Translate.vc / francés → turco / Tuna
Tuna traducir turco
318 traducción paralela
C'est le Danube bleu.
- Bu "Mavi Tuna" Valsi.
Et j'invite l'orchestre à jouer Le beau Danube bleu.
Ve orkestraya "Mavi Tuna Nehri" isimli şarkıyla başlamalarını öneriyorum.
Au thon.
Tuna.
C'était quelque part sur le Danube.
17 Numara Tuna Nehri yakınlarındaydı.
On longe la forêt jusqu'au Danube qu'on suit jusqu'à Linz.
Tuna Nehri'ne varana kadar batıya uzanan ormandan ayrılmayacağız. Linz'e varana dek Tuna Nehri'ndeyiz.
Pourvu qu'ils soient au Danube avant le jour.
Umarım gün ağarmadan Tuna Nehri'ne varırlar. Şanslılar.
"'Un sang plus bleu Que le Danube bleu
"'Damarlarında akan kan'dedi bizimki'Tuna'dan daha bile mavi
TRANSITION mais voici une version explosive du "Danube Bleu".
GEÇİŞ... ama şimdi sırada "Mavi Tuna" nın patlayan versiyonu var.
Le Danube a débordé là où elle aurait dû traverser.
Tam oradan geçerlerken Tuna Nehri taşmış.
Le Danube Bleu. Vous voyez?
"Mavi Tuna!" Sözünü ettiğimi biliyorsun?
J'adore ça, le thon séché et salé... Rien de meilleur! Surtout long comme ça, et on coupe aux ciseaux!
Daima söylerim, tuna balığı, morino'dan daha iyi kurutulup tuzlanır, ince uzun dilimlenip parçalara bölünürse tabi ki.
Comme chacun ici le sait, on fait du thon! Mais dans les filets, on prend aussi des dauphins.
Herkesin bildiği gibi, tuna, ve tuna avlandığında, birkaç yunus da ölüyor.
Quand on a dit que le raisin n'était pas bon, je continuais à en manger car j'aime ça.
Herkesin üzüm yemeyi bırakması gerektiği gibi. Ben üzüm sevdiğim halde bıraktım. Birçok kişi tuna yemeye devam edecek.
Si le directeur de la conserverie de thon était du côté des dauphins, le produit se vendrait et les gosses feraient pas la gueule!
Yunus balığı takımında iyi tuna şirketi olsa nasıl olur? Çoğu kişi, çocukları onlara kızmasın diye bunları satın alırlar.
des deux parties du Danube jusqu'à la grande mer, et roi de la cité de Dârstor... "
Banat Severin'in, ve Tuna'dan büyük denize kadar olan her iki yakanın, ve Dirstor'un yegane Lordu.
Vous, vous apporterez une lettre pour les marchands de Brasov, pour renforcer leurs privilèges, pour que vous puissiez aller partout à travers la Valachie sans problèmes, même vers les villages qui longent le Danube.
Brasov tüccarlarına, imtiyazlarını güçlendiren fermanımı iletin, böylece, Eflak'dan Tuna boyunca tüm köylere kadar sorunsuzca geçebilirsiniz.
Après ça, ils ont continué en traversant le Danube, jusqu'à Braila.
Daha sonra Tuna'dan Braila'ya kadar yayıldılar.
Remplissez-en les entrepôts.
Tuna'daki tüm Türk mallarını satın alın.
Il ne permettra pas à tous nos commerçants de passer.
Tuna'ya nasıl gidebiliriz? Tüm tüccarlarımızın geçmesine izin vermiyor.
Le pays paye le tribut en vain pour le calme au Danube car il ne l'a pas.
Ülkem Tuna'daki barış için boşuna haraç veriyor. ki hala barış falan yok ortada.
Amenez l'armée au-delà de l'eau!
Tüm Tuna Nehri boyunca hepsini kırıp geçireceğiz.
Où est l'infidèle?
Tuna boyunca ilerliyor.
