English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / francés → turco / Tanks

Tanks traducir turco

495 traducción paralela
Ils ont des douzaines d'avions pour chacun des nôtres. Et des tanks qui passent partout.
Bizim bir uçağa karşılık düzinelerce uçakları ve engel tanımayan tankları var.
Et enfin les tanks, orgueil de notre armée.
Ve şimdi Tomanya ordusunun gururu zırhlı tanklar geliyor.
- Pour aller sous l'eau! - Des tanks, sous l'eau?
Sudan geçmesi için.
T'as jamais entendu parler des tanks aéromarins?
Suyun altında mı gidiyor? Denizaltı gibi. Sualtında ve havada giden tankları duymadın mı yoksa?
Nous tenons la route. Derrière nous, 200 tanks et 500 mitrailleuses.
Elimizde 200 tank, 50 zırhlı araç ve 500 makineli silah var.
Le kérosène de ta marine et de tes tanks part en fumée, par millions de litres.
Tanklarınızı ve donanmanızı savaşa sürün ki milyonlarca galon benzinle tutuşup berhava olsunlar
Bombardiers américains, tanks... Totalement détruits!
... Amerikan tanklarının işi bitti, hepsi yokedildi.
Regardez ces colonnes de fumée. Ce sont vos avions américains qui se consument, vos quelques tanks, vos pauvres munitions et votre nourriture.
Amerika'dan gelen yeni uçaklarınızı teneke tanklarınızı, sinek vızıltısı mühimmatlarınızı ve yiyecek stoklarınızı yalayıp yutan alev dillerini iyi belleyin.
Ces avions étaient votre seule défense contre la toute-puissante Luftwaffe. Ces tanks devaient tenter de retenir nos superbes machines allemandes qui écraseront bientôt vos maisons.
Muazzam hava gücümüze karşı ancak kendini savunan uçaklarınız, 50 tonluk Alman canavarlarına vızıltı gibi gelen tanklarınız ve mühimmatınızla yakında kendi evlerinizi yıkacaksınız.
Des commandos, des tanks, qui partent après avoir vaincu ici, pour amener la désolation sur votre peuple.
Komandolar, tanklar. sizin istila kuvvetlerinizi yok edip yerlerine dönüyorlar. Sizin insanlarınıza yıkım ve terör getirmek üzere yola çıkıyorlar.
Vos tanks circulent à l'eau de mer?
Tanklarınızı deniz suyuyla, tüfeklerinizi kumla mı dolduracaksınız?
Si tu sens la terre trembler, ce sont nos tanks, nos armes, nos camions, par milliers, anglais, français, américains...
Toprağın sallantısını hissettiğinde bizim tanklarımızı, silahlarımızı, kamyonlarımızı duyacaksın. Binlercesini. İngiliz, Fransız ve Amerikan.
Nous continuerons à faire ces 5 pièces. Et elles ne seront pas adaptées aux nouveaux tanks.
Onları Almanya'ya gönderdiğimizde... yeni tanklara uymayacak.
Encerclé par les tanks allemands.
Alman Tankları üzerinden geçti.
Sans optique militaire, nous n'aurions pas de navires pas d'avions, pas de tanks, ou de canons.
Askeri optik cihazlar olmadan tek bir savaş gemisine tek bir uçağa, tek bir tanka veya tek bir topa sahip olamayız.
Il aurait manqué le tournant à Terrapin Tanks?
Sence Terrapin Tankları'ndaki dönüş işaretini görmemiş olabilirler mi?
On aura plein d'eau en arrivant à Mojave Tanks.
Bira sonra su dolu bir tanka kavuşacağız. Dik kafana!
On va rebrousser chemin vers Terrapin Tanks.
Ama biz Terrapin Tankları'nın olduğu yere gideceğiz.
Il a dû aller d'abord au sud, à Mojave Tanks.
Bazı nedenlerden dolayı güneye, Mojave Tankı'na gelmeliydiler.
Les tanks, les avions, tout ce qu'on peut imaginer.
Tanklar, uçaklar... Duyduğumuz her şey onlara aitti.
Des tanks allemands!
Alman tankı!
