Translate.vc / francés → turco / Riviere
Riviere traducir turco
118 traducción paralela
J'ignore si c'est une montagne ou une riviere.
Bu bir nehir mi, yoksa dağ mı hatırlamıyorum.
Il faut qu'on retraverse la riviere.
Nehrin öbür tarafina gitmeliyiz.
Ils campent pres de la riviere, a 20 miles d'ici.
Kampları buradan 30 kilometre kadar ötede, nehrin kenarında.
Mose, a quelle distance est la riviere?
Mose, nehir ne kadar uzakta?
Il traînait les pieds en allant vers la riviere. Facile a suivre.
Nehir yolu üzerinde ayak izleri var, takip etmesi kolay.
Pour sortir de la vallée, tu peux suivre la riviere, prendre la passe du Nord, ou traverser le pays comanche.
Bu vadinin üç çıkışı var. Nehri izleyebilirsin. Kuzey geçitinden geçebilirsin, ya da, Comanche Topraklarından.
Il suit la riviere, mais il pourrait bifurquer.
Nehir yolundan gidiyor, ileride yönünü değiştirebilir.
Tom et moi suivrons la riviere.
Ben Tom'la nehri takip edeceğim.
Certains esperent le trouver par dela la riviere ou la montagne.
Onun başka bir nehri ya da dağı geçtiklerinde bulmayı umarlar.
Des collines tout autour... et cette riviere...
Etrafta tepeler, yanında nehir.
Il y a des cavaliers, a la riviere.
Nehir tarafından atlılar geliyor, efendim.
Ou elle est, ta riviere? - Ben, en bas.
- Nerede peki bu nehir?
Y'a bien un pont, mais y a pas d'eau. - A sec, la riviere. Completement a sec.
Bir köprü var, ama su yok.
Il vaudrait mieux une riviere sans pont qu'un pont sans riviere.
Nehir kurumuş. Nehir yoksa niye köprü yaptınız, köprü yaptıysanız su nerede.
C'est le meilleur moyen de traverser la riviere.
Nehri geçmenin en iyi yolu.
Lâche-les dans la riviere!
Onları nehre bırak!
- Oui, une riviere souterraine.
- Evet, yeraltı nehri.
Pendant des siecles, les anciennes tribus indiennes qui vivaient par ici n'auraient jamais mis un pied de ce cote de la riviere souterraine.
Yüzyıllar önce, antik kızıl derili kabileleri bu alanı yaşamak için kullanıyorlardı ama nehrin bu tarafına hiç bir zaman bir şey ekmezlerdi.
Il faut qu'on passe de l'autre cote de la riviere souterraine.
Yeraltı nehrinin karşı tarafına geçmeliyiz.
Va jauger le niveau de la riviere.
Nehrin derinliğini kontrol et.
trois HOMMES, LES derniers D'UN PEUPLE EN voie DE disparition, SONT À LA frontiere OUEST DE LA riviere HUDSON.
Yok olmakta olan bir ırkın son üyelerinden 3 adam Hudson Nehri'nin batısındaki sınır bölgesinde yol almaktadır.
Prés de la riviére.
Nerdeydin? Dere kenarındaydım.
J'ai vu une chose, prés de la riviére. Une maman raton et ses deux petits.
Bugün derenin aşağısında iki yavrusu ile birlikte bir anne rakun gördüm.
Papa, j'ai vu un cerf au bord de la riviére. J'ai vu son...
Baba, bugün bir büyük kova dolusu suyu dereden taşıdım.
Quand as-tu été prés de la riviére?
Ne zaman dereye indin?
Il traverse la riviére à la nage et on le voit s'en aller Dieu sait où.
O derenin diğer tarafına doğru yüzerek uzaklaştı Ve sonunda onu gördüğümüzde, hiçbir adamın bilmediği bir yere doğru gidiyordu.
Alors, un jour, je construirai une maison, prés de la riviére.
Bu yüzden bir zaman dere kenarına bir ev inşaa edeceğim.
Et on vivra tous les trois au bord de la riviére.
Biz ikimiz birlikte bu evde yaşayacağız.
Que fait-il sur la riviére?
- Nehrin üzerinde ne yapıyor?
J'étais sur la riviére.
Nehirdeydim.
Au prochain coude de la riviere.
Nehrin bir sonraki dönemecinin orada.
Il y a une riviere a 2 km d'ici environ.
- Sabrım taşıyor ama.
- Au coude de la riviére.
Kavşağın ötesinde.
Des nouvelles de la riviére?
Hey, dinle. Nehirden hiç haber aldın mı?
Le chemin le plus court est le long de la riviére.
En kısa yol dere boyu.
Les Japonais traversent la riviére.
Bir kol Japon nehri geçiyor.
VIRGIL STERIG UN CAID NOYE DANS LA RIVIERE
SUÇ DÜNYASI CİNAYETİ
Il ne faut pas aller au relais d'Imagawa par la riviére.
Imagawa nakliye yerine nehirden gitmeyin.
Cette voyante gitane de l'autre côté de la riviére, apparemment, tous ceux qui la consultent s'enrichissent.
Şu çingene falcı, onun tavsiyesini dinleyenler paraya para demiyor.
- La riviére qui passe prés du camp. - Tu es sûr?
Nehir pist boyunca ilerliyor.
La riviére... - Oui.
Nehir...
Si on les prend dans la riviére, ils font de l'apnée et c'est la pneumonie.
Gölde baskın yaparsan, suya çökerler ve zatürree olurlar.
Tullies en avait plein le long de la riviére.
Nehrin her yerinde bu gibiler vardı.
File à la riviére!
Nehre geri dön!
On se dirige vers la riviére Kootenai.
Kootenai Nehri'ne doğru gidiyoruz.
Alex, monte là-haut et va voir si on peut atteindre la riviére.
Alex, şu kayalara tırman da nehre ulaşabilir miyiz bir bak!
Ouvre-leur un chemin vers la riviére.
Nehre kadar önlerindeki yolu aç.
suis la riviére!
Nehrin aşağısına doğru gidin!
Je l'ai vu, vous savez... gisant au bord de la riviére De Pere, lá oú il a été retrouvé, 14 ans plus tard.
Çünkü onu görmüştüm. Tam De Pere nehrinde, onun 14 yıl sonra bulunduğu yerde.
Je m'appelle Rivière.
Adım Riviére.
La famille a écouté attentivement M. Rivière et étudié de prés l'offre du comte.
Ailenin Mösyö Riviére'i dikkate aldığını... ve kontun teklifini incelediğini biliyorum.