English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / francés → turco / Sente

Sente traducir turco

1,449 traducción paralela
C'est normal, non, qu'on se sente bizarre?
Böyle hissetmesi gerekiyor değil mi? - Garip mi? - Evet.
Qu'il sente que son père est à ses côtés.
Doğduğunda babasının yanı başında olduğunu hissetsin.
Et on s'étonne que la vie sente le caca.
Bir de kalkmış, hayat niye bu kadar boktan diye merak ediyoruz.
Ce qui m'amène à vous demander si vous n'auriez pas pu me mettre quelque part qui ne sente pas autant la mort?
Daha az amonyağa batırıImış ölü gibi kokan bir yere yerleştiremez miydiniz beni?
Je vous retrouve. Il faut que cet endroit sente les cookies.
Ortama kurabiye kokusu sıkacağım.
Et aussi, je veux qu'elle le sente.
Bu deneyimi yaşamasını istiyorum.
Et je veux qu'elle le sente.
Bu deneyimi yaşamasını istiyorum.
Tu aimerais que je me sente menacé, n'est-ce pas?
Onu tehdit olarak görmeme bayılırdın değil mi?
Vous savez, je ne suis pas payé jusqu'à ce que cet endroit sente comme Eternity for Men.
Malum, temizlediğim yer erkek parfümü gibi kokmadıkça kimse bana para vermiyor.
Depuis la guerre, ça coûte rien sur lnternet.
Savaş yüzünden dinar sudan ucuz. İnternetten üç beş sente alıyorlar.
Vous pensez qu'il passe un seul jour sans que je me sente coupable de ne pas avoir été là pour la sauver...
Rachel için bir şeyler yapamadığım için her gün kendi kendime dövündüğümü biliyor musun?
Swearengen m'a relâché, mais après ce qu'il m'avait fait, j'ai dû rester là-bas jusqu'à ce que je me sente mieux.
Swearengen beni serbest bıraktı ama bana yumruk attı... o yüzden kendime gelene kadar küvette kaldım.
Quand tu es arrivé au camp, et que tu as ouvert ton bar et ton bordel à 50 cents la passe...
Sen kasabaya ilk geldiğinde... 10 sente içki, 50 sente hatun diye tabelanı astığında...
J'ai trouvé une chambre à cinquante cents.
12,5 sente bir oda tuttum.
Vous avez été envoyée par des aliens pour que la race humaine se sente inadéquate
İnsan ırkı kendini yetersiz hissetsin diye uzaylılar tarafından gönderildin.
Je veux qu'elle se sente la bienvenue
Kendini rahat hissetmesini istiyorum.
Alors assurez-vous qu'ils aient les cartes de remerciement, allumez les bougies au citron pour que la chambre sente bon et beau boulot ce week-end.
Hepsine teşekkür kartı verin. Limon kokulu mumları yakın ki çıktıklarında odalar güzel koksun. Teşekkürler.
- Toute la matinée. - Pour qu'il se sente moins seul.
Artık yalnız olmadığını biliyor.
- Tu veux qu'il se sente nul?
- Kesinlikle. - Kendisini b.k gibi hissetmesini mi istiyorsun?
Tu dis ça pour que je me sente mieux.
Ben doğaçlamadan gerçekten hoşlanmıyormuşum bile.
Les endorphines sont des antidépresseurs naturels que l'hypophyse sécrète qu'on se sente bien ou pas lorsqu'on court.
Endorfin doğal antidepresandır. Aşırı yorgunluk sonrası gelen... mutluluğu yaşasan da, yaşamasan da işe yararlar.
C'est de s'occuper d'elle et de s'assurer qu'elle ne se sente jamais comme je me sens en ce moment.
Onlara bakmak... güvenliklerini sağlamak, benim şu anda hissettiklerimi yaşamamalarını sağlamaktır.
Pourquoi voulez-vous que tout le monde dans cet hôpital se sente aussi misérable que vous?
Neden bu hastanedeki herkesin senin kadar sefil olmasını istiyorsun?
Plein de gars pourrait encaisser notre fric.
Doları 30 sente alacak 20 adam buluruz.
