Translate.vc / francés → turco / Travel
Travel traducir turco
70 traducción paralela
Il séjourne au motel Travel-On-Inn, à Kendrick.
Travel-On-Inn motelinde kalıyor. Kendrick'te.
Le Travel-On-Inn.
Travel-On-Inn.
On a le Travel Lodge, sur la 410.
Travel Lodge 410'umuz var.
Prends le Travel Lodge.
Sen Travel Lodge'ı al.
Je rappelle à nos téléspectateurs qu'en mars, pour la 2ème année, Katie et moi ferons, avec Twin City Travel, une croisière de deux semaines sur le Nil. C'est super. Vous en avez entendu parler.
Buraya dönmeden önce, evlerinde bizi izleyen tüm seyircilerimize hatırlatmak istiyoruz, bu Mart, bu yıl ikinci kez Katie ve ben Twin Cities'e 2 hafta sürecek bir nehir gezisi düzenleyeceğiz.
Partez au soleil de la Floride...
Wilson Travel size Orlando, Florida'da güzel bie tatil öneriyor.
Ici l'agence de voyages. La réservation de cet après-midi est confirmée.
Ben T. Travel, öğleden sonraki rezervasyonunuz için aradım.
Il écrit pour Travel et la colonne voyage du new York Times dans laquelle il pourra bientôt vanter les mérites de cet endroit,
Gezi. Gezi ve Boş Vakit, ve en önemlisi New York Times'ın Gezi Bölümü için yazıyor. Bu derginin bir sonraki sayısında çok güzel şeyler yazılacak çünkü Bay Fred Fricke buranın müdavimi.
Votre refuge doit etre pratique, vous devez voyager leger... et plus important : profitez des 24 heures de soleil.
Your shelter must be practical, you need to travel light and most importantly, enjoy the 24 hours of sunlight.
C'est pourquoi Travell a accepté notre requête.
Bu nedenle Travel ne kadar istersek isteyelim bize verdi.
La Chaîne des Voyages.
Travel Channel.
Je serai au Travel Inn.
Travel Inn'de olacağım.
Je serai au "Travel Motel".
Yolcu konakevinde olacağım.
Arif lsik, toutes sortes de tapis, tours organisés.
Arif lşık, her türlü halı, kilim, travel.
"Travel down the road and back again"
"Yolun sonuna gidip geri döndüğün için."
Non c'est vrai, on fait le "Voyage en ville" tout à l'heure.
Hayır. Doğru. Travel Town'a gideceğiz.
Je suis allée à la "ville du voyage".
Travel Town'a gittim.
Une urgence au Halfway Motel, Route 90.
Acil durum. 90 üstündeki Halfway Travel Oasis Motel'deyiz.
Le petit-fils de Vivian, Ty Bentley, y travaille.
Sunview Travel Agency. Vivian'ın torunu Ty Bentley, orda çalışıyor.
les adolescents ne peuvent normalement pas louer de voiture, et celle-ci est enregistrée à Oceanward Travel.
20 yaşından küçüklere genelde araba kiralanmaz. Ve bu araba Oceanward Seyahat adına kayıtlı.
Un voyage?
Travel?
C'est Ready-Travel Resort Services.
Hazır Ulaşım Tatil Hizmetleri'nden arıyorum.
But I ride by night and I travel in fear
ama gece boyunca sürdüm ve korku içinde dolaşıyorum.
# l'll travel all night just to see your face #
# Yüzünü görebilmek için bütün gece seyahat ettim #
Mais à Boutique Travel Travel Boutique, elle a eu plus que ce qu'elle attendait.
Ama Butik Seyahat Seyahat Butiği'nde, istediğinden fazlasını almıştı.
Boutique Travel Travel Boutique offre une récompense de 50000 $ dans le meurtre de Charlotte Charles.
Butik Seyahat Seyahat Butiği, Charlotte Charles'ın cinayeti için 50.000 $ ödül koydu.
La directrice de Boutique Travel Travel Boutique.
