Translate.vc / francés → turco / Sra
Sra traducir turco
97 traducción paralela
En 10 lignes.
On mısra.
Acte I, Scène II, ligne 204.
Birinci perde, ikinci sahne, 204.'üncü mısra.
- "j'émerais autant..." - "J'aimerais."
- "mısırlarımı..." - "Mısır" değil. "Mısra."
- J'émerais, j'aimerais.
- Mısır, mısra.
Cela vient d'un homme qui n'a jamais lu que 12 lignes de Goethe!
Goethe'den sadece 12 mısra okumuş biri bana cahil mi diyor?
Voila. 2 rimes.
- Öğren ve unut. İşte, iki mısra.
Il suffit que tu nous le dises, père, et on le refera.
Sen bize bir mısra oku, biz çalalım.
- Ah oui? Il n'y avait pas que la mort de votre mari qui vous préoccupait.
Kocanzn ölümünün yan sra bir sey daha sizi rahatsz ediyordu.
Rangée 23, section C.
23'üncü sra, C bölümü.
En trois lignes, tout est dit.
- Bunu o mu söylemiş? - İhtiyacın olan tek şey bunun gibi üç tane mısra.
Matthieu 26, verset 52.
Matyas 26, Mısra 52.
Quelle belle réplique.
Bu harika bir mısra.
C'est le dernier couplet.
Son boktan mısra işte.
Qui sait d'où ça vient?
Bu mısra hangi şiirden?
- Encore douze couplets.
12 tane daha mısra var.
Voilà mon poème préféré :
En sevdiğim iki mısra şiir :
Une bouchée de pain.
Tek mısra, nakarat yok.
Mais chanter, rêver, rire passer, être seul être libre, avoir l'oeil qui regarde bien la voix qui vibre mettre, quand il vous plaît, son feutre de travers pour un oui ou pour un non se battre ou faire un vers.
Fakat şarkı söylemek, gülmek, dalmak hülyalara geçmek yapayalnızlığa. Hür olmak, gören gözü çınlayan sesi olmak canı isteyince şapkayı ters giymek bir evet ya da bir hayır için çarpışmak ya da bir mısra yazmak.
Lui, c'était le dompteur de vers.
O mısra terbiyecisiydi.
"Pour vaincre les araignées, de la Bible récite un verset."
"Örümcek belasından kurtulmak için İncil`den bir mısra oku."
Onze, un. Chapitre 11, verset 1.
On bir, bir. 11'inci bap, birinci mısra.
Je parlais de vers, de mètre.
Demek istediğim mısra, vezin.
Toupie, Toupie, Toupie avec toi je vais jouer 2e couplet, c'est pareil.
Dreidel dreidel dreidel Dreidel'la oynayacağım... ikinci mısra birincisi gibi Dreidel dreidel dreidel...
Je voudrais réciter un auteur qui touche tout comédien au cœur.
Size her oyuncunun içine işlemiş bir şairden birkaç mısra okumak istiyorum.
J'aimais l'écrivain et me suis donnée pour un sonnet.
Bir yazarı sevdim ve iki mısra için her şeyden vazgeçtim.
Il faut réciter quelques couplets en rimes, brûler de la mousse, arroser d'eau bénite...
Birkaç kafiyeli mısra söyleyip yosun yakıp, kutsal su serpmek...
Ca commence comment?
İlk mısra neydi?
Non, deux de plus.
Hayır, hayır. İki mısra daha ekle.
Poste 6-70.
670. mısra.
- My Darling Clementine, le 3e vers.
"Sevgilim Clementine," üçüncü mısra, ikinci ölçü.
Le Livre des révélations. Chapitre un, verset 18.
Vahiy kitabı 1. bölüm 18. mısra.
Ca risque de faire capoter nos plans. Ce n'est peut être pas le moment. Mais pouvez vous... chanter une petite note, juste pour moi...
Biliyorum yeri ve zamanı değil ama bir mısra, bir kuple okuyabilirsiniz belki?
Je devrais m'en souvenir, tu sais pourquoi? Pour me convaincre, Vincenzo m'en avait récité un morceau par coeur.
Beni inandırmak için Vincenzo birkaç mısra okumuştu.
- Le climat est propice
- En dolu mısra bu oldu, sanırım.
Elle m'a rappelé un passage de Blake :
Bana Blake'den bir mısra anımsattı :
On y sera juste après un dernier couplet.
Patrick, bir mısra daha söylemeliyiz.
Ce vers que tu commences me semble
Başladığın bu mısra bana
Mlle Morrison, les paroles sont "c'est parti", pas "et nous partons".
Bayan Morison, o mısra "Hadi, açılıyor perde" olacak.
C'est dans le deuxième chapitre des Philippiens, verset 12.
Philippians'ın ikinci bölümünden, 12. Mısra.
Il lui a cependant écrit de très beaux vers.
Ancak, ona birkaç güzel mısra yazdı.
Et si vous ne trouvez pas dans cette position, ou celle-là jetez-vous par terre! Comme ça!
Ve o ya da bu şekilde aklınıza hiçbir mısra gelmiyorsa, endişelenmeyin, kendinizi yere atın!
Son origine est floue, mais le poème était apparemment destiné à célébrer la vie.
Ayinin kaynağı belli değil, ama mısra açıkça dans ederek yaşamın kutlanmasını tasvir ediyordu.
- Il ne fait que cinq lignes.
Sadece beş mısra.
Il y a une expression.
- Bir mısra var.
Une citation d'un vers de Ghalib...
Ghalib'in şiirinden bir mısra.
- Ça avait l'air sorti d'un film.
Biliyorum kulağa mısra gibi geliyor.
Buenas noches, Sra y Sr.
İyi akşamlar. İyi günler Bay Souvestre.
Je ne vais nulle part.
İkinci mısra birinciyle aynı.
Ça, c'est le début du 4e couplet! En fait, cette chanson est très longue.
O, dördüncü mısra.
Putain! J'ai gratté, vieux.
Bir miktar kutsanmış su, okunmuş ekmekler, beyaz büyü kitabından... bir kaç mısra.
Voilà le plus beau vers que j'aie entendu de ma vie
İşte hayatım boyunca duyduğum en güzel mısra bu.