Sony traducir turco

Pour cette restauration, Sony Pictures Entertainment et U.C.I.A. Film and Television Archive ont utilisé de nouveaux labos et une technologie digitale pour obtenir une qualité optimale.

Restorasyon sırasında, Sony Film Şirketi ve Kaliforniya Üniversitesi Film-Televizyon Arşivi, en iyi kalite için son laboratuvar teknikleriyle dijital teknolojiyi kullandı.

La semaine dernière, le capitaine belge a été exclu pour avoir apporté une radiocassette Sony.

Geçen hafta Belçika kaptanı Sony kasetçaları var diye oyundan atılmıştı.

" Il y a des Walkmans Sony

" Sony walkman ve kulaklıklar

Quand tu veux une télé, t'achètes pas une Sony si tu veux une RCA.

Bilmem anlatabildim mi? Televizyon alırken, eğer RCA istiyorsan, Sony almazsın.

Ma stéréo... c'est une Sony.

Mesela arabamın teybi, bir Sony.

Sony.

Sonny...

Vous voulez un Sony, un Goldstar?

Sony Zenith veya Gold Star.

Faites-lui un hamburger, vous aurez une télé Sony de 24 pouces.

Bir hamburger yaptın mı sana 60 ekran Sony alıyor.

Je peux te retourner la question, M. Sony 24 pouces.

Aynı soruyu ben de sana sorabilirim. Sayın Bay 60 Ekran Sony.

Tu adores les diamants et les chaînes hi-fi.

Seni pırlantalar ve Sony cihazlarla donattığı sürece.

Je suis encore en retard sur mes paiements pour Sony?

Yine ödemelerimi mi unuttum yoksa?

On vous a volé un Sony?

" Bir Sony mi kaybettin?

J'aimerais bien Sony.

Sony'yi almak isterdim.

On continuera à utiliser les produits Sony.

Sony ürünleri kullanmaya devam edeceğiz.

Domo arigato à ces produits.

Sony ürünlerine Domo arigato.

Oui, mais et le rendez-vous avec Sony à Osaka?

Peki Sony'yle Osaka'daki görüşmeye ne oldu?

Et tu as pensé à nous, nous installant sur un bateau au milieu d'un lac... avec un chien et un jukebox et une télé Sony Trinitron.

Ve kocaman bir gölün ortasında, içinde bir köpek bir müzik kutusu, bir de 66 ekran Sony Trinitron olan bir tekneye yerleşmek istiyorsun.

Je crois que cet hôtel appartient à Sony ou une autre boite japonaise.

Sanırım bu otelin sahibi Sony ya da başka bir Japon şirketi.

Un est chez Sony, un autre produit les Macaulay Culkin.

İçlerinden biri Sony kanalını yönetiyor. Bir diğeri bütün Macaulay Culkin macera filmlerinin yapımını üstlendi.

20h30 au Sony Lincoln Square.

Evet, Cupid'in Tüfeği. 8 : 30, Sony Lincoln Meydanında.

- Non.

Sony de böyle mi?

Il appelait pour dire qu'il est ˆ la maison de Soni.

Ooo, evet, Sony'nin evinde olacağını söyledi.

Chez Soni?

Sony mi?

AH oui, ce sont les fiancailles de Jimmy et Soni.

Ha evet, bugün Sony ve Jimi'nin nişan günü.

Jimmy and Soni... seront contents de te voir.

Harika! Jimi ve Sony seni görmekten çok mutlu olacaklar.

Voyant Jimmy and Soni ensemble m'a renforc Ž cette id Ž e.

Sony ve Jimi'yi görünce bu hislerim daha da güçleniyordu.

Car il ne peut y avoir personne d'aussi innocent que Soni... et il ne peut y avoir une fripouille qui batte Jimmy.

Çünkü hiç kimse Sony kadar masum olamaz. Ve hiç kimse Jimi kadar yaramaz olamaz.

IL a fait Soni pour Jimmy.

O Sony'yi Jimi için yarattı.

Ce jour je remercie Dieu d'avoir r Ž uni Jimmy et Soni... et je prie qu'il leur donne ˆ chacun la capacit Ž... de reconna ” tre notre ‰ me-soeur.

Allah'a şükürler olsun Jimi ve Sony bugün birbirlerine kavuştular. Allahın herkese diğer yarısını bulma şansı vermesi, için dua ediyorum.

Soni et Jimmy ont fait leurs adieux et tu es encore ici.

Sony ve Jimi vedalaşıp gittiler, ama sen hala buradasın.

Soni, l'arri  re-plan doit  tre plus haut de 5 m  tres... sinon le public de droite ne va pas voir ce qui se passe.

Evet Sony, yükseklik 3 adımdan fazla olmalı. Yoksa sağ taraftaki seyirci olup biteni göremeyecek.

Tu peux jouer avec ma Play-Station.

Benimle Sony Play Station oynayabilirsin.

Tu vas aussi leur offrir une console de jeux?

Hem çocuklarını taşıyım hende Sony PlayStation mı alacaksın?

Selon les Renseignements, c'est Armani, Rolex...

İstihbarata göre Picasso, Sony, Armani, Rolex.

C'est le CD Sony 1700.

İstediğiniz CD çalar, Sony marka.

Le poste de jeu Sony- -

Şuradaki oyun konsolu- -

Je sors qu'avec Ies nanas qui ont des playstations ou des seins.

Sadece Sony Play Stationları olan kızlarla çıkarım. Ya da göğüsleri.

Mais cette télé géante va nous aider à donner de l'amour à nos bébés.

Ama Sony'deki iyi insanlar. Dev televizyon bebeklerimizi sevmemizi kolaylaştıracak.

Mais même la nouvelle direction de Sony / Tristar n'a pas pu circonscrire la malice de La Sanglanterie.

Sony TriStar'ın yeni kadrosu bile saf kötülüğü ortaya çıkartamadılar... Kan Peşinde.

Je me taperais plus souvent l'opéra avec Frenchy. Surtout avec le nouveau walkman Sony.

Belki Frenchy'yle fazladan bir iki operaya giderdim hele şu Sony şu yeni walkmanleri de çıkarmışken.

Il ne parle pas anglais et moi, à part Sony et Toyota

Ne yazık ki tek kelime İngilizce bilmiyor. Benim bildiğim tek Japonca ise Sony ve Toyota.

C'est un Sony!

- Bu bir Sony.

Ancien Président de Warner Bros. PDG de Sony Pictures

Warner Bros.'ın Eski Baskanı simdi Sony Pictures'ın Müdürü Baş İdaresi

un lecteur de CD Sony, une chambre à coucher, un salon, une Lancia toute neuve.

Sony CD çalar, Yatak odası, oturma odası, Gıcır gıcır bir Lancia.

Même chez Sony, ils diraient : "Marshall, ça assure."

Sony, bunu görse beni tebrik ederdi.

Une console de jeux.

Sony Play Station

Et elle s'appelle Sony.

İsmi de Sony.

Tommy Mottola de Sony... va nous signer un gros contrat.

Sony'den Tommy Mottola muhtemelen bize anlaşma önerecek.

Kitty, on a un Betamax.

Kitty, bizim Sony'miz var.

Une cassette Sony, 90 minutes.

Sony, 90 dakikalık.

La 42FD Philips, la Planatron 2 Grundig, la TC Panasonic, la PF Sony...

1. Philipps 42BF. 2.