Translate.vc / francés → turco / Test
Test traducir turco
19,232 traducción paralela
J'ai les résultats des examens.
Subbu'nun test raporları elimize ulaştı.
On a qu'à la tester.
Tamam. Test etmenin bir yolunu bulalım o zaman.
Tu dois pas être infecté pour tester l'antitoxine?
Antitoksini test etmeleri için Hive'ın etkisi altında olman gerekmiyor mu?
On le saura qu'après les tests de Simmons.
Simmons birkaç test daha yapana kadar emin olamayacağız.
Nous sommes prêts pour le test alpha.
Birincil test için hazırız.
Je redoublerai d'efforts pour le beta test.
İkinci test için iki kat daha çaba sarf edeceğim.
J'ai libéré mes sujets test.
Deneklerimi saldım.
- Non. Mais apparemment il faut un rendez-vous pour un test de grossesse.
Ama çiş testi için randevu almam gerektiğini söylediler.
Si quelqu'un t'a donné quelque chose pour t'endormir, on pourra le détecter.
Sanki birileri sizi yıkmak için birşey vermişse, bunu test edebilir.
On fait aussi faire un test ADN et quand tout arrivera au laboratoire, on pourra déterminer ce qui est à toi de ce qui n'est pas à toi.
Biz ayrıca DNA testi yapıyoruz böylece herşey laboratuvara gittiğinde hangi şeylerin size ait olduğunu ve hangi şeylerin size ait olmadığını anlayabilirler.
Il est important qu'il fasse un test VIH.
Sizin Bağışıklık testini izlemeniz önemli.
C'est comme un test olympique de sobriété.
- Sanki Olimpiyat ayıklık testi.
Il y a une source qu'on peut vérifier pour tester ta théorie.
Teorinizi test etmek için kullanabileceğimiz tek bir kaynak var.
Je panique, j'ai fait le test et il y a deux petites lignes.
Panik oldum. Test yaptım ve iki çizgi çıktı.
J'ai passé le test?
Oldu mu?
Du putain de test que tu me veux me faire passer.
Bana öğretmeye çalıştığın şey her neyse ona.
Elle laissera Davina dé-asservir les deux frères, ensuite elle teste la réussite du sort en tirant une balle en chaîne blanc dans le cœur de Klaus.
Davina'nın kardeşlerin bağını kırmasına izin verecek sonra Klaus'un kalbine ak meşe kurşununu atıp başarısını test edecek.
Quand Aya teste ce sort, Klaus va tomber de toute façon.
Aya o büyüyü test ettiğinde Klaus her türlü düşecek.
Elle va laisser Davina délier les deux frères, et elle testera la réussite du sort en plantant un pieu en chêne blanc dans le coeur de Klaus
Davina'nın iki kardeşi de ayırmasına izin verecek sonra da ak meşe kurşununu Klaus'un kalbine sıkıp büyüyü test edecek.
Lucien qui teste son remède.
Sadece onun tedavisini test Lucien.
Pourquoi aurait-il besoin de tester quelque chose qu'il sait déjà qu'il fonctionne?
Niye şey test etmek gerekmez. Çalıştığı zaten biliyor?
J'ai testé son sang.
I kanını test etti.
Maintenant il faut la tester.
Şimdi onu test etmemiz gerekiyor.
Les résultats des tests sur les vêtements de Tailor Blaine sont revenus.
Taylor Blaine'in giysilerinden test sonuçları geldi..
Et vos analyses?
- Test sonuçları ne diyor?
On va les analyser et résoudre le problème.
Birkaç test daha yapacağız ve sizi onlardan kurtaracağız.
J'ai parlé avec la directrice, il va passer un test.
Okul müdiresi ile konuştum, ona bir sınav yapacaklar.
- Je te laisse tester.
- Test işini sana bırakıyorum.
C'est un test?
Ama burada gitmiş. Bu bir tür test falan mı?
La police l'a pris pour des tests. Enfin, la plupart.
Polisler test etmek için götürdü.
Je dois aller tester une théorie.
Gidip bir teorimi test etmem lazım.
Au bureau, tu n'es plus Judy la vendeuse, mais Mme Mark qui veut essayer la voiture avec son mari.
Tek fark, şimdi Judy Pazarlamacı yerine, Bayan Gaye'sin ve kocanla bir test sürüşü yapmak istiyorsun.
Après, tu essaies la voiture avec lui, puis tu le déposes devant le concessionnaire et tu disparais dans le soleil couchant.
Şimdi, gayeni test sürüşüne alıyorsun bayinin önüne bırakıp gün batımına gazlıyorsun. Tamam. Sorun var mı?
Très bien, faisons un petit test.
Küçük bir test yapalım.
J'ai découvert que nous aurions un test de drogue avant le match ce soir, c'est pas de la chance d'avoir fumé hier soir et pas ce matin?
İyi ki bu sabah değil de dün gece tüttürmüşüz.
Maman! Test anti drogue!
Uyuşturucu testi!
Ok. "Comment réussir un test anti drogue."
"Uyuşturucu testinden nasıl geçerim."
Non, pas un test de tapis.
Hayır, halı testi değil.
Donc,... tu verses sournoisement ceci dans ton test de drogue, ok?
- Uyuşturucu testinde bunu ver, tamam mı?
Pisses juste dans cette bouteille que ton frère réussisse son test de drogue, et qu'il puisse rester dans l'équipe.
Şu şişeye işe de, abin uyuşturucu testini geçip takımda kalsın.
Est-ce que ça te dérange de remplir cette bouteille avec ton urine pour que mon frère passe son test anti-drogue?
Acaba bu şişeye idrarını yapıp abimin uyuşturucu testinden geçmesini sağlayabilir misin?
Non, il a une émission le même soir, mais c'est un genre de test pour quelque chose à long terme.
Hayır, o gece bir gösteri var, Ancak bu, daha uzun bir süre için test denemesi gibidir.
C'est comme un test. D'accord?
Küçük bir test gibi düşün, tamam mı?
C'est une sorte de bizutage, un test.
Bir çeşit kabul olma ritüeli, bir test.
C'est un test, encore un test.
- Yani bu bir test, başka bir test. - Bak.
Crois-moi quand je dis, tu le les aimes pas autant que j'aime ce test.
Onları, bu testi sevdiğimin sekizde biri bile sevmiyorsun, dediğimde beni anla.
On a huit semaines avant que Dwight essaie de mesurer notre valeur avec des bulles sur une fiche.
Dwight değerimizi optiğin baloncuklarıyla test etmeden önce sekiz haftamız var.
Sérieusement, je pense que j'apprends plus en brisant les règles Qu'en me préparant pour un test stupide.
Cidden, kuralları çiğnerken hiç hazırlanmadığım aptal bir testten daha fazlasını öğrendiğimi düşünüyorum.
Juste un test supplémentaire.
Bir test daha.
- les faire analyser.
İlaç örneği elde edip test ettirmemiz gerek.
Ce n'est pas comme si on avait pu la tester.
Önceden test edilecek bir şey değil.