Tanks allemands à proximité de ferme en feu.
Yanan çiftlik evi çevresinde Alman tankları.
À part les Boches dans des tanks. On est encerclés.
Tank süren Almanlar haricinde...
Et des tanks.
Tanklar da var.
Aussi bruyants que des tanks!
Bir tank kadar ses çıkarıyorsunuz!
Elles sont équipées de tanks, d'artillerie et de mitrailleuses.
Tanklar, top ve makinalı tüfek birlikleri onları desteklemekte.
S'il a pu construire un vaisseau pour venir sur Terre et un robot capable de détruire nos armes et nos tanks, quelles autres menaces peut-il créer?
"Dünya'ya ulaşabilecek bir uzay gemisi inşa edebilir, tanklarımız ve silahlarımız bir robot tarafından yok edilebilir." "İstediğinde, başka hangi dehşetleri etrafa saçabilir?"
Tant que vous vous contentiez de vous battre avec des tanks et des avions primitifs, nous n'étions pas concernés.
İlkel tanklarınız ve uçaklarınızla kendi kendinize savaşmanıza kayıtsız kaldık.
S'ils ont des tanks, ils vont nous laminer.
Tankları da var. Bizi bu evle birlikte havaya uçuracaklar.
Combien de tanks?
Kaç tank var?
Ecoute ça : il y a des tanks, ici.
Pekala, iyi dinle. Burada tanklar var.
Et les tanks?
Tanklardan haber var mı?
Le prisonnier parle d'au moins 2 tanks à La Nelle, peut-être plus.
Esir, La Nelle'de iki tane olduğunu söylüyor ama fazla da olabilir.
Les tanks étaient en mouvement quand vous êtes partis?
Tanklar siz geri çekilirken, hareke halinde miydiler?
- J'ai repéré des tanks.
- Onları vuruyordu, Clyde ama lanet olası tanklar hesapta yoktu.
- Combien de tanks?
- Kaç tank var, demiştin?
- Des tanks.
- Tanklar!
Nous aurons besoin de l'artillerie et des tanks immédiatement.
Derhal top ve tanklara ihtiyacımız var.
La guerre est longue. On a pris une pile, hier, sur la rive du Naktong. Ils nous ont laminés avec des tanks.
Görünüşe göre dün Naktong nehrinin diğer tarafında yenildik... tank alaylarıyla bizi mahvettiler.
Ce qui veut dire qu'ils dégagent la route pour leurs tanks.
Bunun tek bir anlamı olabilir... Bombalarını ilerleyen tankları için saklıyorlar.
Grouillez-vous, il y a des tanks boches à quelques kilomètres.
Ben onlardan biraz daha hızlıyım. Birkaç mil arkalarında Alman tankları var.
A vos postes! Des tanks.
Emirler geldi!
Tanks!
Tanklar!
Des tanks!
Tanklar.
En attendant, les avions alliés vont détruire nos tanks, mitrailler nos troupes, bombarder les ponts et couper nos communications.
Müttefikler şu anki hava üstünlükleriyle tanklarımızı patlatır birliklerimizi öldürür, köprüleri bombalar ve haberleşmemizi keser.
Nous devrons être aussi solides que nos tanks.
Bu çatışmada tanklarımız kadar sert olmalıyız.
Tant qu'on ne sera pas sortis d'ici, vos hommes marcheront devant mes tanks.
Bundan böyle, mayın tarlası temizlenene kadar adamların, tanklarımın önünden gidecek.
combien d'hommes, combien d'armes, combien de tanks l'ennemi a engagés et de combien de carburant il dispose.
Kaç asker, kaç silah düşmanımızın bu işte kaç tane tankı var. Ne kadar yakıtları var? Yürüyün.
Je travaille dans une usine qui fabrique des pièces de tanks.
Ben eski donanım fabrikasının ofisinde çalışıyorum. Şimdi ağır tank parçaları üretiyoruz.
- Clyde, les tanks!
- Clyde! - Bizi tanklarla vuruyorlar, Clyde!
Des tanks allemands à Bruxelles?
- Alman tankları Brüksel etrafında mı?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]