Butik Seyahat Seyahat Butiği'nin yöneticisi.
Deedee Dafield, directrice de Boutique Travel Travel Boutique espérait qu'avec la récompense, le tueur serait attrapé avant qu'il ne l'attrape, elle.
Butik Seyahat Seyahat Butiği yöneticisi Deedee Dafield 50.000 $ ödülün, katil onu yakalamadan katili yakalayacağını ummuştu.
Pas de place pour "Times Travel 101" sur un Curriculum Vitae, je pense.
Zamanda Yolculuk dersine müfredatta yer yok sanırım.
From the beginning, some of the most acute concerns about y2k difficulties involved air travel, which, after all, is heavily reliant on computers.
En başından beri, en önemli endişe, 2000 yılının, bilgisayarlara çok bağımlı olan... hava trafiğini etkileyeceği üzerineydi.
De superbes vacances dans le Sud de la France, gentiment sponsorisées par Dalesborough Travel Limited.
Fransa'nın güneyine muhteşem bir tatil. Bu muhteşem ödülü kazanan... 9 - 1-9. Dalesborough Seyahat Acentesi'nin desteğiyle.
Librairie "Will Travel"?
"Kitap Evi... Will Travel"?
Voyages Fujiyama.
Alo, Fujiyama Travel.
Non pas du tout. Je suis Arif : tapis kilim travel!
Arif hali kilim travel, bak kartım olaydı yanımda...
Bienvenue au Travel Inn, que désirez-vous?
Travel Inn'e hoş geldiniz. nasıl yardımcı olabilirim?
They travel unravelling through my brain
Beynimde başıboş dolaşıyorlar
They travel...
Beynimde başıboş...
Il dit que le vol arrive à 14 h 30. Ça vient de "M Street Travel".
M Caddesi Seyahat'ten uçağın 14 : 30'da geleceğini söylediler.
Il y a une fête Premier Travel Lodge jeudi.
Perşembe günü Travel Lodge'da parti veriyoruz.
Il est chauffeur de taxi pour la compagnie "Travel Song" dans la région de Makiti aux Philippines.
Manila yakınlarındaki Makati şehrinde, bir seyahat şirketine ait taksiyi kullanıyor.
On écrit un article pour Travel Magazine.
Biz bir gezi dergisi için yazı hazırlıyoruz.
Je m'asseyais juste là, et je regardais Rawhide et Have Gun - Will Travel.
Tam şuraya oturur Rawhide'ı ve Have Gun-Will Travel'ı izlerdim.
As we travel on
* Gitsek bile *
We want to travel with Santa Claus
* Seyahat etmek istiyoruz Noel Baba'yla *
Ensuite, le Travel Town, un musée en plein air. On peut y voir des rails, des locomotives et des wagons datant de 1880 à 1930.
Sıradaki durak Travel Town 1880 ile 1930 arasındaki tren, vagon ve diğer demiryolu araçlarına ait 43 farklı motorun sergilendiği bir açık hava müzesi.
J'ai retrouvé George Banner, le patron de Melanie chez Fly-Wide Travel il y a 20 ans. Elle y avait deux collègues.
Ya Michael Rutherford, Westlake'lerin... Puerto Rico'daki yazlık evini duyduysa?
J'ai retrouvé George Banner, le patron de Melanie chez Fly-Wide Travel il y a 20 ans.
George Banner'ı araştırdım Melanie'nin Fly-Wide Turizm'deki 20 sene önceki müdürü.
C'est ça, de l'America Travel Writers Association.
Amerikan Gezici Yazarlar Birliği'nden.
Alors dès que je suis revenu à Los Angeles, boum, j'ai ouvert Mint Travel.
Bir saniyeliğine Los Angeles'e dönüyorum ve gözümü "Mint Travel"'da açıyorum.
♪ I travel in stillness ♪
* Öğrendim sessiz kalmayı *
J'étais avec un mec au Travel Inn.
Travelodge, Santa Monica'daki bir elemandan aldım malı.