English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / francés → turco / Unas

Unas traducir turco

79 traducción paralela
SoIomonich, Inessa, nous.
Solomonich, lnessa ve Unas.
- Unas?
- Unas mı?
- nous n, avons tué qu, un Unas.
- Biz sadece bir Unas öldürdük.
- Unas - uno, un?
- Unas - uno, one, bir?
La créature qui a traversé votre village s, appelle un Unas.
Az önce köyünüzde gezinen yaratık bir Unas'tı.
Vous dites avoir déjà tué un Unas?
Daha önce bir Unas öldürdüğünüzü mü söylemiştin?
Un Unas est difficile à détruire.
Bir Unas, yokedilmesi zor bir canlıdır.
Cette créature qui est arrivée tout à l, heure est un Unas.
Biraz önce burada gezinen yaratık var ya, ona Unas derler.
- Cela empêchera I, Unas...
- Bu, Unas'ı engelleyip...
Unas, qu, est-ce que Sokar t, a fait pour te rendre si grincheux?
Unas, Sokar sana ne yaptı da böyle hastalık derecesinde acayip biri oldun?
Les blessures de l, Unas étaient graves.
Unas'ın yaraları çok ağır.
Sokar doit attendre le retour de l, Unas.
Sokar Unas'ın dönüşünü bekliyor olacak.
L, hôte Unas était mourant, il n, avait pas le choix. ll est entré en lui.
Unas konukçu ölüyordu. Gidecek yeri yoktu. Onun içine girdi.
- Si je devais deviner, je dirais un Unas.
- Tahminime göre, bu bir Unas.
Certains Unas n'ont peut-être jamais été hôtes.
Bazı Unas'lar hiç bir zaman konukçu olarak alınmamış olabilir.
Ces Unas seront plus primitifs que les Unas qu'on a rencontrés auparavant.
Bu Unas bizim daha önce karşılaştığımız.. ... Unas'tan daha ilkel olacaktır.
Que ferait un Unas primitif avec Daniel? Je veux les unités un et deux, des P-90.
Bu ilkel Unas Daniel'den ne istedi ki? Ekip bir ve iki, P-90'ları alsınlar.
Daniel Jackson a été enlevé par ce qu'on appelle un Unas. C'est une opération de sauvetage.
Daniel Jackson, Unas adlı bir yaratık tarafından kaçırıldı.
Les Unas couvrent une grande distance rapidement.
Unas'lar, çok kısa sürede büyük mesafeler katedebilirler.
En ce moment, je crains que mon nouvel ami ne soit... un Unas aborigène dans un état non-goa'uid, et que je sois son dîner.
Şu andaki tek meselem, bu yeni arkadaşımın,... içinde Goa'uld olmayan bu ilkel Unas'ın akşam yemeği olup olmayacağım. Bu, uh...
Ou il s'est fait prendre par un Unas.
Belki onu bir Unas almıştır.
Ces empreintes ressemblent bien à celles d'un Unas.
Bu ayak izlerinin şekli bir Unas'ın ayak izlerininkine ile uyuyor.
Des pictogrammes. L'Unas semble comprendre la structure du symbiote des Goa'ulds, ainsi que leur capacité à pénétrer un hôte.
Resimyazılar. Unas, Goa'uld ortakyaşamının yapısını anlayabildiği gibi nasıl vücut ile birleşebildiğini kavramış görünüyor.
Au début, j'ai cru que c'était ornemental, mais ça pourrait servir de protection contre les symbiotes qui entrent par le cou. Les Unas qui ont été pris ont su faire marcher le Stargate et sont partis.
Esir alınan Unas'lar geçidin nasıl çalıştığını anlamış ve ayrılmış.....
Pourquoi pas tous? Cet Unas porte une sorte de collet avec des pointes.
Neden hepsi değil? Bu Unas, garip, kemiksi bir kolye takıyor.
