Translate.vc / francés → turco / Rôme
Rôme traducir turco
5,401 traducción paralela
Fait-il chaud à Rome en ce moment?
Roma sıcaktır değil mi?
C'est vous dire à quel point je croyais... en votre rêve de tapis volant jusqu'à Rome.
Roma'ya uçan halıyla gitme hayaline işte bu kadar inanmıştım.
La fondation de Rome commence par un fratricide.
Roma'nın kuruluşu bir kardeş katli ile başlıyor.
C'est Rome, Evil.
"Roma'dayken" Evil.
"À Rome, fais comme les Romains." Espèce de niaiseux.
"Roma'dayken" denir taş kafa.
Notre Rome.
Roma'mızın etrafında.
S'il elle n'embrasse pas l'anneau papal, nous la traînerons enchaînée dans les rues de Rome!
Papalık yüzüğünü öpmezse onu zincirleyip Roma'nın sokaklarında dolaştırırız.
Aller à Rome!
Roma'ya gel!
Je ne m'abaisserais jamais devant le maître des prostitués de Rome.
Roma'nın fahişe efendisine asla diz çökmeyeceğim!
Rome ne doit pas être autorisé à prendre le mauvais chemin ici
Roma yanlış yolu seçmemeli.
Et par le droit de faire ce qui est bon pour Rome.
Roma'nın iyiliği için.
Êtes-vous ici pour pendre la papauté de Rome devant moi comme une carotte mise devant un âne affamé?
Aç katırın önüne havuç sürer gibi papalık makamını öne sürmek için mi buradasın?
Un pas de plus vers le trône de Rome, ou la confrontation avec le pape dont la famille vient juste de mourir par les mains des Sforza
Roma tahtına bir adım daha yakın mı Sforza'nın ellerinde ailesini kaybetmiş bir papanın yanında mı?
Les Dominicains le cachait ici-même, dans Rome.
Dominikliler, onu Roma'da saklıyormuş.
Dans les mois qui suivent, Rome aura un nouveau pape.
Bir ay içinde, Roma'nın yeni bir papası olacak.
Et Rome n'aura plus besoin de vous.
Sonra, Roma'nın sana ihtiyacı olacak.
Et vous avez choisi Rome
Sen de Roma'yı seçtin.
Oui, biensûr que Je choisi Rome!
Evet, tabii ki Roma'yı seçtim.
Plus probablement, la nuit passé, votre empoisonnement a secoué l'herbe Et tous les serpents de Rome ont glissé au travers.
Geçen gece, zehirlenmen toprağı oynattı ve Roma'daki tüm yılanlar açığa çıktı.
- Rome, Paris.
Roma, Paris.
Paris et Rome et... ils se transforment en...
Onlarda zaten...
A Rome.
Roma'ya.
Hey, Sheldon, as-tu quelque chose dans ton manuel de psychologue pour m'aider à convaincre Angela qu'arrêter la fac et partir à Rome avecc un mec qui a 30 ans de plus qu'elle, est une mauvaise idée?
Psikiyatri kitabında Angela'yı, okulunu bırakıp kendinden 30 yaş büyük biriyle Roma'ya gitmemeye, bunun kötü bir fikir olduğuna ikna edebilecek bir şey var mı?
Rome, errant, un panier l'a emmené loin de la maison.
Roma, aylak. Bir sepet bıraktı onu evinden uzak.
Ok, heu, panier, Rome, désert, bébé effrayant.
Pekâlâ. Sepet, Roma çöl, korkunç bebek.
Je ne savais pas à votre propos à Rome.
- Roma'dayken senden haberim yoktu.
La mère divine d'Énée, l'ancêtre de Romulus, le fondateur exalté de Rome...
Aeneas'ın anası, Romulus'un atası Roma'nın yüce kurucusu.
Tu es un ennemi de Rome.
Roma'nın düşmanı ilan edildin.
