Translate.vc / francés → turco / Than
Than traducir turco
319 traducción paralela
Vous ne pouviez pas choisir un autre jour? C'est son premier combat dans sa ville natale.
Don't you know any better than to bring your brats here today of all days... when Senor Gallardo is about to make his first formal appearance... in his hometown?
Put a knot on his head bigger than a turkey s egg.
Bir dahaki sefere şerif olarak, bir tavuktan daha yürekli birini seçin.
On n'entend pas Tony chanter "Lovelier Than You".
"Lovelier Than You" da Tony'yi duyamazsın. - Zaten orkestrayı bastırıyorum.
Les, un ton plus haut?
Lester'a sor. "Lovelier Than You" için bir ton yükseği?
J'aime Lun Than qui était chargé de me conduire ici.
O, Lun Tha, beni buraya getirmek için seçilen elçi.
Oui, mais ici elle ne suffit pas.
Kesinlike. Here you need better than that.
- On repasse "Derrière le miroir" de Nicholas Ray.
Ayrıca Nicholas Ray'in "Bigger Than Life" ı da gösterime girmiş.
"J'amène maman au bal de l'école... " car elle bouge mieux que ma soeur ".
"I'm Taking Mom to the Junior Prom Beause She's a Better Twister Than my Sister."
Than you so much, sir! ( merci beaucoup monsieur ) AH!
Çok teşekkürler efendim.
Le serpent était le plus averti de tous les animaux.
Now the serpent was subtler than any beast of the field.
ce sont plus des fanatiques religieux que des curieux.
The rest are... Well, they're more like some crazy cult than onlookers.
More than you know.
"More Than You Know"
- Mieux que ce que j'avais imaginé.
- It's better than I ever imagined.
- Il est mieux qu'avant.
- He's better than he was.
- Mieux que jamais, grâce à toi.
- Better than ever, thanks to you.
Je ne veux pas que tu restes ici plus de temps qu'il ne faudra.
I don't want you staying here any longer than you have to.
Il a besoin de vous, plus que jamais.
He needs you now more than ever.
Are you more than dead
Ölmekten daha fazlası mısın
Celle de La prisonnière du Désert, de La Blonde et Moi, de À l'Est d'Éden, de Graine de Violence, de Derrière le Miroir et de Sueurs Froides.
... "Bigger Than Life" ın ve "Vertigo" nun çağı. Tutkum tüm ünlü ve kıyıda köşede kalmış filmler tarafından körükleniyordu. İlla ki kültürümüze uygun olması gerekmiyordu.
Surtout lorsque l'implicite prend autant d'importance que l'explicite. Voire plus d'importance.
Mesela, Douglas Sirk'in 1955 yılında çektiği "All That Heaven Allows" filmini veya Nicholas Ray'in 1956 yılında çektiği "Bigger Than Life" filmini ele alalım.
- Beaucoup mieux que je ne l'ai été pour moi-même
# Much better than I've been to myself
"We would rather have died than reveaI our secret, oh my love"
Sırrımız ortaya çıkacağına ölsek daha iyi, sevgim.
Et certains contrats en suspens joueront en votre faveur.
And certain trade issues are pending which ensure you a fairer shot than usual.
Votre Sainteté, voici le Général Chang Jing Wu... General Than Gua, General Than Gua San.
Kutsal Efendimiz, bunlar General Chang Jing Wu General Than Gua, General Than Gua San.
Maggie a écrit son premier roman, il s'appelle "Better than chocolate".
Maggie ilk kitabını yazıyor. İsmi : "Çikolata'dan Daha Tatlı"
/ / By telling me more than mine / /
/ / By telling memore thanmine / /
/ / Is more than I ever know / /
/ / Is more than Ieverknow / /
- Ils parlent Than.
- Than'ce konuşuyorlar.
Une sorte de confrontation entre les Than-Thre-Kull et... des Nietzschéens.
Than-Thre-Kull ve Neitzcheanlar arasındaki bir tür anlaşmazlık...
Je reçois un signal de détresse d'un rescapé du vaisseau.
Hasarlı Than gemisinden yardım sinyali alıyorum.
Pour le moment, ce Than a besoin de notre aide.
Şimdi, Than'in bizim yardımımıza ihtiyacı var.
Dylan, ça me fait horreur de ressembler à Tyr, mais comment le sauvetage d'un Than peut justifier de risquer tout le vaisseau?
Dylan, Tyr gibi konuşmaktan nefret ediyorum, ama tek bir Than'i kurtarmak için tüm gemiyi riske atmak neden?
Si nous pouvons négocier un traité entre les Than et les Nietzschéens, nous porterons la République plus loin sur la carte.
Eğer Than ve Neitzchean arasındaki anlaşmazlığı çözebilirsek Cumhuriyet'in adını tekrar haritaya koyabiliriz.
Les Than reconnaissent le cessez-le-feu.
Than ateşkesi kabul etti.
Il y a toujours un vaisseau Than là-bas.
Than gemisi hâlâ dışarıda.
Mais nous préférerions servir d'intermédiaire aider à négocier un accord de paix avec les Than.
Ama Than ile barışçıl yoldan anlaşmanıza yardım etmeyi tercih ederiz.
Les Than ont attaqué mon peuple pendant plus de cinquante ans!
Than insanlarıma elli yıldan fazla süredir saldırıyor.
Si cela empêche les Than de tuer mes enfants, donc coûte que coûte, parlons affaire.
Eğer Than çocuklarımızı öldürmeyi bırakırsa, ondan sonra bunu konuşabiliriz.
Le Than.
Than.
parce que J'AI les paramètres de mission de l'ordinateur de l'insecte... l'ordinateur de bord du Than.
Çünkü Than'in böcek kızının bilgisayarından görev parametrelerini aldım.
Selon l'ordinateur de bord Than, les Nietzschéens avec lesquels nous traitons sont des pirates.
Than'ın gemi bilgisayarına göre, Neitzcheanslara korsan diyorlar.
Ce clan a fait des raids sur les itinéraires d'approvisionnement Than depuis plus de cinquante ans.
Bu adamlar Than'ın erzak rotasını elli yıldan fazla süredir yağmalıyormuş.
L'Empire Than n'a t-il pas une des plus grandes flottes des mondes connus?
Than imparatorluğu bilinen dünyaların en büyük filosuna sahip değil mi?
Cela expliquerait pourquoi ils n'apparaissent pas sur les cartes d'astéroïde Than.
Bu da onların neden Than'ın asteoid haritasında görülmediğini açıklar.
Un éclaireur Than s'est échappé après que les Nietzschéens aient tiré.
Than gözcülerinden biri onların silahından kaçmayı başardı.
Ce qui signifie que la flotte Than avance avec l'esprit de vengeance.
Demektir ki Than filosu öcünü almak için bu yöne geliyor.
La flotte Than est à deux jours au loin, et le seul moyen pour le clan Orca de les battre c'est d'utiliser l'Androméda.
Than filosu iki gün uzakta, ve Orca topluluğunun onları yenmesinin tek yolu Andromeda'yı kullanmak. Ve benim bunu sağlamak için yardım edeceğimi düşünüyorlar.
Tôt ou tard, les Than les écraseront.
Er ya da geç, Than onları yok edecek.
Freya sera ma première, mais seulement si je peux empêcher les Than de détruire ce cailloux.
Freya benim ilkim olacak, ama ancak Than'in bu kayayı yok etmesini önleyebilirsem.
Quel est l'état de la flotte Than?
Than filosunun durumu nedir?
La convention et les contradictions... le sucre et le poison.
Nicholas Ray'in "Bigger Than Life" filmine bakın.