Certains Unas aborigènes ont dû se rendre compte que leur espèce était remplacée, et se réfugier dans ces grottes. C'est un rite de passage.
İlk önce, bunun bir takı olduğunu düşünmüştüm, ancak şu anda....... bunu boyunlarına Goa'uld ortakyaşamın girmesine karşı bir önlem olarak taktıklarından şüpheleniyorum. Bazı Unas'lar kendi cinslerinin ele geçirildiğini anlamış olmalı ve....... bu mağaralara sığınmış olmalılar. Bu bir geçiş ayini.
Que fait-on?
Ya bir Unas gelirse? O zaman ne yapacağız?
Ces hommes, qui qu'ils soient, ont enlevé l'Unas que j'appelle Chaka.
Bu insanlar, her kimlerse, benim Chaka diye adlandırdığım Unas'ı kaçırdılar.
- Que veulent-ils à cet Unas?
- Unas'tan ne istiyorlar?
L'Unas?
Unas'ı mı?
Beaucoup d'Unas sont contrôlés par des symbiotes.
Karşılaştığımız bir çok Unas'ın onları kontrol eden Goa'uld ortakyaşamları vardı.
Mais pas Chaka.
Chaka Goa'uld tarafından ele geçirilmemiş bir Unas.
- Il nous faut un Unas.
- Biz bir Unas arıyoruz.
Je suis le marchand d'Unas le plus respecté de ce monde.
Bu topraklardaki en saygın Unas satıcısıyım.
Comme celui de la vente aux enchères, cet Unas est de souche locale.
Açık artırmada kaçan gibi bu da yerel stoğumuzdan geliyor.
Vous disiez vouloir acheter un Unas, pas réclamer un des vôtres.
Buraya bir Unas satın almak için geldiğinizi söylediniz, birinin sizin olduğunu söylemek için değil.
Je peux vous proposer un autre Unas en échange.
Karşılığında başka bir Unas önerebilirim.
Si vous voulez cet Unas, il vous faudra payer cher.
Bu Unas'ı almayı düşünüyorsanız, ucuz olacağını düşünmeyin.
Deux Unas de souche aussi pure.
Eşit yaştaki iki Unas.
Il les vaut, ou vous n'auriez pas fait ce voyage.
Sizin Unas'ınız buna değer, yoksa bu kadar yolu gelmezdiniz.
Tu veux attraper deux Unas pour les échanger contre Chaka?
Daniel, sen gidip birkaç Unas yakalayıp Chaka ile takas yapmak ister misin?
Les Unas de sa planète vivent en famille.
Onun gezegenindeki Unaslar ailece yaşıyorlar.
- Ils ont fait des Unas leurs esclaves.
- Unasları köle olarak kullanıyorlar.
Je suis enchaîné chez un fou furieux avec une bande d'Unas.
Deli bir adamın ahırında bir grup Unas ile zincirlenmiş durumdayım.
Chaka a dû apprendre ce mot à l'Unas.
Chaka bu Unas'a bu kelimeyi öğretmiş olmalı.
Ces Unas lui ont juré fidélité pour cette raison.
Bu Unaslar bu yüzden ona sadakat yemini ettiler.
Nous voulions juste reprendre un Unas qui nous appartient.
Sadece, bizim olan bir Unas'ı geri almaya çalışıyorduk.
Crois-moi : beaucoup de gens devront mourir avant qu'un Unas s'échappe.
Güven bana. Bir Unas'ın serbest kalması için bir çok insanın ölmesi gerekecek.
Ils ont asservi nos ancêtres et les ont traités pis encore.
Onlar atalarımızı köle olarak kullandılar ve bizim Unas'lara yaptıklarımızdan daha kötülerini yaptılar.
Un des Unas y est resté.
Unaslardan biri yaralandı.
Comme vous le savez, j'étudie depuis un an les Unas de P3X-888.
Bildiğiniz gibi, geçtiğimiz yıl boyunca P3X-888'deki Unaslar üzerinde çalışıyordum.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]