Qu'est-ce qui vous fait croire que je veux continuer à aider les ennemis de Rome?
Sizce aklımdan ne zorum var da Roma'nın düşmanlarına yardım etmeye devam ederim sanıyorsunuz?
Que notre ombre tombe sur eux, et que tout homme, femme et enfant les accompagnant soient envoyés dans l'au-delà par la puissance et la gloire de Rome!
Gölgemiz üzerlerine olsun! Gölgemiz altında kalan her erkek, kadın ve çocuk, Roma'nın kudreti ve şanıyla bu dünyadan defedilsin!
Tous ceux qui se rebellent contre Rome en sont conscients.
Roma'ya baskaldiran herkes bu gerçegi iyi bilir.
Vous semblez satisfaite de l'homme que Rome a envoyé pour me tuer.
Roma'nın beni öldürmesi için gönderdiği adamdan memnunsun.
Nous sommes loin de Rome et des liens qui empêchent une telle extase.
Roma'dan ve bunu engelleyen bağlardan uzaktayız.
Il s'est battu pour la gloire de Rome, pour son imperator.
Roma'nın şanı için savaştı ve kanını döktü. Kumandanı için.
D'après ce qu'il dit, il déteste Rome.
Sözlerine bakılacak olursa adamın Roma'ya karşı sevgisi yok.
Il n'y a pas plus grande gloire que de périr en défendant Rome.
Roma'yı müdafaa ederken can vermekten daha büyük şeref yoktur.
Je ne savais pas que tu t'aventurerais aussi loin du confort de Rome.
Roma'nın huzurundan bu kadar uzağa geleceğinizden bihaberdim.
Pour affronter ceux de Rome, sur la colline.
- Tepedeki Romalılarla yüzleşmek için!
C'est Rome qui m'y a forcé.
Beni bu yola Roma sevk etti.
Attends un peu avant de rentrer à Rome, fêtons cette victoire par des exécutions.
Roma'ya dönmeden evvel kalıp infazları seyret. - İnfazlar mı?
Mais il est respecté au Sénat, et je tiens à ce qu'il soit satisfait pour qu'il loue notre victoire à Rome.
Fakat Senato'nun takdirini kazanmış durumda ve zaferimizi Roma'da duyurması için tatmin olmasını sağlayacağım.
Il périra en l'honneur de la gloire de Rome!
Roma'nın şanının şerefine can verecek!
Tu voudrais baiser avec la puissance de Rome soufflant sur nos cous?
Roma'nın kudreti ensemizdeyken sikişmek mi istiyorsun?
Tu ne retourneras pas avec nous à Rome?
Bizimle Roma'ya dönmeyecek misin?
Des contes de bravoures livrés avec Metellus, et joués aux oreilles de Rome?
Roma'nın kulağına çalınması için Metellus'la yolladığım cesurluk öykülerini?
Où vais-je demeurer quand tu retourneras à Rome, à jamais bannie de tes bras
Sen Roma'ya döndüğünde, kollarından uzakta orada kalacağım.
Rome n'a pas mieux à offrir, aujourd'hui?
Bugün Roma'nın sunabilecekleri bu kadar mı?
Tu m'as envoyé à Rome pour clamer la chute inévitable de Spartacus sur la crête de Melia. Les dernières nouvelles me font passer pour un imbécile!
Spartacus'ün Melia Tepesi'ndeki kaçınılmaz mağlubiyetini ileteyim diye beni Roma'ya göndermen son gelen haberlerin beni ahmak ilan etmesi için miydi?
Porte ce message à Rome.
- Roma'ya dönüp haberi ilet.
Rentre à Rome.
Roma'ya dön.
Si nous tournions à l'Ouest, nous serions à Rome avant que ses légions ne puissent défendre la ville.
Batıya dönecek olursak, lejyonları şehri korumak için dönmeden evvel Roma'ya varmış oluruz.