English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / francés → turco / Set

Set traducir turco

1,515 traducción paralela
Les marques sur les balles correspondent aux rainures du canon d'un Sig Sauer.
- Kurşunlardaki namlu set izleri Sig Sauer markasıyla örtüşüyor.
J'étais distraite, c'est le plateau.
Dikkatim dağıldı. Bilirsin set ortamı falan.
- Je suis pas censée parler à l'équipe.
- Set ekibiyle konuşmamam gerekti.
Plus 2 caméras et l'équipe.
İki kamera ve set ekibi de var.
Voici mon père, voici Valerie et l'équipe de tournage.
Tanıştırayım, babam, Valerie ve set ekibi.
On hésite à prendre une équipe de télé-réalité - à une heure de pointe. - Oui.
Kahvaltı saati olduğu için bu yoğunlukta etrafta set ekibi olmasını pek istemiyoruz.
Personne n'a ri dans l'équipe.
Set ekibinden gülen olmadı.
Elle doit être sous terre. - Il faut le purifier. - Vous devez sûrement avoir tout un set
Eminim arka bahçenizde bir takım porselen gömülüdür.
20 points. Jeu set et match.
Tam suratına!
Un nouveau set de couteaux de cuisine, tête de gland.
Mutfağa yeni bıçak almamız lazım.
On a eu une liaison pendant un tournage.
Biz bir set aşkı yaşadık.
- Va voir le chargé de production.
Set sorumlusuyla görüş. - Neden herkesin hayatına çeki düzen vermek zorundayım? - Müthiş.
Va voir le chargé de production, il te donnera un petit plus.
Set sorumlusuyla konuş ve birkaç sterlin daha kazan.
Tu arrives à imaginer que c'est mon plateau?
Buranın set olduğuna inanabiliyor musunuz?
Jeu, set et match :
Oyun, set ve maç!
Ouais, il est bien préparé.
Evet. Evet, dude's set up.
Donnez-moi trois bonnes adresses.
Bana üç set izin ver.
"Set off alarms for me'cause l'm in love..."
Benim için alarmları çalın çünkü aşığım...
Ma dernière chance est de trouver d'autres os.
Tek şansım, bir set kemik daha bulmak.
En fait, j'ai une chance sur huit d'avoir un carré quand j'ai déjà une paire.
Aslında bir set bulmak için 8'de 1 şansım vardı, elimde sadece bir çift vardı.
Quand Charlie aura progressé, je lui en achèterai un jeu.
Eh, Charlie oyununu geliştirdiğinde, kendisine ait bir set alırım ona.
Et ce qu'on a sur Brott, c'est un mobile possible et un croquis sur une nappe. Un set de table.
Elimizde Brott'la ilgili tek şey bir peçetedeki, bir eylemle ilgili olabilecek bir karalama servis altlığı.
Alors, qu'est-ce qui t'amène ici, Mlle Jet-Set?
Evet. Seni buralara hangi rüzgar getirdi, Bayan Sosyete?
Quoi, ta collection de vieilles gamelles en étain?
Televizyondan alınma o koleksiyonluk teneke set mi?
Jeu, set et match.
Oyun kazanıldı, beyler.
J'emploierais citoyens et hommes libres, ferais réparer les aqueducs, mettre un barrage sur le fleuve
Yurttaşlara ve özgür insanlara su kemerlerini tamir ettirmek nehre set çekmek gibi işler verirdim. Bu tarz şeyler.
Sur le plateau?
Set mi?
On a un set pratiquement neuf à la maison.
Evde yepyeni bir takımımız var.
J'ai besoin de 3 jeux de roues, toutes renforcées suivant ces spécifications.
Üç set tekerleğe ihtiyacım var oradaki özelliklerle desteklenmiş olmalı.
J'ai besoin d'une nouvelle paire d'yeux.
Yeni bir set göze ihtiyacım var.
Fez, comme tu m'aides pour la décoration, je veux que le décor reflète ma personnalité étincelante.
Tamam Fez, sen bana set tarzını seçmemde yardımcı olacaksın. Ben, parlayan kişiliğimi yansıtan bir set istiyorum.
Un set de crayons et stylos.
Tamam... Dolmakalem seti.
On a besoin de trois ou quatre paires chacun.
Bana ve arkadaşlarıma 3 veya 4'lü bir set satmaya ne dersin?
Jeu, set et match!
- Oyun! Set! Maç!
Avec un paquet spécial pour votre fiancée.
Özel bir set de nişanlına yollanacak.
Je commençai à travailler dans la construction du set pour la pièce de théâtre du collège.
Sergilenecek oyunun seti için çalışmaya başladım.
Et on a relevé deux séries d'empreintes... l'une sur, et l'autre dans la porte de cette armoire... aucune ne correspond à celles de l'infirmière.
Biz de iki set parmak izi aldık... biri kapıdan, diğeri ecza dolabının içinden... ve ikisi de hemşireye ait değil. Tamam mı?
On fait un coffret, je remastérise les négatifs. J'ajoute des extras savoureux, une interview de Paola...
Bir kutulu set hazırlarız, ben negatifleri onarırım, iştah kabartıcı bir kaç ekstra ilave ederim, Paola ile röportaj- -
Lucy est vraiment grave, pas du genre confidente de qui que ce soit, pédé ou pas.
Herhangi cadı biri için set kurma şansın çok fazla ibne ya da başkabiri.
Evidemment, elles font toujours plein d'histoires...
Çünkü tüm bu dramalara set koyarlar,
Line producers KANG Je-seok, KWAK Dong-hyun
Set Yapımcısı KANG Je-seok, KWAK Dong-hyun
Le plateau de rêve!
Mutlu set gibisi yoktur.
Pousse à travers. Tu l'as.
- 3 set, tamam mı?
En principe, on a le plateau pour nous seuls.
Güya set sadece bize ait olcaktı.
Set me free Taxi!
Taksi!
La visite du plateau de "Wexler" a été fixée à 17 h.
Wexler Günlükleri set ziyareti saat beşe alındı.
Faut un requin entier pour faire un service.
Bir köpekbalığından bir set çıkıyor.
Ils font sécher pendant 2 ans, il paraît qu'il faut un requin entier pour faire un service.
Kemikler 2 yıl boyunca kurumaya bırakılıyor. Bir set için bir köpekbalığı harcanıyor.
Tu lui a rien dit, pas vrai?
Ona hiçbir şet anlatmadın, değil mi?
Non!
İlki çok set değilmiş ama ikincisi...
Oh set me free little girl - Ah, l'East River!
Doğu nehri.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]