Translate.vc / francés → turco / User
User traducir turco
449 traducción paralela
Ne m'obligez pas à user de la force.
Sizi uyarıyorum! Beni güç kullanmak zorunda bırakmayın.
Je serai aux petits soins, n'hésite pas à user de moi. Cessez de plaisanter!
Böyle ter içindeyken, pasaklılar gibi görünüyorsun.
Le papier les empêche de trop s'user.
Kâğıt yırtılmasını önler.
Et ne me regardez pas comme ça, vous allez vous user les yeux.
Ve bana öyle bakmayı kes. Gözlerini bozacaksın.
J'étais sûr de Ia sauver sans user de Ia force.
Sana, güç kullanmadan da kurtarabiliriz onu demiştim.
Je déteste être ici à user votre patience, mais autrement, je suis soit mort, soit fou!
Burada böyle dikilmekten, sabrinizi zorlamaktan nefret ediyorum. Ama ben ya hakliyim, ya da delinin tekiyim!
Il ne peut pas ref user!
Verecektir! Vermeli!
Les faibles savent user de leur pouvoir.
Güçsüzken güçlerini nasıI kullanacaklarını bilirler.
Et s'il se mariait contre ma volonté, je n'hésiterais pas à user de mon pouvoir.
Ve bana rağmen onunla evlenirseniz... inanın bana bu gücü kullanmaktan çekinmem.
Tu dois user de psychologie.
Öyleyse "sikoloji" kullanman gerek. Bilirsin, psikoloji.
C'est moins cher d'acheter de la bonne qualité... et en nombre suffisant pour ne pas les user.
Nihayetinde yüksek kaliteli mallardan yeteri kadar almak hemen eskimelerinin de önüne geçmek oluyor.
Je dois user du gauche pour vous convaincre?
İnandırmak için yumruğumu mu göstermem lazım?
Tu vas t'user le cerveau à réfléchir.
Cin gibi ol.
Sinon, on reviendra à la case départ : assis comme cet après-midi, à user nos pantalons sur un banc.
Bulamazsak, senin ve benim koyduklarımız arasındaki fark bu öğlen bulunduğum durumdan ; yani pantolonlarımla bankları parlatmaktan beni kurtarmaya yetmez.
Je n'ai plus jamais eu l'occasion d'en user.
O zamandan beri bunlardan birini ilk kullanışım.
J'ai dû user mon manteau.
Cebim yırtılmış.
Je viens d'user de persuasion auprès de Sa Majesté.
Majestelerine daha açık olması için en iyisini yaptım.
La liberté est pour les hommes capables d'en user.
Özgürlük, onu kullanabilecek bazı yetenekli kişiler tarafından rasyonelleştirilmelidir.
Pour user leurs chaussures et avoir plus de travail!
Pabuçları eskisin de bizim dükkanın işi artsın diye.
II faudra peut-être user d'un peu de persuasion...
Eh, küçük bir ikna kabiliyeti devreye girebilir.
Tu vas t'user la peau! Qu'est-ce que tu fabriques?
Aşınana kadar mı yıkanacaksın?
Tu es forte, mais ta soeur et son mari finiront par t'user. Je le sais bien.
Kaya kadar sağlam olabilirsin, ama ablan ve onun o kocasının yanında...
- J'ai dû user votre machine.
- Makinanız kullanılmaktan yıpranmıştır artık.
Tom, quand comprendrez-vous... que vous devez arrêter de vous user la santé sur la piste?
Tom, ne zaman akıllanıp kendini yollarda hırpalamayı bırakacaksın?
Le genre de femmes dont les hommes aiment user et abuser.
Erkeklerin yararlanmaktan hoşlanıp yararlandığı kadınlardan.
- J'irais bien user mes semelles à Paris.
Paris sokaklarında turlamayı düşünüyorum.
Il peut la modifier, l'annuler, en user à son gré.
Onları değiştirebilir, iptal edebilir, istediği gibi kullanabilir.
Méfie-toi, elle va t'user! Acebos.
Dikkat et, canını çıkaracak.
Ce n'est pas bien d'user de violence sur les prisonniers.
Esirlere karşı fiziksel şiddet uygulamak yasak.
Il ne faut pas vous user les yeux.
Gözlerinizi bu kadar yormayın Bayan Annie.
Obstinez-vous, et nous devrons user de force.
Yeter! Kararı biz veriyoruz!
Vous essayez d'user mon nom?
İsmimi eskitmeye mi çalışıyorsun?
Au point où nous en sommes, il faut bien user d'expédients.
Çıkar hiçbir yolun kalmadığı zaman, ki biz oradayız şu an...
Impossible d'user de ménagements, Mme McConnel, pour vous annoncer que votre mari est porté disparu.
Bunu kolaylaştırmanın bir yolu yok, Bayan McConnel. Kocanın harekatta kaybolduğunu haber vermek için buradayım.
Vous pouvez user de votre influence?
Benim için nüfuzunuzu kullanır mısınız efendim?
Mais pour réaliser vos rêves vous devrez user d'autre chose que de brutalité.
Fakat rüyalarını gerçekleştirmen için gaddarlıktan başka şeylere ihtiyacın olacak.
Il faut en user pour le bien.
Sadece seni doğru yola kanalize ediyorum.
- Vous ne pouvez user de votre rang.
- Ayrıca üstümde otoriteni kullanamazsın.
Noureïev, tu vas user la batterie.
Hey, Nureyev. Pilin bitecek.
Alors j'ai pensé que vous pourriez peut-être user de votre influence pour...
Düşündüğüm şey belki sen saygınlığını kullanarak bir çare bulabilirsen...
Vous pourriez être tentés d'user la violence, chose qui n'est pas permise.
Şiddet kullanmak isteyebilirsiniz, buna izin veremeyiz.
Vos ravisseurs allaient user de la violence contre vous.
Sizi ele geçirenler, şiddet uygulamak niyetindeler. Buna göz yumamayız.
Ils ne devaient pas rentrer et pouvaient donc user 100 % de leur puissance.
Eve dönmeyi düşünmüyorlardı böylece gücün % 100'ünü saldırıda kullandılar.
Je vais user de mon privilège et interroger le témoin.
- Yetkimi kullanıp, tanıklarla konuşacağım. -
Vous qui êtes son ami, vous devez user de votre influence.
Siz arkadaşısınız. Ne olur siz söyleyin.
Je te préviens, Joe Buck, je vais t'user jusqu'à la corde!
Seni uyarıyorum, Joe Buck, seni kullanacağım. Senin suyunu çıkaracağım.
Il va s'user la main.
Elini eskitecek.
A user la magie?
Mucize yaratmak ha?
Vous pouvez user de votre volonté, mais c'est moi qui contrôle l'ordinateur.
Bu gemiyi Cheron'a gitmesi için yönlendirebilirsin ama bilgisayar bende.
Demandez-leur la permission d'user de tous les moyens pour retrouver Kirk.
Kaptan'ı bulmak için kapsamlı arama amaçlı izin talep edin.
La liberté de culte est un droit dont on peut user en son âme et conscience, mais ce droit ne saurait être utilisé pour manipuler les fidèles!
Herkesin kendi düşüncesi uyarınca ibadet etme hakkı olduğuna inanıyoruz, fakat inanç özgürlüğü, insanların inanışlarını suiistimal etme hakkı vermez!