Translate.vc / francés → turco / Tiny
Tiny traducir turco
405 traducción paralela
Tiny, viens!
Tiny, buraya gel.
Salut, Johnny.
- Merhaba Tiny.
Dis à Millie de me rejoindre au tennis.
Olur da Millie uğrarsa, Tiny'nin yerinde olduğumu söylersin.
Je me doutais qu'il était au bistrot.
Tiny'nin yerine gideceğini düşünmüştüm.
" Pour Tiny Tim, il est devenu un père :
Ve küçük Tim'e, ki ölümden kurtulmuştu, ikinci baba oldu.
" Et comme a dit Tiny Tim,'Que Dieu nous bénisse.'"
Ve Küçük Tim'in söylediği gibi... 'Tanrı bizi korusun, her birimizi! '
Où puis-je trouver Tiny Duffy?
Minik Duffy'yi arıyorum.
Vous êtes Tiny Duffy?
Minik Duffy misin?
Tiny, t'es marrant!
Minik, gırgır adamsın!
/ / s étaient tous de son côté, même Tiny Duffy.
Ona çalışmak için yarışıyorlardı. Minik Duffy bile.
Tiny te parlera demain matin.
Sabah Minik seninle görüşür.
Tiny, rentre chez toi.
Minik, eve git hadi.
Il cogne dur.
Bunu sevmedim Tiny. Stoker hala yumruk sallayabilir.
Salut!
Selam Tiny.
Il faut le mettre dans la combine!
Bundan ona da söz etmeliyiz Tiny.
- Dis-lui, Tony!
- Anlat ona Tiny! Anlat!
Dis-le-lui. Vite!
Acele et, anlat ona Tiny!
- Oû sont Tiny et Red?
- Tiny ile Red nerede?
J'ai versé moi-même
Parayı bir saat önce Tiny'e verdim.
- 50 dollars à Tiny!
- Elli kağıt.
- Microbe n'arrive pas à entrer.
- Evet, Tiny'yi trene bindiremiyoruz.
On les avait piégés mais on les a perdus dans la cohue.
Ben ve Tiny, köşeye sıkıştırdık ama karışıklıkta kaybettik.
Ici, Tiny.
Ben Tiny.
T'entends ça, Tiny?
Duydun mu, Tiny?
- Hé! Tiny!
- Selam, Tiny!
Merci, Tiny.
Sağol. Seni görmek güzel.
Lyle et Tiny ont saisi son camion!
Lyle ve Tiny Alvarez kamyoncu cehennemin delermiş.
Gras-double n'y est pour rien. C'est Tiny Alvarez.
Onun bu olanlarla bir ilgisi yok.
- Mason le Minus, un maquereau.
- Bir düsüneyim. Pezevenk Tiny Mason.
Et ton frère, Tiny, est impliqué à fond dans ta merde. "
Ve kardeşin Tiny gırtlağına kadar senin pisliğine gömüldü. "
Il est nerveux car son frère, Tiny, est en liberté surveillée pour meurtre.
Fırladı çünkü kardeşi Tiny cinayet suçundan şartlı tahliyedeydi.
Sinon, il coince Tiny.
Aksi halde Tiny'i yeniden içeri alacaktı.
Je suis vraiment désolé de décevoir Tiny.
Tiny'i hayal kırıklığına uğrattığım için üzgünüm.
Tiny.
Tiny.
Il faut que vous compreniez Tiny.
Ne yapmak gerektiğini anlamak zorundasın, Tiny.
Elle est dehors avec Tiny.
Pekala, o Tiny ile birlikte dışarıda.
Tu vas voir celui-là, Tiny.
İyi bir tane geliyor, Tiny.
Dis à Tiny qu'on arrive.
Tiny'e dışarı çıkacağımızı söyle.
Quand tu m'auras amené à Nicole, on reviendra tous ici et on vous regardera dire à Tiny combien vous êtes désolé d'avoir éliminé son frère.
Beni Nicole götürdükten sonra, Hepimiz buraya geri geleceğiz... ve onun erkek kardeşini harcadığın için... ona ne kadar üzgün olduğunu söylemeni istiyorum.
Je ne veux pas te faire de mal, Tiny.
Seni incitmet istemiyorum, Tiny.
" Quant à Tiny Tim, qui ne mourut pas,
Tiny Tim'e gelirsek, o ölmedi.
" Alors, comme disait Tiny Tim :
Tiny Tim'in de dediği gibi,
Ces balivernes de pain au maïs, ce doit être du cinéma.
Tanrı aşkına Tiny. O köylü saçmalığında gerçek payı olmalı.
- Bien sûr, Tiny.
- Tabii Tiny.
Bonne main, Tiny. - Je sais.
- Biliyorum.
Tiny?
Tiny!
Hein, Tiny?
Değil mi Tiny?
Tiny ne pensait pas que vous viendriez.
Tiny geleceğini sanmıyordu.
J'aime ce jeu, Tiny.
Bu oyuna bayılıyorum Tiny.
Une pour Tiny.
- Tiny'e tek kart.
- Whoo.
- Ne güzel el Tiny.