English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / francés → turco / Stops

Stops traducir turco

53 traducción paralela
Là-dedans, Bill, vite.
[Horse Stops] Buraya gir Bill çabuk!
Pourquoi n'avez-vous pas respecté les stops?
Neden kırmızı ışıkları hızla geçtin?
Il prend toujours le même chemin, respecte la vitesse, s'arrête aux stops et met son clignotant en changeant de file.
Hız limitini aşmıyor. Bütün dur işaretlerinde mutlaka duruyor. Şerit değiştirirken sinyal veriyor.
Jusqu'à la fin des tirs.
Till the shooting stops.
Nous veillerons à ce que personne ne t'arrête.
We'll make sure no one stops you.
Seulement quand elles grillent trois feux, deux stops... et roulent à 90 dans une zone limitée à 50 km / h.
Sadece 3 tane kırmızı ışık geçildiğinde... İki tane dur işareti geçildiği ve 30 mil hız sınırı olan yerde 70 le gidildiğinde.
[La musique s'arrête]
[Music Stops]
[Cris ] [ La musique stoppe]
- [Yelling ] - [ Music Stops]
( Stops Sobbing ) pourquoi pleurais tu?
( stops sobbing ) Ağlıyor muydun?
Quand le pêcheur cesse de pêcher Quand le chasseur épargne le cerf
When the fisherman stops fishing When the hunter spares the herd
Jusqu'ici, jusque-là, jusqu'en bas, jusqu'à la pointe
Down to here, down to there, down to there Down to where it stops by itself
Vous pouvez aussi avoir l'intérieur cuir, le pack touring et une fonction pour l'arrêt aux stops.
Ayrıca deri dekorasyon, opsiyonel paket ve dur işaretinde durma özelliği.
# Till the earth stops turning?
# Dünya durana kadar?
Chérie, les stops sont là pour qu'on s'y arrête.
Hayatım, durman gereken yerde ışık ihlali yaptın.
♪ You have a drumstick and your brain stops tickin ♪
Elinde bagetler, beynin durdu.
Down to there, down to where it stops by itself Where it stops by itself got me lookin so crazy right now
* Ta buralarda kendiliğinden duruyor * * kendiliğinden duruyor * * oh-oh-oh, deli etti, * * zır deli beni *
Si York allait et venait, et qu'on note tous les stops, le centre est ici.
- Bakın. İşte. Eğer York bir ileri bir geri gittiyse, tüm güzergahlardan yola çıkarsak tam ortası burası oluyor.
My heart Stops when you look at me
Bana baktığında kalbim duruyor
The whole world stops
* Durur tüm dünya *
The whole world stops and stares for a while you re amazing
* Durur dünya ve kalır bir süre öyle * * Çünkü tatlım, sen mükemmelsin *
Croisez les statistiques des feux avec celles des stops.
Şehirdeki tüm ışıklarını bulup, tüm dur işaretlerini çapraz başvuru sistemine göre karşılaştır.
You see a sight that almost stops your heart
* Neredeyse kalbini durduracak bir şey gördüğünde *
Tu vois les logements des stops?
Mary, dinle. Stop lambasının yuvasını görebiliyor musun?
J'ai dû brûler quelques stops, histoire d'arriver en avance.
Sanırım birkaç kırmızı ışıkta geçip, biraz erken gelmişim.
Avancez à 10 km / h sous la limite. Marquez tous les stops. Ne passez pas à l'orange.
Hız limitinin 5 km altında sür her dur tabelasında tam olarak dur sarı ışıklarda motoru çalıştırma.
♪ The traffic stops for queen of the movies ♪
♪ Filmlerin kraliçesi için trafik duruyor ♪
Tu as grillé tous les stops.
Dur işaretlerini doğrudan geçtin.
My heart stops when you look at me
* Kalbim duruyor bana baktığında *
Stops my bone from wondering just who I, who I, who I am
* Çünkü birkaç dostum olsa hoşuma giderdi diğerleri yerine *
Jamais elle ne s'arrêtera!
She never stops!
Mais si la Machine s'arrête?
But if the machine stops?
[ " I am the man that never was [music stops]
I am the man that never was - Harika.
[ " Ahhhh [music stops] ça sonne vraiment bien.
Ahhhh - Oldukça iyi.
[music stops] ça a du sens pour moi, aussi.
- Bana da mantıklı geldi.
♪ When the world stops making sense... ♪
Dünya mantıklı gelmemeye başladığında...
D'accord, nous voulons accumuler des miles sur cette odomètre aussi vite que possible, alors pas de stops, des pensées de conduite seulement.
Pekâlâ, bu kilometre sayacını mümkün olan en kısa sürede tavan yaptırmalıyız. Bu yüzden durmak yok, yola devam.
Tu prends les stops très au sérieux.
Dur levhalarını çok ciddiye alıyorsun.
Bravo. Ça s'en va. Le groupe indien, les Non Stops.
Helal size Hindistan grubu Non-Stops.
It stops there
Burada bitiyor.
Les stops servent à réguler la circulation.
Carol, dur işaretleri trafiğe yardım etmek içindir.
Il n'y a plus de circulation, et donc, techniquement, plus de stops.
Ama artık trafik olmadığı için dur işaretleri de yok sayılır.
Il y a un train souterrain toujours en mouvement sur la ligne jaune, remplit de passagers brûlant tous les stops.
Hâlâ hareket halinde bir metro treni var, sarı hatta içi yolcu dolu ve hızla haraket ediyor.
ça serait pas possible sans un homme nous enlevant tout les stops.
Tüm bunlar için dişini tırnağına takan adam olmadan bu kadar eğlenemezdik. - Joe.
À 130 km / h, ne t'arrête pas aux stops et aux feux rouges, et tu y arriveras dans juste 11 minutes.
Saatte ortalama 128 km hızla, kırmızı ışıklarda hiç durmadan... -... 11 dakikanın üstünde ulaşırsın.
Elle pouvait passer les stops.
Stop sinyalleri boyunca sallanabilir.
Me descend jusqu'aux genoux
And it stops around my knee
La vache, tu te fous complètement des stops.
Adamım, dur levhalarını umursamıyorsun.
[ "Your wife is calling [" Your wife is calling [music stops ] [ laughter]
Your wife is calling Your wife is calling
[music stops]
.. olan kişi.
[music stops]
.. genişleyebilir.
Saison 11 épisode 23 Times Stops
Çeviren : balsy

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]