Translate.vc / francés → turco / Vacciné
Vacciné traducir turco
170 traducción paralela
Tu n'es pas encore vacciné.
Henüz izole edilmedin, Phil.
Le Dr Mackey, du Service sanitaire, déclare que tout contaminé a été vacciné.
Sonuç olarak, Sağlık Kurulundan Dr. Mackey bir bültenle tüm taşıyıcıların bulunarak aşılandığını duyurdu.
Je devrais être vacciné.
Daha iyisini bilecek kadar yaşlıyım.
Ça prouve qu'il est vacciné.
Pekala, Komiser. İşte sana onun kuduz aşısı olduğunu gösteren yafta.
J'ai tellement de frères et soeurs que ma mère avait oublié qui avait ou non été vacciné.
O kadar çok erkek ve kız kardeşim var ki annem kime aşı yaptırıp kime yaptırmadığını unutmuş.
Avez-vous été vacciné contre la diphtérie?
Suçiçeği, difteri aşısı oldunuz mu?
J'espère qu'il est vacciné. Je dois trouver quelque chose à manger.
Tanrı aşkına, Umarım bir solucan deliğidir.
Je me croyais vacciné contre les actrices.
Film yıldızlarına alışkınım sanırdım.
Sympa, le gosse. Il est vacciné contre la rage?
Kuduz aşısı olmadı mı daha?
Elle est belle à mourir. C'est important, parce que je suis vacciné.
Bu çok önemli, çünkü midem hiç kaldırmaz.
On devient vacciné, au bout d'un moment.
Bir süre sonra görmemeye başlıyorsun.
Celui-ci... il a été vacciné contre la variole.
Burada çiçek aşısının izi var.
Je veux que tout ce niveau soit vacciné.
Pekâlâ. Bu kattaki herkesin aşılanmasını istiyorum.
J'ai eu une mauvaise expérience il y a quelques années et je suis vacciné.
Anlaşıldı mı Birkaç yıl önce kötü bir deneyimim oldu O zamandan beri benim bu işe karşıyım.
Vous êtes vacciné contre le tétanos?
Tetanos aşısı oldun mu?
Il a été vacciné.
Ama aşı oldu.
Il avait un toit, il était vacciné, Il n'avait pas de malformations.
Başının üstünde bir dam varmış, tüm aşılarını olmuş el ve ayak parmakları tammış.
- Oui. Joxer le Magnifique, vacciné contre tout!
Güçlü Joxer... bütün hastalıklardan muaf.
Vous allez maintenant être vacciné selon les réglements du pénitencier.
Şimdi cezaevi prosedürleri gereğince aşılanacaksınız.
Le chien doit être vacciné.
Köpeğin aşıları yapılmalı.
- Ça va, je suis vacciné.
- Önemli değil. aşı oldum.
- Ni vacciné, d'ailleurs!
- Hayır, ayrıca aşılı da değilim.
Il est vacciné contre le tétanos?
Tali, tetanos aşısı olmuş muydu?
Tu es vacciné?
Seni aşılattık mı?
Oui, il est vacciné.
- Aşılattık mı? - Evet.
Il est vacciné.
Yaptık.
Dis donc... ça t'a pas vacciné, la maison de correc?
Biliyor musun? Islahevinde hiçbir şey öğrenmemişsin.
Il n'a jamais été vacciné.
Hiç aşı olmadı. Çocuklarımızın hiçbiri olmadı.
- Vous devez d'abord être vacciné.
- Önce aşı olman gerekiyor.
Tout le monde doit être vacciné avant de pouvoir s'en aller.
Tamam mı? Bayım, gitmeden herkese aşı yapılması gerekiyor.
- Pardon? Si on est vacciné, on ne sera pas malade. On est prêt.
Aşı olursak hastalanmayız Hazırız.
Probablement lié à une fuite d'un conteneur de deutérium. L'équipage devrait être vacciné.
Deuterium kutularından biriyle gemiye sızmış olmalı.
Comment j'ai pu craquer sur toi? a longtemps, quand je t'ai rencontrée. Tu m'as bien vacciné.
Uzun zaman önce ilk tanıştığımızda sana niye vurulduğumu bile bilmiyorum... hani sen hemen aklımı başıma getirmiştin?
Tout joueur doit être vacciné contre le choléra, la syphilis et la varicelle.
Bütün oyuncular oyuna başlamadan evvel klor, frengi ve zona aşılarını olmalılar.
Si je prends ça, le bébé est vacciné et Chris ira bien.
Ben de bu alırsak, bebeğin inoküle ve Chris doğru, sadece iyi mi?
J'étais le deuxième à être vacciné.
Aşı olan ayyaşlardan biri de bendim.
Dan a été vacciné à six mois.
Dan 6 aylıkken aşı olmuştu.
Je suis majeur et vacciné, putain.
Sana bir şey söyleyeyim. Ben artık yetişkin bir erkeğim.
Il m'a vacciné il y a quelques jours.
Ben birkaç gün önce olmuştum.
"Etes-vous vacciné contre la polio?"
"Çocuk felci aşısı yaptırdınız mı?"
On ne vaccine pas pour la Floride, mais pour le Mexique.
Florida'ya giderken aşı olman gerekmez ama Meksika'ya giderken gerekir.
Rassemblez les vôtres qu'on les vaccine.
Ve onunla buluş. Onları aşılamalıyız.
- Celui de la vaccine. Le virus qui immunise les hommes contre la variole.
Kovpox virüsü, eskiden çiçek hastalığına karşı insanlara aşılanan virüs.
La protéine numéro six de la vaccine.
Bu gördüğünüz, ineklerde çiçek hastalığına yol açan altı numaralı yapısal protein.
Grâce à une coloration immunohistochimique et à l'adjonction d'un anticorps du virus de la vaccine, j'ai pu obtenir cette image du site d'une protéine.
Immunokemikal boyama denen bir yöntemle ve altı nolu Kowpox virüsüne karşı bir antikor kullanarak bu proteinin resmini alabildim.
Snake, vaccine la.
Snake, kızın aşısını yap.
Vaccine mon équipage, à présent, pour qu'il se déplace librement. - Je refuse.
Pekâlâ, şimdi de kendi adamlarımı aşılama zamanı, bu sayede geminin geri kalanına erişebileceğiz.
- Bien, voilà ce qu'on va faire. Tôt demain matin, on ouvre les nouvelles provisions, et on vaccine tous les enfants des plus jeunes aux plus âgés, jusqu'à épuisement des stocks.
İlk iş, yeni erzağı açıp kızamık aşısı yapmaya başlayacağız.
On ne la vaccine pas.
Aşı yaptırmıyoruz.
Vous savez pourquoi on vaccine les enfants à six mois?
Çocuklar neden 6 aylıkken aşı olurlar?
Ici on vaccine contre la diphtérie.
Bu difteri aşısı.