Translate.vc / francés → turco / Tucson
Tucson traducir turco
417 traducción paralela
TUCSON LE CŒUR ENSOLEILLÉ DE L'AMÉRIQUE
TUCSON AMERİKA'NIN GÜNEŞ MERKEZİ
Morg va les suivre jusqu'à Tucson.
Tucson'a Morg da bakabilir.
À Tucson... À la frontière.
Tucson, sınırın öte yanı...
Je travaillerai comme chauffeur pour Tucson ou dans les mines.
Tuscon'a posta arabası şoförü olurum, ya da Gold Field'de iş bulurum.
Lls n'achètent pas d'or à Tucson par exemple?
Tucson'da ya da başka yerlerde altın satın almıyorlar mı?
Je reçus un jour un message d'un colonel qui m'appelait à Tucson.
Bir gün, Tuscon'daki albayın beni görmek istediğini duydum.
La vie devenait calme et un jour une caravane partit pour Tucson... sous le commandement du Colonel Bernall.
Günler sessiz sedasız geçiyordu. O sessiz günlerden birinde Messilla Park'tan Tucson'a doğru bir konvoy yola çıktı. Albay Bernall komutasında.
En Arizona?
Tucson da mı?
Je les aurai la prochaine fois.
Tucson'dan alırım..
Rentre à Tucson.
Tucson'a git.
Va à Tucson et reviens dans dix jours.
Tucson'a git. 10 günde dön.
Rentré à Tucson, je passai une semaine à étudier le général Howard.
Tucson'a döndüm ve General Howard'ı sorguladım.
Le 2ème jour la diligence partit pour la première fois depuis 5 ans.
İki gün sonra 5 yıldır ilk kez bir yolcu arabası Tucson'dan yola çıktı.
Il faudra le raconter à Tucson.
Tucson'da bundan bahsetmeyi unutmayın.
Nous protégerons les Blancs sur notre territoire, maintenant.
Tucson ve Bowie Kalesinden çıkan tüm beyazları koruyacağız.
- Il l'a envoyée à Tucson à réparer.
- Tamir için Tuscon'a yolladı.
Dis qu'il est à Tucson, Fort Yuma.
- Sen anlatırsın. Tuscon'a kaleye gittiğini söyle.
- Á Tucson.
- Tucson'a gitti.
- Á Tucson?
- Tucson mu?
Je suis né dans un car entre Tucson et Los Angeles.
Tucson ve Los Angeles arasında sefer yapan bir Greyhound marka otobüste doğmuşum.
Pourquoi ne pas prendre la diligence pour Tucson?
Neden yarın Tucson'a giden arabaya binmiyorsunuz?
Il pense qu'on devrait visiter Tucson.
Tucson'a gitmemiz gerektiğini düşünüyor.
Tucson?
Tucson?
Nos dames de société ont fait une collecte pour la campagne de Noël, récoltant beaucoup plus que les années précédentes.
"Üstü kalsın, hanımefendi." Tucson, Arizona'da çıkan feci yangın
Ex-colonel de l'armée de l'Union. Nous allons à Tucson.
Ben Birlik Ordusundan Albay William Normand.Tucson'dan geliyoruz.
Nous allons à Tucson.
Tuscon'a gidiyorduk.
Dites, et ce type, à Tucson?
Bu adam Tucson'da ne yapar?
C'est... le gars de Tucson?
O Tucson'dan gelen adam mı?
- Il conduit un prisonnier à Tucson.
- Tucson'a bir mahkum götürdü.
Et à Tucson?
- Ya Tucson?
Il disait que bientôt, on monterait dans l'un de ces trains et on serait transbahutés jusqu'à Tucson sans aucun arrêt.
Trenler çok hızlıymış. İçlerinden birine binince, koca yolda hiç durmadan ta Tucson'a kadar gidebilecekmişin.
L'an dernier, je suis allé à Tucson. Ma tête est encore mise à prix.
Geçen yıl Tuscon'daydım resmim hala postanede asılıydı.
Elle va faire des courses à Tucson. Elle part pour le week-end.
Kızkardeşin Tucson'a gideceğini ve tüm haftasonu kalacağını söylemek için aradı...
J'étais en week-end... Depuis, aucune nouvelle.
Ben Tucson'daydım ve o zamandan beri ondan haber almadım.
Me voilà devant un bar près de Tucson.
Şu anda Tuscon'da bir restoranın oradayım.
Une femme qui flotte dans les airs... comme celle que j'ai vue à Tucson.
Evet! Bir kadını havada uçur. Tucson'da gördüğüm zamanki gibi!
On ne devra s'arrêter qu'une fois avant Tucson.
Yolda sadece bir kez duracağız.
Je veux que tu les envoies à Tucson.
Çocuklarla birlikte onlarι Tucson'a götürmeni istiyorum. Gidebilirsiniz...
Il vient d'arriver de Tucson.
Daha yeni Tucson'dan döndü.
Vous vous rappelez, à Tucson?
Tucson'u hatırla?
Après le show de Tucson?
Tuscon gösterisinden hemen sonra.
Si vous le mettez dans cet enfer à Tucson, ce sera une bête sauvage à la sortie.
Onu lanet olası bir deliğe tıktın. Ona vahşi bir hayvan gibi davrandın.
Mais vous êtes pire que ceux que vous envoyez à Tucson.
Valinin dostusunuz iki oğlumu hapis'e atmanız size yetmedi mi?
En prison à Tucson.
İki oğlu da hapiste yatıyor.
Quand j'ai vu ce chariot partir pour Tucson sans moi... je ne me suis jamais senti mieux!
O kapıdan çıkarken böyle bir şey kesinlikle aklıma gelmezdi doğrusu hâlâ inanmakta güçlük çekiyorum.
De retourner à la vie... qui a failli t'envoyer à Tucson?
İşleyeceğin ilk suçla o hücreye dönmek için mi?
prison territoriale DE TUCSON
"TUCSON TERÖR HAPİSHANESİ"
J'ai 2 bombardiers en route depuis Tucson.
Şu an, Tucson pistinde iki avcı bomba uçağı var. Onları çağıracağım.
Il venait de dévaliser une banque, à Tucson.
Tucson'da bir bankayı koruyorduk. Ben hırsızlık yapmaya kalktı.
- Pour Tucson.
- Tucson'a doğru.
Le meilleur contrat que j'ai pu t'obtenir, c'est au Black Rose à Tucson dans l'Arizona!
Ya sen ne yaptın? - Rupe, bekle bir dakika. - Sana bulabildiğim en iyi iş...