Translate.vc / francés → turco / Thorn
Thorn traducir turco
349 traducción paralela
J'ai bien envie de m'occuper de mes affaires et de dire à Thorn Shornton qu'il pourrait se passer de vous!
Bırak da görevimi yapayım yoksa Bay Thorn Seanton'a sensiz daha iyi olacağımı söyleyeceğim.
"de Thorn Shornton..."
-... çünkü bunu Thorn Seanton istedi.
" Le Hussard Thorn abandonne le ring.
SÜVARI THORN RİNGLERİ BIRAKIYOR
Ici M. Thorn... euh, Kaplan.
Santral, ben Bay Thorn...
Je veux écrire un article sur le Major Thorn. - Je refuse.
Albay, Binbaşı Thorn hakkında bir yazı yazmak isterim.
- Major Thorn.
- Evet, adım Binbaşı Thorn.
Je n'ai rien à perdre, Thorn.
Kaybedecek bir şeyim yok Thorn.
Ce ne sont que des hommes, et pas de brillants spécimens.
Thorn onlar sadece birer insan. Hem de çok berbat birer insan.
Si vous le croyez... vous valez sans doute mieux qu'eux tous.
Eğer inanıyorsan Thorn eğer inanıyorsan, hepsinden daha değerlisin demektir.
Ne fermez pas les yeux, Thorn.
Gözlerini kapatma Thorn.
Vous, Thorn, vous êtes fou.
Sana gelince Thorn, sen manyaksın.
Le Major a livré les chevaux et on est retombés dans une embuscade.
Binbaşı Thorn atları teslim ettikten sonra yine pusuya düştük.
14ème Secteur.
Dedektif Thorn, 14. bölge.
Je te croyais de Brigade Anti-Émeutes.
Thorn, çevik kuvvette görevlisin sanıyordum.
14ème Secteur.
Thorn, 14. bölge.
Notre immeuble est sans histoires.
Binamız temizdir Bay Thorn.
dites-lui que le Détective Thorn est passé.
Evet. Döndüğü zaman Dedektif Thorn'un uğradığını söyle. Tamam mı?
J'aurais dû vous offrir quelque chose.
Size bir şey ikram etseydim Bay Thorn?
Venez donc nous voir un peu!
Thorn, bize uğramaya ne dersin?
C'était Thorn.
Thorn'du.
Je ne vous savais pas ici.
Burada olduğunuzu bilmiyordum Bay Thorn.
M. Thorn.
Öyle hoş olmayan bir şey yapmak istemem Bay Thorn.
Je vais au Foyer.
Thorn, Eve gidiyorum.
Thorn.
Seni seviyorum Thorn.
Il faut que tu le prouves.
Kanıtlamak zorundasın, Thorn.
Thorn.
Lütfen, Thorn.
Thorn.
Kanıtlamak zorundasın, Thorn.
je veux vivre avec toi.
Thorn, seninle yaşamak istiyorum.
Cette nuit, M. Thorn, Dieu vous a donné un fils.
Bu gece, Bay Thorn Tanrı size bir oğul verdi.
- C'est l'héritier des millions de Thorn
- Anlamadım. - O ya Thorn milyonlarının varisi ya da İsa'nın ta kendisi.
- Elle prenait de la drogue?
- Bay Thorn, dadı uyuşturucu kullanmış mı?
J'ai fermé la porte à clé, M. Thorn.
Kapıyı kilitledim, Bay Thorn.
Je vous en supplie.
Size yalvarıyorum, Bay Thorn.
Monsieur?
Büyükelçi Thorn?
J'étais à l'hôpital, M. Thorn, la nuit où votre fils est né.
Oğlunuzun doğduğu gece hastanedeydim, Bay Thorn.
- Vous sauver, M. Thorn.
- Sizi kurtarmak, Bay Thorn.
- Sa mère, M. Thorn.
- Onun annesini, Bay Thorn.
- L'ambassadeur et Mme Thorn.
- Büyükelçi ve Bayan Thorn.
De votre fils, M. Thorn.
Oğlunuzdan, Bay Thorn.
Il tuera l'enfant à naître, puis il tuera votre femme, et quand il possédera tout ce qui est à vous, M. Thorn, il vous tuera.
Doğmamış çocuğu öldürdükten sonra, karınızı da öldürecek ve mirasçınız olduğundan emin olduğunda da, sizi öldürecek.
- Il doit mourir, M. Thorn.
- O ölmeli, Bay Thorn!
Vous me verrez en enfer, M. Thorn.
Beni cehennemde göreceksiniz, Bay Thorn.
- Monsieur Thorn?
- Büyükelçi Thorn?
C'est à propos de vous, M. Thorn.
Sizinle ilgili, Bay Thorn.
Le Hussard Thorn!
Süvari Thorn, tabii ya!
Voici le Major Thorn.
Baylar, bu Binbaşı Thorn.
Ce n'est pas une tenue pour une "lady"... et une fille de sénateur devrait en être une. Excusez-moi.
Affedersin Binbaşı Thorn.
Je m'inquiétais.
Thorn.
Thorn.
Beni dinle Thorn.
Je suis si contente!
Thorn, iyi ki aradın.
nom de Dieu?
Thorn. - Thorn, nereye kayboldun?