English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / francés → turco / Tablet

Tablet traducir turco

344 traducción paralela
Vous prendrez un comprimé de cortisone toutes les 6 heures.
Bundan böyle tablet alarak devam edeceksin, her altı saatte bir. - Doğru mu Doktor?
Et chaque pilule contient 97 unités d'énergie grâce à l'Endrocane.
Her tablet, 97 birim enerji verici endracain içerir.
- 10 cachets.
- On tablet.
Je prends jamais de cachets.
Hayatım boyunca hiç hap içmedim. Ne hap ne de tablet.
Ils vont sortir un nouveau comprimé le mois prochain.
Önümüzdeki ilk ay yeni bir tablet çıkartacaklar.
Un coffre rempli d'or?
- Bir tablet altın mı?
Une demi-tablette de chocolat.
Yarım tablet çikolata.
On prend des cachets, on les met dans un verre d'eau, on les avale et puis on dort.
Birkaç tablet al, onları suya koy, karıştır ve uyu.
Je t'apporterai une tablette.
Sana bir tablet getireceğim.
Enfin, on alimente la presse qui calibre les bâtonnets.
Daha sonra ise, bunları tablet haline getiren pres makinesinin içine yerleştiriyoruz.
Voilà la presse qui... transforme la poudre en bâtonnets.
Karışım tozunu tablet haline getiren pres makinası da işte bu.
- J'ai un demi cachet.
- Yarım tablet var.
600 cachets au même prix que 300 cachets de marque.
600 tablet piyasadaki bilinen markaların 300 tabletiyle aynı para.
Le docteur a dit de prendre 2 pilules après chaque repas. Merci.
- Her yemekten sonra 2 tablet alacakmışsın.
Peut-être le saurait-on si le haut était intact.
Keşke tablet bütün olsaydı ama üst kısmı eksik.
Cette tablette est l'un de ces indices.
Bu tablet o işaretlerden biri.
La prescription pour 50 cachets remonte à 15 jours.
50 tablet için yazılmış bu reçete 15 gün öncesinin tarihini taşıyor.
Je ne crains pas Yee Tin.
Eğer "Kutsal Ateş Tablet" imiz hala burada ise O kadının Yee Tin kılıcından korkmam
Un comprimé le matin à jeun,
Günde bir tablet. - Tamam.
puis Atarax, un comprimé le matin,
Bir de Atarax. Sabah bir tablet, akşam bir tablet.
Je prescris un médicament contre l'aérophagie.
Sana gaz atıcı bir tablet vereceğim.
- Pour mon ulcère, j'en prends la moitié d'un.
Ülserim için bunlardan yarım tablet içiyorum.
Très impressionnant. Ne t'en fais pas pour la tablette.
Tablet için endişelenme, birşey söylemiyordu.
"1 pour se détendre, 2 pour dormir. Docteur... Rome"
" Rahatlamak için bir, uyumak için iki tablet.
Il a commencé à les prendre il y a cinq ans, au rythme de... Il en a pris beaucoup : 19100 cachets délivrés.
İlacı almaya başlayalı beş yıl olmuş, ve 19.100 tablet kullanmış.
Ecoulez le reste de physio, 4 cachets de codéine et il peut partir.
Salinin geri kalanını, dört tablet kodein ver ve yolla.
Cette tablette, découverte en Côte d'lvoire, est censée être cette fameuse carte.
Bu tablet, geçen yıl Ivory Sahilinde bulundu. Kayıtların haritası olduğu düşünülüyor.
" Andrea McPhee. 2 comprimés par jour.
-'Andrea McPhee, tgünde iki tablet, direkt olarak.
Non, c'est 4 cachets, pas 40.
Hayır. Dört tablet, 40 değil.
Ce sont des tablettes Goa'ulds, comme sur Argos.
Bu bir Goa'uld tablet aygıtı, Argos'da bulduğumuza benzer.
Dr Jackson, et ce système de tablette Goa'uld?
Dr Jackson, peki ya Goa'uld tablet aygıtı?
Voyons ce qui se passe avec la tablette.
Tablet üzerinde kullanınca neler oluyor bir bakalım.
Un comprimé
Bir tablet.
J'ai une très belle documentation. Des écrits et des dessins de tous les pays.
Her ulustan, tablet ve yazıtlarla dolu çok iyi bir koleksiyonum var.
Le cachet héroïque devrait recevoir les honneurs cet après-midi.
Kahraman tablet bu öğleden sonra ödüllendirilecek.
Prends les cachets dans mon sac et donne-lui une moitié toutes les 2 heures, ça la calme.
Sırt çantamda hap olacak. Her iki saatte bir yarım tablet verirsen sakin kalır.
" Un cachet à l'heure du coucher, toutes les 4 heures si nécessaire.
" Yatarken bir tablet. Gerekli olursa dört kez alınabilir.
Vous avez pris 36 cachets, n'est-ce pas?
36 tablet almışsınız.
12 par plaquettes. 3 plaquettes.
Bir tablette 12 tane. Üç tablet.
On vous met dans une petite salle et on lâche une capsule de cyanure de sodium. Vos poumons se remplissent et c'est la fin.
Seni ufak bir odaya koyarlar ve bir tablet sodyum siyanür damlatırlar... ciğerlerin dolar ve sonun gelir.
Il a trouvé des inscriptions cunéiformes et des symboles qu'il ne connaissait pas.
Babil çivi yazısı tabletler bulmuştu, ve sembolleri tanımlayamadığı bir tablet vardı.
- La Table!
- Tablet!
Mais, si vous avez encore mal ce soir prenez deux cachets.
Gece dişlerinizde ağrı olursa... iki tablet alın.
Je vous donne un cachet pour dormir.
Birkaç tablet. Hemen uykuya dalacaksın.
Une goutte vaut 10 pilules de viagra!
Bunun bir damlası 10 tablet viagraya eşdeğer!
Quand le colonel Maybourne a mené notre opération extra-planétaire, on a trouvé une tablette rédigée dans la langue des Anciens décrivant une cache d'armes et des technologies placées dans un lieu secret.
Albay Maybourne dünya dışı operasyonlarımızı yönetirken Eskiler'in dilinde yazılmış bir tablet bulmuştuk. Büyük miktarda silah ve teknoloji bulunan gizli bir yeri anlatıyordu. ( ÇN :
La naratriptamine se vend en comprimés.
Naratriptamine tablet şeklinde geliyor.
Il fêtait son premier vol en solo avec des amis.
Dün ilk defa tek başına uçmuş. Ardından arkadaşlarıyla kutlamaya gitmiş. Bir tablet "E" aldığını söylediler.
"TABLE RASE" ( 1re PARTIE )
"tabula rasa" ( Latince : Boş-Temiz Tablet )
Pour essayer, ne prenez qu'une demi-pilule.
Ama sadece biraz tecrübe olsun diye yarım tablet aldıysan tamam, teşekkür.
CLINIQUE VETERINAIRE RILEY Le Dr Riley m'a dit de lui en donner trois par jour.
Dr. Riley günde üç tablet alsın dedi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]