Translate.vc / francés → turco / Thèse
Thèse traducir turco
914 traducción paralela
L'assassin a eu recours à notre pauvre Mimi pour étayer sa thèse.
Kahramanımız, planını güçlendirmek için zavallı Mimi'ye kancayı taktı.
Dites-le dans votre thèse.
- Bunları tezine sakla.
Pas des films à thèse!
Mesaj kaygıları yok.
- J'ai fait une thèse sur les scientifiques.
- Modern bilginler hakkında tez hazırladım.
- J'en étais sûr! - Si nous étions assez fous pour admettre sa thèse, personne n'adopterait ou n'aurait plus d'enfant... comme sa charmante fille, par exemple.
- Tabii kimsenin evlat edinmemesi veya Rhoda gibi çocuk yapmaması gerektiği gibi saçma bir inanışa kanacak kadar aptal değilsek.
Irène doit penser à sa thèse.
Irina için diploması her şeyden önce gelir.
Nous étions censés attendre jusqu'à ce que j'aie fini ma thèse.
Tezimi bitirene kadar beklememiz gerekiyordu.
Mais si malgré tout il vous plaisait d'introduire cette demande officielle, un peu tardive, c'est certain, et qu'il plaise á Son Honneur de la recevoir, alors que le jury sache que l'accusation fait cas de notre thèse de la démence.
Ama yine de o resmi dilekçeyi verseniz diyorum. Biraz geç kaldınız, ama belki sayın yargıç bunu önemsemez. Delilik iddiamızı ciddiye aldığınızı jürinin de görmesini isterim.
Je prépare ma thèse.
Tezimi hazırlıyorum.
J'étais persuadé qu'il s'agissait d'un maniaque sexuel, et j'ai soutenu cette thèse dans plusieurs articles, en soulignant l'incapacité de la police.
Katilin sapkın bir kişiliği olduğuna inanıyordum... Bu düşüncemi yazdığım yazılarda dile getirdim... Ve polisi yetersiz kalmakla suçladım.
Sur fond de thèse sociale.
İçinde komedi de var tabii. Ve bunların altında da toplumsal görüşler.
Je vous remercie, Monsieur le Président, d'approuver ma thèse. Nous ne devons plus perdre de temps à nous occuper d'autres questions... que de questions scientifiques.
Artık bilimsel olmayan başka konularla daha fazla zaman kaybetmememiz gerektiğini düşünüyorum.
En tout cas, nous nous basons sur cette thèse.
En azından, inanmaya devam edeceğimiz teori bu.
Elle préparait sa thèse.
Yüksek lisans tezini yazıyormuş.
Mon fiancé et moi avions prévu de travailler sur une thèse commune pour notre doctorat.
Nişanlım ve ben doktoramız için ortak bir tez üzerinde çalışmayı planlıyorduk.
Ecrivez vos expériences dans votre journal. Je l'utiliserai pour ma Thèse.
Bu günlüğe tüm deneyimlerini yazmanı istiyorum, tezim için bunu kullanacağım.
J'espère, aussi, que je vous ai aidé dans votre thèse.
Umarım, tüm bunlar yazacağın tezinde faydalı olur.
L'autopsie a révélé la présence d'une balle de revolver... dans le corps de la victime... qui semble justifier la thèse d'un guet-apens criminel.
Aix-en-Provence'ta kiralık bir villada bir özel dedektifin cesedi bulundu. Bir su baskını gerekiyormuş. Otopside kurbandan bir kurşun ortaya çıkarıldı.
Quand j'ai dû aller le voir pour ma thèse, il m'a d'abord demandé si j'étais fasciste.
Gidip ondan tezimi istemem lazım. Bana faşist olup olmadığımı sordu.
C'était votre projet de thèse.
Bana önerdiğin mezuniyet teziydi bu.
Mais la thèse nouvelle est de dire non... et consiste à transformer le mauvais en bon.