C'est très bien, si tu veux prendre des risques énormes pour 30 cents par dollar. Mais je veux un dollar pour un dollar.
- Tehlikeye girmek ve doları 30 sente satmak istersen var, ama ben parayı tam istiyorum.
Une note sentimentale pour que le public se sente bien.
İzleyicinin kendini iyi hissetmesi için yapılan duygusal kapanış.
je viens juste de laver le sol de la salle de bain pour qu'il sente le citron.
Şeyy, bende banyonun limon gibi kokmasını sağladım.
J'attendais qu'il te sente prêt.
- Onun seni hazır olduğunu bilmesi için bekledim.
Vous méritez chaque centime!
Her sente değiyorsunuz!
Quand on est mariée à un homme puissant, il faut qu'il se sente puissant.
Güçlü bir adamla evliyken onu güçlü hissettirmelisin.
Le prix de la brique de lait va passer ce lundi à 49 cents.
Sütün fiyatı önümüzdeki haftadan itibaren 49 sente çıkacak.
Il a dit qu'il le ferait pour 25 cents.
İşi yirmi beş sente yapacağını söyledi.
- Oui, bon Dieu, je le fais... Malgré le fait que je ne sente plus du tout mes jambes.
- Hem de nasıl yapıyorum bu hissin uzuvlarımda tamamen ters döndüğü gerçeğini hiçe sayarsak.
En fait, tu as pleuré jusqu'a ce qu'elle se sente mal et tamponne ton papier
Daha çok kadın kendini kötü hissedinceye kadar ağladın, ve evrakları damgalattın.
Je veux qu'elle ne sente personne d'autre que moi!
Sen yoktun! Şimdi ikile. Benden başka bir şey koklamasını istemiyorum.
Je vais aller voir Michael pour qu'il ne se sente pas "alone".
Ben gidip bir Michael'a bakacağım.
Et vous faites quoi pour que je sente pas la piqûre?
Peki iğneyi duymamam için ne vereceksiniz?
C'est pour que le visiteur se sente minuscule. Pas à la hauteur.
Amacı yeni ziyaretçilerde... yetersizlik ve aşağılık duygusu yaratmak.
Jusqu'à ce que Grace se sente prête à éclater.
Ta ki, Grace sinirden patlayacak hale gelene kadar.
Vous trouverez tout ici, pour un penny, tout est en vente - pour un penny.
Burada her şey satılık. - Hem de bir sente. Burada her şey satılık.
Nourriture et boisson, bibelots et babioles, pour un penny, un penny, tout est en vente.
Yemek ve içecek, her şey ucuz. Bir sente, her şey bir sente.
Tissu et grain, amitié et amour, pour un penny, un penny, tout est en vente.
Kumaşlar tahıllar, dostluk ve aşk. Bir sente, her şey bir sente.
Honneur et dignité, mangues et poires, couronnes de rois, miroirs et verres, tout en vente pour la somme d'un penny.
Bir sente, bir sente. Şeref ve saygınlık, mango ve armut, taçlar, tüm cam ve aynalar. Hepsi de satılık, hepside indirimde.
Tu finiras au First King, à faire des danses privées à 50 cents, comme Miss Bangkok.
Bangkok güzeli gibi senin de sonun 50 sente çıplak dans etmek olacak.
Tu comprends, je veux que personne ne se sente mal à l'aise.
Tabii ki anlamıyorum Sadece..
Et ça ne m'a rien coûté.
Üstelik bana tek sente bile mal olmadı.
La vie peut changer d'un coup.
Hayat nasıl on sente tümüyle değişebilir?
BESOIN DE $ ON PEUT S'ARRANGER POUR DES CENTS
Dolara ihtiyacım var, sente de razıyım.
Tout ce que vous voulez - pour un penny, vous êtes sûr de trouver ici
- Hem de bir sente. Gönlünün her dilediği. - Her şey bir sente.
- Pour un penny.
- Hem de bir sente.
Diseur de bonne aventure, guérisseur, poète et tailleur, tout en vente, pour un penny, un penny.
Bir sente, bir sente. Falcı, şifacı, şair ve terzi Her şeyde indirim var.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]