s'appelle Ripe... un programme de Consec.
Her şeyi kontrol eden programın adı "Ripe", ve bu program Consec'e ait.
Acceder à Ripe.
Ripe programına erişmek.
Mais le programme Ripe est le passé... donc, accéder à Ripe, c'est accéder au passé, non?
Ama Ripe programı geçmişte. Yani, Ripe programına erişmek demek geçmişe erişmek demektir, hayır.
Ripe... oui, Ripe.
Ripe... ripe, gerçekten.
Le program Ripe doit être arrêté!
Ripe programı durdurulmalı!
Le programme Ripe est froid et cruel.
Ripe programı sert ve zalim.
Que quelqu'un a reprogrammé l'ordinateur... d'une façon telle... que le programme Ripe est bloqué à l'intérieur.
Birisi Ripe programını içeride kilitli kalacak şekilde tekrar programlamış.
Quelqu'un a accédé à la mémoire de l'ordinateur... et essaie de s'emparer du programme Ripe.
Ripe programını alıyor.
C'est ça le programme Ripe.
Ripe programı dedikleri de bu zaten.
Du beurre frais, du bacon, du jambon, du beurre de pomme et des cerises.
Fresh butter, bacon, wagons of ham, apple butter, ripe cherries.
Golden and growing ripe in my land
Altından, gelişen ve olgun benim toprağımda
~ The ripe fruits in the garden ~ ~ Les fruits mûrs du jardin ~
Acısız kazanç olmaz. Pazartesiden pazara.
Y a-t-il un endroit de ce nom dans le coin?
Ripe Chance Woods. Civarda öyle bir yer var mı?
C'est un Cherry Ripe.
"Olgun Kiraz" deniliyor.
Mon pied a ripé
Ayağım altımdan kaydı.
C'est juste une cloison qui a ripé.
Şehir çocuğu. Açılan bölmenin sesi.
Genya manœuvrait, quand soudain le Velcro a ripé. Pendant un instant, le robot s'est remis à flotter sans attache.
Genya çekerken "Velkro" yırtıIdı ve robot bir an için serbest kalarak suda yükselmeye başladı.
Désolé, elle a ripé.
Affedersin Hidlick. Kaydı.
J'ai... tapé dans une bosse, ripé sur de la glace et heurté un arbre.
Karda yuvarlandım. Buzulun üzerinde kaydım ve bir ağaca çarptım.
Si le Vol 77 avait ripé puis frappé le Pentagone, cela aurait ressemblé à ça.
Eğer 77 sefer sayılı uçak, yere çarparak inmiş ve Pentagon'a doğru savrulmuş ise, görüntünün bu şekilde olması gerekecekti.
Le premier coup a ripé sur le côté de la tête en laissant une marque.
İlk darbe kafasının kenarından sekerek bir çentik açmış.
P.P.S. Merci pour le Cherry Ripe.
Dipdipnot :
Et il a légèrement ripé sur l'arpège pendant l'épilogue, toujours au même endroit.
İkisi de parçanın bitiş bölümündeki hızlı notaları kesik kesik çalıyor. Her seferinde aynı yerde hem de.
Oui. Si mon arme n'avait pas ripé, je serais parti, comme Alfie.
Silahım takılmasaydı ben de Alfie gibi gitmiş olacaktım.
Tu voulais mordre son t-shirt et ta bouche a ripé.
Tişörtünü ısırdığını sanıyordun ama ağzın kaymış.