Translate.vc / francés → turco / Tintin
Tintin traducir turco
108 traducción paralela
Le professeur Tournesol, dans le film Tintin...
Tenten filminde profesör Tournesol...
"Nous on fait tintin"
" Her zaman da erken gelirler
Tous lesjoursj'y repasse mais ta soeur, tintin avec moi.
Her gün, her gece yanından geçiyorum. Kardeşin bana hiç yüz vermiyor.
Tu as fait tintin, hein?
Ödeyip gidebilir miyim artık?
Le pauvre mec a fait tintin.
Biraz dolaşacağız
Parents... un. Enfants... tintin.
Ebeveynler bir çocuklar sıfır.
Ah, le coup de la taule, tintin!
Hapis numarasını yemem artık.
- Tintin.
- Ödeyemeyeceğim.
Pas de pèze, tintin, Boyle!
Beş paran yok... Para yoksa ev de yok, Boyl!
- Tintin.
- İşe yaramaz.
Tintin!
- Elbette yarar.
David, tintin.
David, işe yaramaz.
Je lui ai dit qu'il ferait tintin, mais il s'entete.
Ona bunun imkansız olduğunu söyledim ama dinlemiyor.
Et tintin pour les suppléments!
daha fazla dilek dilemek yok.
C'était ça, ou "Tintin joue au hockey".
Aslında ya o ya da "Meraklı Maymun George hokey oynuyor".
À l'école, il me semblait que j'étais le seul inquiet, le seul à angoisser parce qu'il manquait des détails aux corps de John et Tintin.
Okulda tek rahatsız olan benmişim gibi geliyordu bana... John ve Tintin'in vücutlarında bulunmayan bazı detaylar için rahatsız olan tek kişiydim.
De plus en plus attiré par le plaisir, j'en oubliais Tintin et que le Congo belge était devenu le Zaïre en 1960.
Zevke daha da çok daldıkça Tintin'i unuttum...,... 1960'da Zaire olan Belçika Kongo'sunu da unuttum.
Quelle chance pourtoi, Milou, Ti-Cul Godin n'avait pas Tintin comme voisin.
Ne kadar şanslısın, Milou, G * t Godin, Tintin'in komşusu değildi.
Tintin.
- İmkansız.
Tintin! C'est un pâté chinois?
- İmkansız, bu ne demek?
Laisse parler Tintin.
Bırakın Tenten konuşsun.
- Qu'en penses-tu, Tintin?
- Ne diyorsun Tenten?
Tintin, faisons un feu.
Tenten, bir ateş yakalım.
Mais si elle marche pas, qu'est-ce qu'il faut faire, Tintin?
Çalışmazsa o zaman ne yapmalıyız? Tenten?
Toi, tu la vois, Tintin?
Görebiliyor musun Tenten?
- Tu fais quoi, Tintin?
- Ne yapacaksın Tenten?
On rejoint Tintin.
Tenten'i alalım.
Et la langue, tintin. Et toi?
Üstelik, oral yapmıyor.
- Les souhaits? - Trois, pour être précis. Et tintin pour les suppléments!
Majesteleri, yani, izniniz olursa..
Je t'emmerde, Tintin.
- Siktir git, Tin Tin.
Elle a été gagée il y a un an par un de tes clients, Tintin.
Tin Tin adında bir müşterin tarafından bir yıI önce rehin olarak bırakıImış.
Tintin. Un des acolytes de T-Bird.
Adı Tin Tin, T-bird'ün yardımcılarından biri.
Dis-moi où je peux trouver les petits copains de Tintin.
Şimdi bana Tin Tin'in küçük parti arkadaşlarının nerede olduklarını söyleyeceksin.
C'est toi qui as tué Tintin.
Tin Tin'i öldüren sendin.
Messieurs, ça s'impose, respectons une minute de silence en souvenir de ce pauvre Tintin.
Beyler, o zaman zavallı Tin Tin için saygı duruşunda bulunup sessizliği içimize çekmeliyiz.
Je veux l'ordure qui a changé Tintin en poupée vaudou.
Evet, uzun zaman aldı. O fare boku Tin Tin'i Voodoo bebeğine çevirdi!
Tintin était un con.
Tin Tin götün tekiydi.
C'est toi qui as buté Tintin.
İşimize yarayabilirsin. Tin Tin'in defterini dürdün.
Tintin pour Yosemite.
Muhasebecinin de hıyarlığı tuttu. Yosemite'ye gidemiyorum.
S'il tombe, Snoop, on le transfère plus vite que tu te couches sur le ring et tintin.
Eğer bir şeyin üzerine düşerse Snoop onu buradan o kadar hızlı transfer ederler ki ellerin bomboş arkasından bakakalırsın.
Mais c'est Tom et Jerry, Laurel et Hardy, Tintin et Milou, les trois...
Frick'le Frack, Jack'le Jill, Fred'le Ethel, Üç- -
Je vais relier les fusées d'appoint. Toi, ramène Tintin à bord.
Ben ekstra Kargo Destek Modüllerini bağlarken sen J. Quest'i geri götür.
Il peut garder mes BD de Tintin.
Tenten dergilerim onun olabilir.
Les vieux amis restent liés comme Laurel et Hardy ou Tintin et Milou.
Eski dostlar ayrılmaz, mesela O.J. ve A.C. Ya da Şahin ve Kardan adam.
- Tintin!
- Saçmalık.
Tu sais ce que "je suis crevée" veut dire car ça veut dire que c'est tintin pour Raymond.
Yorgunum dediğimde bu, Raymond için eğlence yok anlamına geliyor.
Si tu bouges un muscle, je t'appellerai Tintin pour le reste de la soirée.
Bir kasın bile oynarsa sana gece boyunca Jack diyeceğim.
- Tintin?
- Jack mi?
C'est quoi, ça, Tintin?
Bu ne, Tin Tin?
- Tintin.
- Tin Tin.
Cette Ferrari est celle de Tintin Law.
Bu oluşumun sahibinin adı TintinLaw.