Yeni tez "hayır" diyor. Yeni tez kötüyü iyiye dönüştüreceksin, diyor.
Non. Il rédige une thèse sur l'analyse électronique des corps célestes...
Bir kitap yazıyor gök cisimlerinin bilgisayar analizi hakkında- -
Vous simplifiez ma thèse, je crois.
Bence tezimi fazla basite indirgiyorsunuz...
- Avez-vous lu sa thèse?
- Tezini okudunuz mu? - Okumak!
- De la thèse de Findelmeyer.
- Findelmeyer Teorisi'nden.
La thèse de Findelmeyer, si contestée.
Tartışmalı Findelmeyer Teorisi.
Erik, y avez-vous déjà pensé pour votre thèse?
Erik, bu durumu tezinde işlemeyi düşündün mü hiç?
Et ça ne renforce pas votre thèse.
Bu da durumu kanıtlamamızı zorlaştırıyor.
Si j'étais toi pour une thèse doctorat, je serais assis immédiatement!
Yerinde olsam kodesteyken bilimsel bir tez yazardım.
Je la ferai toute seule, ma thèse.
Güzel, bu tezi kendim yazacağım!
Sans vouloir me mettre en avant, votre thèse aurait plus d'envergure si elle portait sur l'homme qui est au coeur du problème.
Kendimi öne çıkarmak istemem, fakat eminim ki olayın merkezindeki adamın üstünde dursaydın... tezin daha derin faydalar sağlardı.
Dire que j'ai voulu écrire une thèse sur vous...
Tezimi senin hakkında yazmayı düşünüyordum.
Ca n'intéresse personne. Tout le monde se fout de votre thèse.
Senin hiçbir tezini kimse önemsemez.
Depuis hier. C'est à cause de ma thèse.
Tezimle ilgili, daha sonra sana açıklarım.
Et moi je suis un sujet difficile? Quelle est votre thèse, je suis bon ou mauvais?
Söyle bakalım, ben iyi miyim, kötü mü?
- Quel est le sujet de votre thèse?
Lütfen bize tezinin konusunu söyle.
McCarthy est au centre de votre thèse. Je n'ai pas...
McCarthy bölümü tezinin odak noktası, değil mi?
McCarthy est au centre de votre thèse.
McCarthy bölümü tezinin odak noktası, değil mi?
Mais il s'agit d'une thèse objective, et non d'une croisade hystérique.
Ama söz konusu olan tarafsız bir doktora tezi. Sinir bozucu bir mücadele haline gelmemeli.
Encore des conneries pour ta thèse?
Bu da ne? Tezinle ilgili saçmalıklar mı?
Ils concernent... ma thèse.
- Yazdığım bir yazı.
Qu'il soit mesurable, Schopenhauer l'avait écrit dans sa thèse :
Bu ölçüm Schopenhauer'un kitabında geçiyordu.
Non. Je fais ma thèse.
- Hayır, tezimi hazırlıyorum aslında.
C'est pour une thèse?
Bu bir tez mi?
Non, ce n'est pas une thèse.
Hayır. Tez değil.
Je ne crois pas à la thèse de l'accident. Ni à celle de l'incendie à Wonderworld.
Ne tren olayının ne de Wonderworld'deki yangının kaza olduğunu düşünüyorum.
Ma thèse de doctorat traitait des perversions érotiques des écrits de Ben Johnson. Un sujet intéressant mais limité.
Doktora tezim Ben Johnson'ın eserlerindeki erotik sapkınlıklar hakkındaydı.
Je fais une thèse de doctorat sur les syndicats de Detroit.
Detroit'teki sendika hareketi üzerine burada doktora tezimi yapıyorum.
C'est quoi, cette histoire de thèse?
Bu tez haltı ne?
J'étais venu pour ma thèse.
Tezim için geldim.
Ma thèse porte sur lui.
Tezim özellikle onunla ilgili