Prends avec toi 4000 soldats, va au Danube et éssaie d'attirer les boyards.
4000 asker al, Tuna'ya git ve boy beylerini yanına çekmeye çalış.
L'ouverture de leur camp est vers le Danube.
Kışlalarının girişi Tuna'ya bakıyor.
Les infidèles se sont habillés comme nous et ont tué le sultan!
Gavurlar Türk kıyafetlerini aldılar ve Sultan'ı öldürdüler! Tuna'ya koşun!
La moitié de l'armée est morte là, l'autre moitié s'enfuit vers le Danube.
Ordumun yarısı burada öldü, diğer yarısı Tuna'ya doğru kaçıyor.
Si vous m'écoutez, mon armée retournera au-delà du Danube et personne ne sera blessé.
Eğer sözüme uyarsanız, ordum Tuna dışına çekilecek, ve saçınızın teline zarar gelmeyecektir.
On m'a dit que ça coûterait très cher de construire une nouvelle métropole sur les rives du Danube.
Tuna'nın kıyısına yeni bir şehir inşa etmenin maliyetinin çok büyük olacağını söylemişlerdi.
Elle est partie avec sa recette de thon en sauce.
Terk etti, güveçte tuna balığı tarifi ile.
- C'est pas un poisson.
- Tuna balığı değil.
- Qu'est-ce que tu as mangé?
Hı hı. - Ah, tuna sandviçi.
Quand as-tu appelé pour la dernière fois?
Neden ona ton balığı almıyorsun? Çünkü tuna onun nefesini kokutuyor.
Salade de thon et pain complet, eau de source et citron.
Tuna salatası, kepekli ekmek ve limonlu soda.
Je vous ai vus sur la grande avenue, le Danube est dans le brouillard, les intellectuels sont là, des hommes en complets gris, avec chapeaux et manteaux...
Gerçekten bilmiyorum. Aslında nehir kenarı bir mesire yeri ya da Tuna kıyısı olabilir. Koyu renk elbise, palto ve şapka giyen orta sınıf entelektüeller.
Danube.
Tuna Nehri.
Et qu'est-ce qui s'est passé au bord du Danube M.Boday?
O gün, orada, Tuna Nehri'nin kıyısında ne oldu, Mr. Boday?
Et il nous pousse dans Duna.
Ve sonra bizi Tuna'ya ittiler.
Duna très froide, ils croient nous tous morts.
Tuna çok soğuktu. Hepimizin öleceğini düşündüler.
- Au bord de la Duna, le Danube.
- Duna kıyısında. Tuna Nehri.
On jette dans Duna, on nettoie.
Sonra Tuna'ya atıyorduk, temizliyorduk.
Corps au bord du fleuve bleus, le Danube bleu était rouge.
Vücutların olduğu taraf maviydi. Mavi Tuna kırmızıya döndü.
Ce foutu Danube romantique n'a plus jamais eu le même bleu
Kahrolası romantik Tuna nehirlerini kendi mavi rengine çeviriyorlardı.
Tu as tué ce jeune homme devant son père, tu as violé cette femme et jeté leurs corps dans l'eau.
O çocuğu, babasının önünde öldürdün. O kadına tecavüz ettin, bedenlerini Tuna Nehrine attın.
Es-tu allé voir l'armée sur le Danube.
Tuna Nehri yakınlarındaki tabura gittin mi?
Je suis allé voir l'armée du Danube conduite par notre fils Vlad.
Oğlum Vlad'ın komuta ettiği, Tuna yakınlarındaki ordumuzu görmeye gittim,
- Quoi?
Güveçte tuna balığı.
L'infidèle s'est retiré avec son armée au-delà du Danube.
Kafir, ordusuyla birlikte Tuna'nın karşısına kaçtı.
Les Turcs passent le Danube!
Türkler Tuna Nehri'ni geçiyor!
Apportez de l'eau du Danube.
Tuna'dan su temin edin.
Fuyez vers le Danube!
Tuna'ya koşun!
- Du thon.
- Tuna.