Translate.vc / francés → turco / Samson
Samson traducir turco
650 traducción paralela
Tu sais ce qui est arrivé à Samson quand Dalila a ouvert son salon de coiffure.
Delilah kuaför salonu açtığında Samson'a ne olduğunu hatırlarsın.
Ô Eternel... Vous qui avez aidé Samson à châtier les Philistins, corps et âme, dans un grand massacre, aidez Votre peuple à se préparer pour leur prochain combat.
Oh, Yüce Tanrım, senin kutsal yardımınla Samson Filistinlileri vurdu büyük katliam için, yapacağımız çarpışma için güçlerimizi kuşanmamızı sağla.
Samson et Dalila.
Samson and Delilah.
Allons-y, Samson. Encore une fois!
Haydi Samson, bir daha deneyelim.
Samson peut-il monter mes valises?
- Hele... - Samson valizimi getirebilir mi?
Prenez les valises de Mlle Vale dans sa voiture.
Samson? Bayan Vale'in valizini getirebilir misin?
Il s'appelait Samson.
Bu adamın adı Samson'mış.
Touchez Miriam, et Samson vous ouvrira la tête comme une noix.
Miriam'a yaklaşırsan Samson kafanı ceviz gibi kırar!
Samson?
Samson'mış!
La puissance du Seigneur arme le bras de Samson.
Tanrı'nın gücü Samson'ın kolunda.
Laissons la vieille tortue appeler Samson.
İhtiyar bataklık tosbağası Samson'ı çağırsın.
Samson est notre guerrier.
Samson bizim savaşçımızdır.
Epouser la fille de nos ennemis. La mère des enfants de Samson, une Philistine!
Samson'ın çocuklarını Filistinli bir kadın doğuracak!
Samson, pourquoi n'es-tu pas comme les fils de nos voisins qui surveillent les troupeaux et prennent femme au village?
Samson, neden sen de komşuların çocukları gibi değilsin? Babanın sürüsüne bakıp köyden bir kız almıyorsun? - Yasaklar tatlıdır.
Le coeur d'un homme peut être aveugle, mon fils.
- İnsanın kalbi kör olabilir oğlum. - Samson!
Samson.
Samson!
Samson, tu ne vas pas nous couvrir de honte?
- Samson, bizi böyle rezil edemezsin.
Une loi philistine? Samson.
- Filistin yasalarına mı?
Ne prends-tu pas un risque en t'engageant dans cette voie?
Samson, bu yolda karşına neyin çıkacağını biliyor musun?
Samson, tu es aveuglé.
Samson, Samson, körsün sen!
Samson, vous êtes tel un lion.
Sen de aslan gibisin.
Plus vite, Samson, plus vite!
Daha hızlı, Samson, daha hızlı! - Parmaklığa sıkı tutun!
Me dompteras-tu, Samson?
Beni evcilleştirecek misin Samson?
Tu l'as tué de tes mains, Samson!
Onu ellerinle öldürdün! Samson!
Samson a tué le lion de ses mains nues.
Samson aslanı elleriyle öldürdü.
C'est donc toi, Samson, le fauteur de trouble.
Demek Samson sensin. O kavgacı baş belası.
Affronte-le, Samson.
Onunla dövüş Samson! Dövüş onunla!
- Et Samson a une voix. - Où est-il?
Samson'da da ses.
Chante-nous une chanson de berger, Samson. Ça valait le coup d'attendre.
Bize çoban şarkılarından birini söyle Samson.
Quel or Samson pourrait-il parler?
Samson kaç altınına bahse girebilir ki?
Prenez garde. Samson a l'art de piéger le renard.
Samson tilkileri tuzağa düşürmekte ustadır.
Laisse-les à leur énigme, Samson, je vais mettre mon voile de mariage.
Samson sen onları bilmecenle baş başa bırak, ben de duvağımı takayım.
Samson n'aura plus de temps pour les énigmes après ça.
Sonra Samson'un vakti olmayacak!
Tu ne vois pas que Samson se moque de toi?
Samson size gülüyor, görmüyor musunuz? - Bana gülüyor mu?
Tu veux m'effrayer, car tu ne veux pas que j'épouse Samson.
Samson'la evlenmemi istemediğin için beni korkutmaya çalışıyorsun.
Je ne veux pas que tu l'épouses, mais la haine s'est invitée à ton banquet de mariage.
Samson'la evlenmeni istemediğim doğru. Ama düğün yemeğin nefret dolu geçiyor.
Ils croient que tu es avec Samson contre nous.
Bize karşı Samson'la birlik olduğunu düşünüyorlar.
Ahtur, Samson ne m'a rien dit.
- Ahtur... Samson bana hiçbir şey söylemedi.
Samson, c'est le rayon de miel que tu m'as rapporté.
Bana getirdiğin bal kovanı oydu demek Samson!
Semadar, belle comme le jour.
- Semadar! Ne güzel bir gelin! - Şu Samson ne şanslı!
Devant cette assemblée, je donne ma fille Semadar en mariage à Samson.
Davetlilerin önünde kızım Semadar'ı Samson'a eş olarak veriyorum.
Quoi de plus doux que le miel, Samson?
Baldan tatlı ne vardır Samson?
Et maintenant, Samson, prends cette coupe de vin...
Şimdi şarap kadehini al Samson.
Samson, Samson!
- Samson, Samson! - Bırak gitsin baba.
Laisse-le partir, père. Mais le satrape l'a donnée à Samson.
Ama Saran onu Samson'a verdi.
Tu n'es pas tout mauvais, Samson.
O kadar da fena değilsin Samson.
Samson pense qu'il peut nous aider à tuer le lion.
Samson aslanı öldürmemize yardım edebileceğini söyledi.
Samson.
Samson.
Samson!
Samson!
Seigneur satrape?
Ahtur otuz savaşçısını düğüne getirirse Samson bir şey yapamaz. Kendi şehrimizde. Efendi Saran...
Tu ne connais pas Samson.
Samson'u tanımıyorsunuz!