Translate.vc / francés → turco / Sighs
Sighs traducir turco
41 traducción paralela
je vois.
[Sighs] Tabi, sanırım.
{ \ fs72 \ b0 \ cHFFFFFF } Cent dollars!
Yüz dolar! [Sighs]
Attends une minute. { \ fs72 \ b0 \ cHFFFFFF } tu penses que tu pourrais le faire pour moi?
Bekle, bekle, Bir dakika bekle. [Sighs] Eğer parayı verirsem, benim için onunla dövüşür müsün?
{ \ fs72 \ b0 \ cHFFFFFF } Revell ne t'embêtera plus jamais.
[Sighs] Revell seni bir daha asla rahatsız edemez.
{ \ fs72 \ b0 \ cHFFFFFF } Voilà pourquoi je ne peux pas m'enfuir.
[Sighs] Bu yüzden, bugün kaçamam.
- [Soupirs]
- [Sighs]
[Soupirs] Je n'quitte pas cette maison sans ton soutien.
[Sighs] Senin destegin olmazsa gitmem.
[Soupirs]
[Sighs]
Ma cassette. [Soupirs]
Kasetlerim. [Sighs]
[Soupirs]
- [Sighs]
[Soupirs ] [ Miaulement]
- [Sighs ] - [ Cat Meows]
[Soupirs] Je trouverai quand je serai là-bas.
[Sighs] Oraya gidince bakacaım.
( sighs ) je sais, je sais.
Biliyorum, Biliyorum.
allez, allez. ( sighs ) tu vas rester la dedans toute la journée?
Hadi, Hadi.
( Sighs ) pourquoi ne pas la prendre pour l'essayer?
Neden bir test sürüşüne çıkmıyoruz?
Vous vous souvenez du... ( Sighs ) Olly, votre équipe de fraude aux allocations...
Şey vardı. Ollie, senin şu yolsuzluk birimi...
Wilhelmina a raison. ( sighs ) nous faisons tous des erreurs,
Özellikle de işin başında olan bizler.
Parlez-lui du Pont des Soupirs.
Sighs Köprüsü'nden bahset.
Parlez-lui du Pont des Soupirs.
Ona Sighs Köprüsü'nden bahset.
Parlez-moi du Pont des Soupirs.
Bana Sighs Köprüsü'nden bahsedin.
Il veut que je vous parle... du Pont des Soupirs.
Ve sana bir şey söylememi istedi, Sighs Köprüsü hakkında.
Quand son père est mort et qu'il a perdu son travail, vous avez acheté 2 vols pour Venise, pour traverser le Pont des Soupirs ensemble.
Babası öldüğünde ve işini kaybettiğinde, Venedik'e iki bilet almışsın. Ve Sighs Köprüsü'nde beraber yürüyeceğinizi söylemişsin.
( sighs ) Tu baise tout ce qui bouge, Marty.
Sen her şeyi sikersin, Marty.
( sighs ) Peut être qu'ils ont des courroies à la boutique de cadeaux.
Belki hediye dükkanında dildo falan vardır.
( sighs ) Juste 2 secondes.
2 saniye sadece.
( sighs ) Et voilà.
Al bakalım.
( sighs ) Le smédecins ont dit que j'ai la maladie de parkinsons.
Doktor, Parkinson'um olduğunu söyledi.
Je suis sûre que ce prêtre a pris votre invitation pour de l'amitié.
( sighs ) - Hayır, teşekkürler.
[Soupirs ] [ Piano doucement à jouer] Beau, puis-je vous demander quelque chose?
[Sighs ] [ Piano usulca oynarken] Beau, sana bir şey sorabilir miyim?
Et si ça marchait, ça serait asynchrone et l'image serait horrible.
- Eğer görüntüde gecikme olacaksa... - ( SIGHS ) bu çok kötü olurdu.
Ton apparition est ce qui m'est arrivé de mieux dans la vie.
( sighs ) Senin o sınıfa yürüyüşün, Sophie tüm hayatım boyunca başıma gelen en güzel şeydi.
- Tu as bu ou quoi?
[Sighs] Peki bu saate kadar ne yaptın? İçki falan mı içtin?
( sighs ) quelqu'un a laissé mon numéro de portable
Birisi cep telefonu numaramı vatandusmanlari.
Je suis désolé. Euh...
Özür dilerim... ( sighs )
[mellow music ] [ sighs] - C'est pourquoi faire?
- Bu ne için?