Translate.vc / francés → turco / Rétro
Rétro traducir turco
559 traducción paralela
- Il est rétro. T'as pas compris?
- Olur şey değil, anlamıyor.
- Rétro-freinage principal.
- Ana geri motorları ateşle. - Ana geri motorlar ateşleniyor.
- Rétro-freinage supérieur.
- Üst-geri motorları ateşle. - Üst-geri motorlar ateşleniyor.
En attendant, vous travaillez sur le rétro-produit.
Bu arada siz de panzehir üzerinde çalışın.
le film tout en donnant l'impression d'inédit, de rétro et de cool.
Kimyasal uyum ya vardır, ya yoktur.
Rétro-système oxygène-hydrogène.
- Oksijen ve hidrojen tabanlı itiş sistemi.
J'enclenche la rétro-position.
- Roket ateşleme mevkiine geliyorum.
Vade rétro, Terrienne!
Git buradan, Dünyalı kız!
C'est un vieil air rétro.
- Eski bir şarkıdır.
Son groupe, les Juicy Fruits... a créé de toutes pièces la mode rétro.
Grubu, Sulu Meyveler...'70lerin nostaljik havasını geri getirdi.
Le rétro, c'est fini.
Artık nostaljiyi kim ister ki?
Oui, je t'ai au rétro.
Evet, elini gördüm.
Rétro-propulsion à 100 %!
Dörtlü motorlar yüzde yüz.
Une comédie légère et romantique, rétro et sophistiquée.
Hafif romantik komedi türünde. Eski tarz ve yanıltıcı.
Une émissiom rétro sur la fréquence des forces armées.
Silahlı kuvvetler bandında nostalji yayınları.
L'effet-éventail des rétro-radiations l'a fait remonter très lentement.
Eh, geri saçılım etkisi maddeleri dışarı atar... uzun zaman içinde.
Laissez en route le système de rétro-fusée qui protège l'écran.
lsı kalkanını kaplayan arka itici roketleri... yerinde bırakmak mümkün olabilir.
Tu me donnes ton top pour larguer le système de rétro-fusée?
Arka iticileri ne zaman çalıştıracağım? Tamam.
On va voir si les récepteurs fonctionnent... et corrigent l'attitude en rétro-fusée.
Tarayıcıların, arka itici davranışını düzeltip düzeltemeyeceğine bakacağım.
Je lui couperai les oreilles et je les accrocherai à mon rétro... pour décorer!
Kulaklarını kesip, tüylü zar niyetine arabama asacağım!
C'est vrai. Il a un style un peu rétro mais pour coincer les maniaques, il est champion.
Daha çok ellilerden kalma bir kaçağa benziyor ama manyak yakalamakta ustadır.
J'ai pas le droit d'être un peu rétro?
Hadi, biraz eski kafalı olamaz mıyım yani?
Le clavier? Comme c'est rétro!
Klavye,... ne kadar antika!
Bref... c'est un homme très rétro.
Her neyse bu çok eski kafalı bir adam.
Un troll qui devrait être pendu à un rétro me tient prisonnier.
Arabamın aynasına süs olarak bile asmayacağım bir sersemin kölesi oldum.
C'est l'enfer pour trouver un rétro original de Harley 1948.
Bu kaltak 48 Harley için orijinal aynadan başka olmuyor biliyor musun?
Le petit point dans ton rétro
Dikiz aynandan bak, küçük noktayı gördün mü?
Arrête de faire de l'œil au rétro de Rowdy. Vous avez assez joué tous les deux.
Hey, dikiz aynasından Rowdy'yi seyretmekten vazgeç artık adamım.
C'est un peu rétro, vu ce qu'on va faire.
Yapacağımız şey için eski moda.
- Ben, c'est rétro.
- Şey, bu geriye dönüş.
- Ouais, rétro.
- Evet, geriye dönüş.
Je cible le rétro. Puncheur et ring de quartier.
Mahalli yetenekler, bölgesel saha.
Le téléphone de voiture, le publiphone, le téléphone portable, le téléphone public, le téléphone sans fil... le déviateur d'appels, les conférences téléphoniques... le rétro-appel, la touche "BIS" démontrent qu'on n'a strictement rien à dire, et qu'on veut en parler à quelqu'un à tout prix.
Araba telefonlarının, diafonların havayolu telefonlarının, telsiz telefonların, kartlı telefonların, kablosuz telefonların, çoklu telefonların, çağrı cihazlarının, arama bekletmenin, arama yönlendirmenin, konferans usulü konuşmanın, hızlı aramanın, doğrudan aramanın ve tekrar aramanın arkasındaki fikir ; söyleyecek hiçbir şeyimizin olmadığı ve bununla ilgili hemen birisi ile konuşmamız gerektiğidir.
Total rétro, j'adore. Tu es coordonné grave!
Façayı iyice düzeltmişsin.
Arrête de regarder dans le rétro.
Aynaya bakma.
Et je pourrai suspendre ça à mon rétro pour me vanter de mon diplôme devant mes potes.
Sonra bunu dikiz aynama asarim ve sinema bölümü mezunu oldum diye arkadaslarima hava atarim.
Regarde dans le rétro.
Aynada onu izle.
J'ai l'impression que tu es un peu rétro...
Geçmişte yaşadığını bilmiyordum...
C'est qu'un braquage rétro, bas de gamme!
Bu, eski moda bir soygun!
Lancement des rétrofusées.
Retro-roketler ateşleniyor.
Ca peut être rétro-péritonéal.
Patlarsa ölebilirsiniz.
Ça peut être rétro-péritonéal.
Karınzarı ardı olabilir.
mais tu as succombé au charme rétro des années 50.
"Kasım 1959'dan önce kullanılmalı", Kahretsin Bob.
Vade retro, Satana!
Vade retro, Şeytan!
Pas plus "Vade" que "Retro".
Artık "Vade" yada "Retro" yok.
Concentrons nos efforts sur le rétro-produit... puisque notre cher collègue a échoué. Bien!
Tüm dikkatinizi bu panzehire verin.
Vade retro!
- Durun, geri çekilin.
J'ai vo { y : i } ulu la rattraper. Puis je me suis retro { y : i } uvée dans l'eau.
Onu almak için eğildim ve en son hatırladığım şey kendimi suyun içinde bulduğumdu.
- Vade retro!
- Geri çekil!
Elle a une hémorragie sous-arachnoidienne, un anévrysme, une tumeur retro-orbitale, ou juste un mal de tête?
Subaraknoid kanaması var. Çıplak bir anevrizma, Retro-orbita tümörü,
LANCEMENT DES RETROFUSEES
RETRO-ROCKETLER ATEŞLENİYOR