Translate.vc / francés → turco / Sahib
Sahib traducir turco
315 traducción paralela
Ce sont des pèlerins qui retournent dans les collines.
Bunlar, dağlardaki evlerine dönen hacılar sahib.
Oui, Markham sahib.
Tamam, sahib Markham.
- Salaam, sahib.
- Salaam, sahib.
- Des bibelots, sahib.
- Süs eşyaları, sahib.
Qu'est devenu Burgess sahib?
Burgess sahib'e ne oldu?
- Ou pour planter des lys sur les tombes. - Non, sahib.
- Ya da insanların mezarlarına zambak dikmek için.
Nous n'irons pas avec les Blancs, sahib.
Hayır. Beyaz sahib ile gitmeyeceğiz.
- Panee, sergent sahib?
- Panee, Çavuş sahib?
- Je pourrais faire un excellent soldat.
- Birinci sınıf asker olabilirim, sahib.
Continuez avec eux, subedar sahib. C'est peut-être nécessaire.
Buna devam etsinler, Subedar sahib İhtiyaç duyabilirler.
- Pitié, trouvé quand personne regarde.
- Lütfen, sahib, kimse yokken buldum.
Sil vous plait, sahib. Vous pas enlever.
Lütfen, sahib, onu alma.
Merci, sahib.
Sağ ol, sahib.
- Sahib vouloir écouter nouveau son?
- Sahib çalmamı duymak ister mi?
J'aimerais essayer, Sergent sahib.
Denemek istiyorum, Çavuş sahib.
Non, sahib!
Hayır, sahib!
- Ouais. Ça ira, sahib?
Bu iyi mi, sahib?
Un grand outil, sahib.
Büyük bir alet istemiştin, sahib.
Oui, sahib.
Evet, sahib.
Voilà le pont, sahib.
İşte köprü sahib.
- Il est solide, sahib.
- Sağlam, sahib.
Sahib, venez vite.
Sahib, çabuk gel.
- Il vient de rentrer, sergent sahib.
- Öylece geri geldi, Çavuş sahib.
- Alignez une escouade de tir.
- Bir idam mangası oluşturun. - Lütfen, sahib.
- Pitié, sahib. Tu as volé l'éléphante, hein?
Fili sen çaldın, değil mi?
- Pitié, sahib, dépêchez-vous.
- Lütfen, sahib, çabuk. - Hadi Çavuş!
- Sahib pas laissé la chance à Din de dire.
- Sahib Din'in konuşmasına fırsat vermedi.
Ça aurait été mieux, sahib.
Keşke getirseydiniz, sahib.
Comment vont les blessures, sahib?
Yaralar acı veriyor mu, sahib?
- Bon travail, soldat!
- İyi iş, asker! - Sağ ol, sahib.
Chut, Sahib!
Bayım, lütfen.
- Oui, Sahib.
- Evet, bayım. Aouda.
Le sahib ne désire rien d'autre?
Başka bir emriniz var mı?
Achète chez moi sahib, très bon prix!
Benden alın, ucuza veririm.
Notre avance est gênée par cet homme qui supplie le sahib... de l'accompagner pour voir une chose rare et merveilleuse.
İleriye devamımız bu kişi tarafından engellendi. Onunla gitmeniz için yalvarıyor. Nadir, harika bir şey gösterecekmiş.
C'est pourquoi, sahib, je crois qu'il veut... entraîner le sahib dans une maison mal famée... où il le tuera, l'assassinera... lui coupera la gorge et lui fera les poches.
Bu yüzden, sizi baştan çıkarıp kötü şöhretli bir eve götüreceğinden orada sizi öldüreceğinden, boğazınızı kesip paranızı çalacağından şüpheleniyorum.
- Mais sahib... moi vous mener à une bonne maison, bien meilleure... où vous aurez grandes joies.
- Efendim, lütfen! Sizi bizzat ben bir muhabbet evine götüreyim. Çok memnun kalırsınız ve...
- Prends-moi, sous-créature.
- Haydi bana sahib ol, basit yaratık.
Ronny n'est qu'un sahib.
Ronny onun altında çalışıyor.
Il est devenu un vrai sahib.
Çok iyi bir sahib oldu.
Ronny serait-il vraiment devenu un sahib?
Ronny gerçekten sahib oldu mu acaba?
Parce que nous les admirons, docteur sahib.
- Çünkü onlara hayranız, Dr. Sahib.
Docteur sahib, quand allons-nous te marier?
Dr. Sahib, ne zaman evlendiriyoruz seni?
Le major sahib est parti il y a une demi-heure.
- Başhekim sahib yarım saat önce çıktı.
J'ai examiné le docteur sahib. Ordre du Major Callendar.
Dr. Sahib'i kontrol ediyordum.
L'éléphant se baigne, mem-sahib.
- Fil yıkanıyor, memsahib.
Je vous présente tous mes excuses.
Özür dilerim, vali sahib ve herkes.
La maison sur l'eau, sahib.
Göl evi, sahib.
Pote-Sahib!
Kimosabeler!
- Oui, sahib.
- Evet, sahib.
- Oui, sahib, l'or!
- Evet, sahib, altın!