Translate.vc / francés → turco / Status
Status traducir turco
77 traducción paralela
autrement ça deviens comme un status quo.
Aksi halde olağan durum haline gelir.
Pour l'instant, c'est le statu quo.
Simdilik yapacagimiz sey su : Status quo.
Status quo, jusqu'à ce qu'on ait un plan.
Sonraki hamlemizi planlaya kadar, yapacağımız bu.
Tu savais que son mari avait été batteur pour Status Quo une fois?
Kocasının Status Quo'da davul çaldığını biliyor muydun?
- Le point sur la situation.
Status! Bay. Harper!
- Docteur, on a une épilepsie.
Dr.Lewis.Status epileptikus
Dr Weaver, on a une crise d'asthme.
Dr. Weaver, status astmatikus.
Status Neuros, on n'a rien.
Hiçbir şeyimiz yok!
Status quo. On joue, on gagne.
Durum bu. oynarız, yeneriz.
Les grosses maisons de disques font dans le statu quo, nous, on est des anarchistes.
Büyük olanlar Status Quo, biz değiliz, biz anarşistiz.
Donc tant pis si le gamin de 10 ans en crise d'asthme fait un arrêt?
Status astmatikusu olan on yaşındaki çocuğun kalbinin durması ne kötü.
D'un côté, le sexy mais froid ex-petit ami, héritier du status quo.
Bir tarafta ateşli ama soğuk, statükonun vârisi eski sevgilim var.
Fred Bayliss devait chambouler le status quo au marché de Fulton.
Fred, Fulton Balık Pazarı'nın durumdan üzüntü duyuyordu.
Je vais perdre mon status de samurai.
İşimi kaybettim.
En choisissant le plus mignon, tu as privilégié l'apparence à la personalité, la jeunesse à l'experience pas de syndrome de la rage à statut inconnu!
Daha seker kopegi secerek! Daha insancil olani sectin, youth over experience, no history of rabies over unknown rabies status.
Mais oubliez-moi, je ne veux pas perturber le status quo.
Şu anki ortamı bozmak istemem.
Ton status actuel est "libéré"
Resmi durumun ; "serbest bırakılmış."
Je sais que je suis nouvelle là-dedans, mais c'est status quo pour vous?
Biliyorum hala yeniyim, ama bu durum size göre mi?
La façon dont tu m'as hurlé dessus ressemble assez à un status quo, de ce que je me souviens.
Senin bana bağırman bazı şeyleri açığa.. ... çıkardı zaten.
Rapport. Status des communications.
İletişim merkezi orada mısın cevap ver.
Parlons émission. Status Quo fait nos jingles, mais leur camion garde-robe a pris feu. On a pris des gars pour bricoler ça, pour te donner une couleur.
Genellikle Status Quo reklam şarkılarımızı yapar ama biri gardırop kamyonlarını kundaklamış ve biz de çocukları arkaya aldık istersen onlarla tanışabilirsin.
Rien à foutre de Status Quo.
Kararları sen vereceksin.
"de ne pas prendre de risques, de rester à un status quo."
Risk almayacağım. Şu anki halimle idare edeceğim.
Oh, oui. Si l'instinct est profondément enraciné... dans le statut offert par le jeu, et quelqu'un leur retire ce statut... Ce serait juste une grosse tête de plus faisant la queue à un film de l'espace.
If one's instincts are deeply rooted in the status that they've enjoyed from the game, and someone takes that away... başka bir uzay filmini görmek için inekler sıraya girmiş olacak.
Chaque nomination renforce le status quo.
Yönetimindeki herkes statükodan yana.
Quelles sont les status?
Durum nedir?
Son potentiel de nuisance du status quo nous a fait parler.
Şu an ki durumun bize zarar verme potansiyeli yüksek.
Status quo.
Şimdiki duruma bakarsak...
Lisa, rappelle-toi qu'il est facile pour la partie dominante de se contenter du status quo.
Fakat Lisa, unutmaman gerek baskın taraf için her zaman mevcut durumdan memnun olmak kolaydır.
Mikey est à terre. Status à suivre.
Durumunu kontrol ediyoruz.
Hé, Chef, quel est le status de Mikey?
- sef, Mikey'nin durumu ne?
Pas de mot d'ordre, pas de ligne du parti, pas de status quo.
Parti denetçileri, resmi ideoloji ya da statükolar değil.
Et donc l'habilitée a manipuler la graphène a travers les état de la matière valide son status comme l'alternative idéale au silicone.
Ve böylece grafeni durumlar arası ayarlayabilme yeteneğiyle silikona en iyi alternatif olduğunu kanıtlamıştır. Teşekkürler.
Regarde ça, status 153.2. Boom.
Bu nasıl, 153.2 sayılı yasa.
Mais quelqu'un a effacé le compte-rendu de status depuis le labo de Clark ce matin.
Fakat birisi bu sabah Clark'ın laboratuarındaki durum raporlarını silmiş.
Status mis à jour :
Durum güncellemesi :
- Qui "ils", George? - Tous ceux qui tirent profit du status quo.
Mevcut durumdan istifade eden her kim varsa, efendim.
Elle a posté un tas de photos d'une famille heureuse et mis à jour son status presque tous les jours.
Ailesinin birçok mutlu fotoğrafını paylaşmış durumunu da nerdeyse her gün güncelliyormuş.
Changer le status à 1-SQ.
Durumu 1-SQ'ya ayarlayın.
On a une brèche à Status Hall!
- Binada bir kaçak var.
( mise à jour du status )
Tüm süper kahramanlara! Yardımınıza ihtiyacımız var!
Missy, confirme ton status. "
Missy, durumunu onayla.
les status viol. ( clic des menottes )
Reşit olmayan birine tecavüzden.
Je me suis vraiment pris une cuite lors d'un concert des Status Quo.
Bir keresinde Status Quo konserinde fena dağıtmıştım.
Nous l'avons décentralisé en de petites communautés. accros aux nouvelles locales et aux status de Facebook.
Yerel haberlere ve Facebook durum bildirimlerine bağımlı hâle gelmiş küçük topluluklar hâlini aldık.
Et après nous, um- - on a escaladé la status de Lincoln et mis du rouge à lèvre à Old Abe avec un marqueur indélébile.
- Sonra da Lincoln heykeline tırmanmıştık Yaşlı Abraham'a kıpkırmızı bir ruj sürmüştük.
Je sais quelle pression chaqun d'entre vous a reçu sur lui afin de maintenir le status quo, donc, encore, merci pour votre pensée progressiste
Mevcut durumu sürdürmek için üstünüzde baskıyı biliyorum bu yüzden ileri düşünceliliğiniz için tekrar teşekkür ediyorum.
Ils se débarrassent du directeur en premier.
Status Quo'da sanıyor kendini.
Sont clairement malheureux Avec ce status quo.
Ancak teşkilatımızdaki seninle irtibat kuran kişiler belli ki bu statükodan memnun olmayan kişiler.
Monsieur, quel est le status des bateaux?
- Efendim, teknedekilerden ne haber?
( Clic de radio ) Pas de changements ici. Quels sont vos status?
Durumunuz nedir?