Translate.vc / francés → turco / Tradition
Tradition traducir turco
2,851 traducción paralela
Mais je ne peux pas n'empêcher que la tradition veut un peux plus d'amour dans la déclaration.
Ama düşünmeden edemiyorum bu geleneksel talep ve aşktan çok az bahsetmen...
Ma fille ne jeûnera pas pour une stupide tradition.
Saçma bir gelenek yüzünden kızımı aç bırakmayacağım.
C'est une tradition dans ma famille.
Bu aile geleneği.
Dans la tradition juive, on ne pose pas de pierre avant un an.
Yahudi gelenekleri bir senede bu işi bitiremez.
comme le veut la tradition royale.
Vinnipeg Davulcuları, Düzenli Yürüyüşün Osurukları'nı çalıyorlar. Bu, Kanada Kraliyet Ailesi için bir gelenektir.
comme le veut la tradition.
Prens geçerken, insanlar nazikçe Captain Crunch atıyorlar. Tabii gelenek gereğince.
comme le veut la tradition.
Şimdi Kanada Prensi, gelenek gereği, kollarını pudinge sokuyor.
Cela n'est pas dans la tradition.
Bu, gelenekten değil. Gelenekle alakası yok.
ce qui ne fait pas partie de la tradition.
Betonlar yere düşüyor ve birkaç seyirciyi eziyor. Ki bunlar da kesinlikle gelenekten değil.
Ceci rompt avec la tradition.
Gelenekten eser kalmadı resmen.
C'est contraire à la tradition.
Bunun gelenekle uzaktan yakından alakası yok!
comme le veut la tradition.
Madalya, gelenek icabı, tabii ki beyaz çikolatadan.
Une tradition depuis toujours.
Kanada'nın kuruluşundan bu yana süregelen bir gelenektir.
comme le veut la tradition.
Prens, Prenses'in kollarından birini koparmaya çalışıyor. Tabii ki gelenek icabı.
Et nous avons vu la naissance d'une nouvelle tradition...
Ayrıca yeni bir geleneğin doğuşuna şahit olduk.
- Vraiment désolé. T'aurais pu être celui qui rompt avec la tradition de faire le lèche-cul dans le bureau du maire.
Buralarda ki onurlu bir geleneği bozduğun ve belediye başkanının ofisine kahrolası arka kapısından girip mastürbasyon yaptığını düşünmek benim hatam.
Je ne ferai pas de commentaire, mais il est clair que la tradition veut que le chef de notre parti soit candidat pour ce poste.
Yorum yok, ama parti başkanımız tarih boyunca her zaman o göreve aday olmuştur.
C'est une tradition locale.
- 1998'de küçük Maggie Kelly kazanmıştı.
Je vais arrêter cette tradition. Un poêle ne nous sera d'aucune utilité.
Tamam, sıcak soba bu sorunu çözmez.
On le transmettra comme une tradition, ou une connerie du genre.
Bunu bizden sonraki sınıflara anlatıp bir gelenek haline getiririz.
C'est une tradition, chez les Rhodes.
Hepimizin sırları vardır. Bu bir Rhodes aile geleneğidir.
En fait, nous avons appris à embrasser une nouvelle tradition a Montgomery.
Aslında, Montgomery'de yeni bir gelenek olduğunu öğrendik.
Ecoute, Maman, merci beaucoup c'est très gentil de ta part mais Planksgiving est une tradition.
Bak anne, çok teşekkür ederim. Çok güzel düşünmüşsünüz ama biz Korsan Günü'nü kutluyoruz.
Piéger les bourges New Yorkais en vacances est une tradition.
Tatil esnasında New York'un üst tabakasını yolmak Botwin ailesinin geleneğidir.
C'est une vieille tradition.
50 yıllık gelenektir.
Ça fait partie de la tradition?
Bu da Haven geleneklerinden biri mi?
La réunion d'anciens élèves est une tradition américaine.
Eve dönüş özel bir Amerikan geleneğidir.
C'est une tradition à Downton.
Bu bir Downton geleneği.
Peut-être que Thomas fera revivre cette tradition?
Belki de Thomas bu ayrıcalığı talep edebilir.
C'est une sorte de tradition de jouer avec lui, donc- -
Onunla taşak geçmek gelenekselleşti gibi yani...
Les pères bourrés à Thanksgiving est une tradition.
Baba her zamanki gibi Şükran Günü tatilinde sarhoş oldu.
La fête du 4 Juillet est une tradition des Hamptons depuis 20 ans.
4 Temmuz partisi Hamptons'ta 20 yıldır yapılan bir gelenektir.
Le dîner en famille... Une tradition américaine.
Aile yemeği- - Amerika'nın bel kemiği.
- C'est notre tradition.
- Asla olmaz.
C'est une tradition de n'inviter que les proches et la famille.
Bu bizim aramızda bir nevi gelenek haline geldi. Yalnızca yakın arkadaşlar ve aile.
Restons dans la tradition.
Bunu bir gelenek olarak devam ettirelim.
Quand je leur ai dit que les bals étaient une tradition américaine,
Bu dansların Amerikan geleneği olduğunu söylediğimde...
Dans mon pays, c'est la tradition.
Ülkemde âdettir :
Voici encore une autre nouvelle tradition de Snoggletog.
Başka bir Snoggletog geleneği yapalım.
C'est une vieille tradition.
Bu eski bir gelenek.
C'est la tradition dans quelques mariages indiens que le marié se présente à la famille de la mariée. avec une épée de cérémonie.
Bazı Hindi düğümlerinde damadın gelinin ailesine bir tören kılıcı hediye etmesi adettenmiş.
C'est pas la tradition que la famille de la mariée paie le mariage?
Bir dakika, düğünü gelinin ailesinin karşılaması adetten değil midir?
Tous les bureaux ont besoin d'une tradition de fin de journée.
Her ofisin gün bitimi geleneği olmalı.
Mais si personne chante, pas de tradition.
Eğlenceli bir gelenek başlatmaya çalıştım. Ama siz söylemek istemiyorsanız gelenek olmaz.
Nous perpétuons une tradition très ancienne.
Oraya gidersiniz ve öfkelenirsiniz! Biz aslında oldukça eski bir geleneği... koruyoruz.
Il y a une tradition.
Bir kural var ama.
C'est la tradition.
Geleneksel.
- Nouvelle tradition? - Oh, oui.
- Yeni geleneğimiz olsun mu?
Une tradition de Thanksgiving, aussi c'est prétendre que tout va bien.
Sanırım bu da Şükran Günü geleneği. Her şey yolundaymış gibi davranmak.
Fuir sa maison est une vieille tradition.
Son safha böbrek kanseri bir hastam var.
J'essaie de lancer une super tradition.
Peki!