English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / francés → turco / Tupac

Tupac traducir turco

225 traducción paralela
Les seuls Blacks que je représente, c'est Tupac, G-Rap et Wu-Tang.
Bir de şu zencileri düşünün : Tupac, G-Rap and Wu-Tang.
Dans un instant, Tupac Shakur vous présentera ses voeux de Noël.
Şimdiyse, Tupac Shakur'un Noel kartı videosu için yayında kalın.
Tupac Shakur bégayait.
Tupac Shakur kekemeymiş.
"Ça roule pour moi..." Tupac
"Beni takip edin..." Tupac
Je regarde les infos, et, " Tupac Shakur a été assassiné.
Haberleri seyrediyorum : " Tupac Shakur suikaste kurban gitti.
J'adore Tupac, j'adore Biggie, mais on ira bosser le jour de leur anniversaire.
Ben Tupac'ı da Biggie'yi de severim, ama onların doğum gününde okullar açık olmalı.
Tu me suis, Tupac?
Anladın mı, Tupac?
- C'est Tupac qui a dit ça.
- Bunu Tupac diyordu.
- C'est bien Tupac.
- Kesinlikle Tupac.
Tupac.
Tupac.
John Wayne, Tupac Shakur, Sherlock Holmes...
John Wayne, Tupac Shakur, Sherlock Holmes.
Me confonds pas avec Tupac!
Bana Tupac'mışım gibi davranma!
T'as vu ça, corniaud? Il a dit "Tupac".
Şunu gördün mü, dostum? "Tupac" dedi.
- Biggie and'Pac, ils faisaient une fête.
- Biggie'yle Tupac parti veriyordu da.
Bon, voilà. Tupac, DMX, Dr Dre, dans la plupart de leurs paroles il y a un terme raciste très polémique.
Bak mesele şu, Tupac, DMX, Dr. Dre, şarkılarının çoğunda ırkçı, düşmanca bir dil kullanıyorlar...
Le chien s'appelait comment? Tupac.
Köpeğinin adı ne?
Oh, Tupac, non!
Önemli değil.
Donc dans le cas où je rejoindrais Tupac et Biggie dans le ghetto dans le ciel, j'étais venu pour baiser une dernière fois.
Her ihtimale karşı ben iki ranzayla gelene kadar beni bekleyin. Sizin kıçınıza son defa tekme atmaya geleceğim.
Faisons ce que Tupac et Biggie n'ont jamais réussis à faire, ok.
Hadi yap Tupac and Biggie asla yönetme, peki.
Y a pas de rimes chiadées sans Tupac.
Karmaşadan söz edip Tupac'ı es geçmene inanamıyorum.
C'est nase Tupac!
Siktir et Tupac'ı!
Un Tupac, deux Tupac, trois, quatre
Bir Pac, Tu Pac, üç Pac, dört
Quatre Tupac, trois, deux, un
Dört Pac, üç Pac, Tu Pac, bir
Un Tupac, t'en vaux même pas... un!
Sen öldün, o öldü, sen Tupac... değilsin
Il s'est imbibé de BET, a mémorisé du Tupac.
Dilek tuttum, ve Tupac'ı biraz ezberledim
Moi, je suis plutôt Thug Passion, comme Topac.
Ben de Serseri Tutkusu'nu severim. Tupac olayı.
Tupac?
- Tupac mı?
Et t'aimes même pas Tupac.
Tupac'ı sevmezsin bile Greg.
Un vieux Tupac, Monsieur.
Eski bir Tupac şarkısı, efendim.
Tupac aurait bien eu besoin de vous.
Tupac'in senin gibi bir adama ihtiyacı olabilirdi.
- Pense à Tupac.
- Tupacı düşün.
On m'a donné le nom d'un chef Inca d'Amérique du Sud. Il s'appelait Tupac Amaru.
Bana, Tupac Amaru adındaki Güney Amerikalı bir Inka kabile şefinin adını koymuşlar.
Je m'appelle Tupac Shakur, j'étudie au lycée de Tamalpais.
Pekala. Adım Tupac Shakur, Tamalpais Lisesi'ne gidiyorum.
Je parle pour mon client, Tupac Amaru Shakur, et d'autres membres du groupe de rap Digital Underground et d'autres membres de Digital Underground.
Bugün burada müvekkilim Tupac Amaru Shakur, Digital Underground rap grubunun diğer üyeleri ve çeşitli grupların birleşimi olan Digital Underground rap grubunun bazı üyeleriyle birlikteyim.
On a vu Tupac sortir de taule avec des menottes, mais on n'a pas vu les flics me tabasser.
Elleri kelepçeli Tupac'ın hapisten çıkışını görüyorsunuz. Polislerin bana tekme tokat giriştiğini izlemiyorsunuz.
Je vais vous montrer ce qu'on a fait à Tupac.
Tupac Shakur'a yaptıkları şeyi sana anlatayım canım.
Tupac va vous faire halluciner.
Tupac devam edecek ve olay yaratacak.
Veuillez accueillir Tupac Shakur.
Tupac Shakur'u alkışlayalım lütfen.
Il faut noter la magnifique prestation de Tupac Shakur.
Filmdeki en heyecan verici oyunculuğu Tupac Shakur sergiliyor.
Ce jeune acteur de 22 ans, Tupac Shakur, jouait déjà dans Juice et l'on espère le revoir bientôt.
22 yaşındaki genç oyuncu Tupac Shakur. Juice filminde oynamıştı, umarım onu yakında yine izleyebiliriz.
Je crois qu'il y a deux Tupac.
Bazen iki Tupac varmış gibi hissediyorum.
Il s'agit de Tupac Shakur, qui s'est accroché avec un chauffeur de limousine pendant un tournage.
In Living Color'ın çekimi sırasında bir limuzin şoförüyle kavga eden Tupac Shakur'dan bahsediyorum.
Tupac, arrêté à Atlanta, a été libéré sous caution.
Haftasonu Atlanta'da tutuklanan Tupac Shakur, bu gece kefaletle serbest bırakıldı.
On s'accorde à dire que Tupac aurait dû interdire les armes.
Semt halkına göre Tupac, buraya silah sokulmasına izin vermemeliydi.
Tupac était à la rue.
Tupac evsizdi.
Sur le tournage de Poetic Justice aux côtés de Janet Jackson, il se serait plaint qu'on lui ait demandé de passer un test du sida
Janet Jacksorın ilk filmi Poetic Justice'ta onunla başrolü paylaşması hakkında söyledikleri yüzünden Tupac'ı yeni sorunlar bekliyor. Tupac'ın şikayetlerinden biri, bir aşk sahnesinin çekiminden önce Janet'ın adamlarının
T'es trop sensible, Tupac.
Çok hassas. Bu kadar hassas olma Tupac.
J'adore entendre : "Tupac, t'es un super acteur."
"Tupac, sen harika bir oyuncusun" denmesine bayılıyordum.
- Tupac, un vrai négro.
- İnanın bana, Tupac gerçek bir zenco.
Dites Tupac.
"Tupac" de!
Les ennuis continuent pour Tupac, si on en croit son interview au magazine The Source.
The Source dergisinin yeni sayısına,

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]