Translate.vc / francés → turco / Tante
Tante traducir turco
9,693 traducción paralela
Ma reprise de "Tante Mame".
Canlandırdığım karakter "Hala Mame".
Tante Lucille.
Lucille teyze.
Qu'est-il arrivé à tante Barbara?
Barbara teyzeye ne oldu?
Le personnel de commandement a mis en place une force d'intervention pour essayer de joindre chaque tante, oncle, cousin de n'importe qui impliqué dans le procès Bembenek.
Ana merkez Benbenik davasıyla ilişkili kişilerin, teyzesi, amcası, kuzeni artık ne kadar kişi varsa, hepsi için bir güvenlik ekibi oluşturdu.
Grand-mère, tante Shirley, même Kathy a dit quelque chose.
Büyükannem, Shirley Teyze, Kathy bile yorum yaptı.
Je vais récupérer ton frère et vous déposer chez votre tante.
Kardeşini de alacağım ve birlikte teyzenin evine gideceğiz. Bunların hepsi benim hatam.
Eh, c'est peut être une tanta Peut être une de ces personnes que l'on appelle tante
Bir nevi teyze ya da ona teyze diyoruz.
Ma tante est en train de le faire.
Teyzem gerçekten de bunu yapmış.
Ma tante a dit que c'est elle qui m'a mise dans l'urne.
Teyzem beni küpe onun koyduğunu söyledi.
Elle a disparu, comme Elsa et ma tante!
Yani Elsa ve teyzem de gitmiş.
Ma tante n'a pas l'urne.
Kristoff... Küpü teyzem almadı.
Ma tante nous a gardés comme ça pendant des décennies?
Teyzem bizi yıllarca o şekilde mi tuttu?
Est-ce que tu crois que c'est le sort de ma tante?
Sence bu teyzemin büyüsü mü?
Imaginez si c'est lui qui décide si j'aurai le pot à crème violet de tante Opal que vous m'avez déjà promis?
Bana vermeye söz verdiğiniz, teyzemin Opal mor ineğini almaya karar verdiğini düşünebiliyor musunuz?
Ça signifie que la tante de ta mère est la cousine de ma coiffeuse.
Yani annenin teyzesiyle kuaförüm kuzen oluyorlar.
Mais si c'est une tante, ça peut être une cousine?
Ama teyzesiyle kuzen olması gerekmez miydi?
Cette maison me rappelle un peu celle de ma tante Beezie, s'il y avait deux douzaines de chats courant partout.
Bu tür bir yer Teyze Beezie var benim, beni hatırlatıyor eğer bir çift varsa düzine kediler etrafta.
La Reine des Neiges est aussi ma tante.
Kar Kraliçesi benim de teyzem.
Pas de tante folle qui veut tuer toutes les personnes que je connais.
Tanıdığım herkesi öldürmeye çalışan kötü teyzeler yoktu!
Je comprends, tante Ingrid.
Anlıyorum, Ingrid Teyze.
Nous sonnons à la porte, tante Sherry a ouvert la porte, nous embrasse et dit, Tracey, ils sont ici.
Sherry teyze kapıyı açtı. Sarıldık, öpüştük. Sonra "Tracey, geldiler." dedi.
J'ai une tante qui est allée faire un tour en vélo - une femme en parfaite santé.
Bir teyzem bisiklete binmeye çıktı dünyanın en sağlıklı kadınıydı.
Ma tante Debbie.
Debbie teyzem.
Dieu, tu deviens toujours nerveuse comme une puce quand il s'agit de tante Gwen.
Tanrım, olay ne zaman Gwen Hala'ma gelse ortalığı velveleye veriyorsun.
Maman, pourquoi ta relation avec tante Gwen est si bizarre?
Anne, Gwen Halam'la aranızdaki ilişki neden bu kadar garip?
Je suis impatient de voir ma tante sexy.
Seksi halamı görmek için sabırsızlanıyorum.
Le problème est que - - tante Gwen est une criminelle reconnue, et tout ce qu'elle fait c'est d'utiliser Maman.
Asıl sorun Gwen Hala'nın bir mahkum olması, ve yaptığı tek şeyin annemi kullanması.
Votre tante est une faiseuse de miracle, mais votre mère a de toute évidence encore beaucoup de chemin à faire.
Halan harika bir işçi, fakat annen, görünüşe göre, yapması gereken çok iş var.
Tante Gwen!
Gwen Hala!
- Je n'en reviens pas que tu aies menti sur tante Gwen toutes ces années.
Tüm bu yıllar boyunca Gwen Hala ile ilgili yalan söylemene inanamıyorum.
Tu dis "tââânte" alors que le reste de la famille dit "tante".
ailedeki herkes "hal" derken, sen "hela" diyorsun.
- S'il te plaît, tante Gwen.
- Lütfen, Gwen Hala.
Et toi, tante Gwen, tu as fais ça parce que...?
Gwen Hala, yapman gereken şeyi yaptın, çünkü...
Qui es-tu? Ma tante Ruth?
Kimsin sen, teyzem Ruth mu?
Ma tante Suzie m'a appris le massage cardiaque quand elle était secouriste.
Teyzem Suzie can kurtaran olarak çalıştığında bana nasıl ilk yardım yapılacağını öğretmişti.
Tante Mélanie.
Melanie Teyze.
J'ai une tante qui a une mémoire de poisson rouge.
Balık gibi içen bir teyzem var.
Tante Vanessa?
Vanessa teyze mi?
Votre tante, Heather McCutchen.
Teyzen Heather McCutchen.
Tante Lucille.
Lucille Teyze.
Tante Lucille est venue aujourd'hui.
Bu gün Lucille teyze geldi.
C'est l'appartement de la tante de Bisko.
Burası Bisko'nun teyzesinin dairesi.
Pas tant que tu vis avec ta tante Marjorie.
Marjorie teyzenle beraber yaşarken çıkmaz.
Merci, tante Lorraine.
- Çok yakışıklı. - Sağ ol, Lorraine teyze.
J'allais oublier cadeau de ta super tante.
Az kalsın unutuyordum. Havalı bir teyze olduğum için sana hediye aldım.
- Ma tante Lorraine.
- Lorraine teyzem.
Paraît que tu squattes chez ta tante.
Duyduğuma göre teyzenin evinde kalıyormuşsun.
Bien, ma tante, Dottie Mae, jouait... du piano avec Pete Fountain et George Girard.
Müzikle uğraşan bir aileden mi geliyorsunuz?
- Tu viens jouer chez ma tante?
- Ne dedin?
mais... ce n'est pas réellement ma tante. Tu vois?
Ailen hakkında kötü laf söylemek istemiyorum ama...
C'est un cadeau de ma tante.
Bu aslında teyzemin verdiği bir hediye.