Translate.vc / francés → turco / Toast
Toast traducir turco
2,849 traducción paralela
Les gars, avant que nous y allions, est-ce que vous voudriez bien lire mon toast de mariage?
Çocuklar, gitmeden önce dügün konusmami okumak ister misiniz?
Ted, pourquoi tu travailles si dur sur ce toast?
Ted, dügün konusmasi için neden bu kadar ugrasiyorsun ki?
Après avoir perdu mon travail, la semaine dernière, on m'a demandé de ne pas faire ce toast.
Geçen hafta isimi kaybettikten sonra bu konusmayi yapmamam istendi.
C'est pour ça que je dois gérer ce toast.
Bu yüzden bu konusmayi tam on ikiden vurmaliyim.
Le... Je suis impatient pour ton toast, Schmosby.
Konusmani dinlemek için sabirsizlaniyorum, Schmosby.
Pas un genre de dépression, du genre "je vais pleurer pendant mon toast."
"Konusmami yaparken aglayacagim" der gibi bir kasvetli sekilde demiyorum.
1 ) tu recommences à croire, et 2 ) ne pleure pas pendant le toast, Schmosby.
Tekrar inanacaksin. İki : Konusma sirasinda aglama, Schmosby.
C'est l'heure de la raison pour laquelle nous sommes tous là le toast de Schmosby!
Sira bu aksam burada bulunma sebebimize geldi. Schmosby'nin konusmasi.
Tu vas pleurer pendant le toast, n'est-ce pas?
Konusma sirasinda aglayacaksin, degil mi?
J'ai du vin pour porter un toast.
Burada kutlama için biraz şarabım var.
Il a pratiquement sculpté "J'aime Adrianna" dans son toast.
Neredeyse, kızarmış ekmeklerin üzerine Adrianna'ya aşığım yazacak.
Mon père veut que Kate et moi, on porte un toast au dîner demain.
Yarın akşam yemekte Kate ile birlikte kadeh kaldırmamı istiyor.
Papa veut que je porte un toast demain.
Babam, yarın akşam kadeh kaldırmamı istiyormuş.
On ajoute ça au toast?
Bunu kadeh kaldırırken kullansak mı?
Je veux porter un toast.
Birkaç şey söylemek istiyorum
- Je voudrais porter un toast.
Kadeh kaldırmak istiyorum.
Bien, je suis très content que la plupart d'entre vous soient présents. Et je voudrais porter un toast à l'amitié
Çoğunuzun burada olduğuna sevinçliyim ve dostluğa kadeh kaldırmak istiyorum.
Oui, et nous voulons aussi porter un toast à Lucy notre petit docteur.
Evet, şanslı küçük doktorumuza da kadeh kaldırmalıyız.
Elle a voulu que je leur porte un toast à la répétition du banquet.
Ve kadın bir de düğün provasında benim kadeh kaldırmamı istedi.
Vous avez fait exploser un grille-pain avec votre esprits tout simplement a cause d'une aversion irationale pour le toast.
Çocukken sırf üzümlü kızarmış ekmeğe olan anlamsız nefretin yüzünden aklınla mini fırını patlatmıştın.
220 ) } Un toast en l'honneur de la veuve blonde de l'Ouest.
Batının masum, sarışın hanımının şerefine kadeh kaldırmayı öneriyorum.
Je sais faire un toast.
Hayır, tost yapabilirim.
Prêt à porter un toast à la santé du Président?
Başkan ile kadeh kaldırmaya mı hazırlanıyorsun?
Dans cette optique, je voudrais porter un toast à Manny.
Konusu açılmışken Manny'ye kadeh kaldırmak istiyorum.
J'aimerais porter un toast. - On est prêts.
Eğer sizin için sorun olmazsa kadeh kaldırmak istiyorum.
Je savais pas pour le toast aux absents.
- Olmayan insanlara kadeh kaldırma olduğunu bilmiyorum.
Eh ben, tu es une héritière qui sert du hachis brûlé et du toast rassis.
Etrafa yanmış kıyma yemeği ve küflü ekmek fırlatan bir mirasçısın resmen.
Tu voudrais un toast?
Kızarmış ekmek vereyim mi?
Le toast de ce matin était vraiment moisi.
Sabah tost yapayım dedim, ekmekler küflenmişti.
On porte un toast?
Kadeh kaldıralım mı?
J'aimerais porter un toast.
Kadeh kaldırmak istiyorum.
- C'était un joli toast.
Bu güzel bir kadehe kaldırmaydı.
Rachel tente de minimiser tout ça devant vous, mais quand elle s'est levée pour porter un toast... elle s'est écroulée sur le sol.
Rachel sizin önünüzde önemsiz bir şeymiş gibi göstermeye çalışıyor. Ama kadeh kaldırmak için ayağa kalktığında birden yere düştü.
Je devrais arrêter de marcher. Ce matin, j'ai juste mangé un biscuit, un yaourt, un café, du jus d'orange et un toast.
Kahvaltıda tek yediğim içtiğim yulaf, yoğurt..... kahve, portakal suyu ve tost.
Ça serait bizarre que le patron ne porte pas de toast.
Patron, kadeh kaldırmazsa biraz garip olur. Bekleyin.
Vous portez un toast à quelqu'un, et ils répondent.
Kadeh kaldırmak harikadır. Siz birine kadeh kaldırırsınız, o da size kadeh kaldırır.
Qui veut porter un toast?
Biraz da sizden dinleyelim.
J'ai pas pensé à un toast pour Robert.
Robert'a kadeh kaldırmadığıma inanamıyorum.
Je porte un toast à quelqu'un qui n'est pas là, mais qui le sera dans quatre mois.
Şu an burada olmayan ama dört ay sonra burada olacak birine kadeh kaldırmak istiyorum.
J'aimerais porter un toast à Philip Halpert... qui naîtra encore plus tôt.
Ben de aynı zamanda, daha erken dünyaya gelecek Philip Halpert'a...
Je porte un toast aux troupes.
Ben de askerlerimize kadeh kaldırmak istiyorum.
Des deux côtés. - Je porte un toast...
İki tarafa da.
J'aimerais aussi porter un toast à Robert California.
Robert'a. Ben de Robert California'ya kadeh kaldırmak istiyorum.
On fait pas de triple toast!
Bay California - Birine üç kere kadeh kaldırılmaz!
Je vous porte un toast, je vous remercie de me permettre d'avoir le boulot le plus simple de l'univers.
Bana evrendeki en kolay işi layık gördüğünüz için hepinize teşekkür etmeliyim.
J'ai aimé votre toast.
Serefe kadeh kaldırman hosuma gitti.
Voilà ton toast :
Konusman söyle olsun.
Toast.
Kadeh kaldıralım.
Yo, mec, portons un toast pour 12 ans de T.K.
12 yaşındaki TK'ye kadeh kaldıralım.
Booth, c'est mon toast.
Booth, o benim tostum.
Très bon toast, au fait.
Harika kızarmış bu arada.