Translate.vc / francés → turco / Venice
Venice traducir turco
367 traducción paralela
Rejoins-moi à l'angle de Venice et Garfield.
Bulun ve benimle Venice-Garfield'da buluşun.
Pourquoi Venice et Garfield?
Neden Venice-Garfield dediniz?
Il me faut à l'angle de Venice et Garfield : quatre unités, des torches, des masques à gaz, du gaz lacrymogène.
Venice-Garfield'a acilen el fenerli, gaz maskeli, göz yaşartıcı bombalı dört ekip gönderin.
Il est avec les traîne-savates à Venice.
Herbie vEnice'te hippilerle.
WK7, nous avons localisé le suspect. On a pris au sud Vaness St., en quittant Sepulveda.
3-67, şüpheli görüş alanımızda güneyden, Venice'e doğru gidiyor.
Un projo sur Sonny Venice.
Sonny'ye ışık verin.
Mesdames et Messieurs, le barman.
Sonny Venice, bayanlar baylar! Barmenimiz.
Le gymnase Gold's à Venice, en Californie, où viennent s'entraîner les meilleurs culturistes du monde.
Gold's Gym, Venice, California... Dünyanın en iyi vücut geliştiricilerinin antreman yaptıkları yer.
Dans l'attente du coup de dés, plage de Venice avec un pack de six, j'ai décroché le gros lot : Une blonde juteuse.
Sarışını gördüğüm an Venedik Kumsalında altı tane bira yuvarlamış halde bekliyordum.
Je l'ai vu hier à Venice.
Onu dün Venice'de gördüm.
Je suis devant la laverie de Bay City.
Bay City Çamaşırcılık'tayım, Little Washington, Venice kavşağı.
"Pinocchio" et "Forget Venice".
Pinokyo ve "Venedik'i Unut" vardı.
Formidable. Jamie, tu as vu "Forget Venice"?
Harika. "Venedik'i Unut" u görmüş müydün Jamie?
Disons que je prends un repas dans un resto chic de Venice.
Oturmuş akşam yemeğimi yiyorum. Venedik'te Batı Plaj Kafe gibi bir yerde. - Evet.
J'avais besoin d'un pied-à-terre à Venise!
Bu gidişle bana Venice'de küçük bir baraka kalacak!
C'est le seul terrain de basket à Venice Beach?
Burası Venice Beach sahası mı? Yani sadece bu mu?
Ça ne prend pas un jour, d'aller de Pasadena à Venice.
Pasadena'dan Venice'e gelmek bütün gün sürmez.
Venice.
Venice'te.
On va à Venice.
- Ne yapacaksın? - Venice'e gideceğim.
Sans dénigrer la police de Venice... c'est un de nos hommes qui a résolu l'affaire.
O bölgenin polisiyle, merkez arasındaki işbirliği neydi? Venice polisini suçlamak istemem, ama olayı çözen, bizim bir memurumuzdu.
Si tu te dégonfles pas, viens me voir.
Venice, California
Il y a cette galerie à Venice, je leur ai montré mon travail, la série d'icônes.
Venedik'te bir galeri var. Çalışmalarımı onlara gösterdim.
Tu vis à Venice, Californie.
Kaliforniya, Venice'de yaşıyorsun.
Il arrive en ville depuis Venice.
Venice'ten aşağı doğru geliyor.
Il en a fait sauter un à Venice.
Döndü. Venice'te bir tane vurdu zaten.
Il a pris á droite sur Venice.
Venice Bulvarı'ndan sağa döndü.
J'ai trois cadavres sur un trottoir de Venice Boulevard.
Venice Bulvarı'nda sokak ortasında yatan... üç cesedin yanından geliyorum Justine.
On a une planque pour elle á Venice.
Drucker'ın güvenli bir evi var, kadın orada kalabilir.
Vous habitez 407 Finley Avenue à Venice. en Californie?
407 Finley Avenue Venice, California'da oturmuyor musunuz?
Ils eurent 4 enfants en Californie et partirent pour l'État de Washington.
Venice, California'da dört çocuk büyüttüler. Bainbridge Island, Washington'a taşındılar.
Quelle est sa place dans la société?
Venice toplumunda konumu nedir?
Mais si ce n'est pas sur mon bureau demain matin... tu es un fantôme à Venice Beach High.
Ama yarın sabaha kadar masamda olmazsa... Venice Beach Lisesi günlerin sona erer.
C'est le Principal à Venice Beach High
Kendisi Venice Beach Lisesi müdürü.
Cameron Alexander, en fait est une grande figure à Venice Beach.
Venice Beach'in ünlü dazlaklarından.
Il n'y avait aucun gang blanc à Venice Beach... avant que Cameron Alexander et Derek Vinyard ne les constituent.
Her şeyi sahildeki evinden idare ediyor. Cameron ve Derek birleşene kadar burada hiç beyaz çete yoktu.
Les choses pourraient vite dégénérer sur la plage.
Venice Beach'te ortalık çok fena karışır.
Venice Beach n'a pas toujours ressemblé à ça.
Venice Beach eskiden böyle değildi.
Venice était vraiment sympa, un endroit tranquille pour grandir.
Venice şirin, sessiz bir yerdi.
II y a écrit : Venezia 5, Campo San Teodoro. - C'est le même!
"Venice 5, Campo San Teodoro." Aynısı işte.
- Comme dans ton appart à Venice.
Senin Venedik'teki evine benziyor.
Je ne savais pas que Florence était si loin de Venise.
Hey! Şuna da bir bak! Florence, Venice'den ne kadar uzakmış.
un mignon cow-boy à venice Beach :
Tabii ki.
Les vampires savent mieux que jamais traîner sur Venice Boulevard ces derniers jours.
Venedik Bulvarı'ndaki vampirler bile bunu daha iyi biliyor.
- Je parie que Rondell et son équipe vont retraverser Venice Boulevard d'ici quelques temps.
Rondell ve ekibinin yakın bir zamanda Venice Bulvarı'na geleceklerini sanmıyorum.
Tu habites à Venice!
Venice'de yaşıyorsun!
Tous ces nases de Venice se la pètent.
Tüm o Venice'Ii gerzekIer kendiIerini fazIa ciddiye aIıyorIar.
Sonny Venice.
Sonny Venice!
Tu sais où c'est, à Venice, près de Main et Rose.
- Onunla Venice'de buluşacağız.
Le gang de Venice Beach.
Venice Beach Çetesi.
Donnez le maximum pour accueillir la " "Menace de Venice" "... le " "Titan de la Terreur" "... " "l'Ange de la Mort" "... le seul, l'unique... Val Trepkos! T'es arrivé jusqu'ici... c'est pas évident. Méfie-toi de lui, Jack. T'aurais vu ce qu'il a fait aux Hurleurs, c'est dur. C'était un piège. C'était du beau travail. Un lutteur qui a toutes les qualités, la vitesse et la force.
Gerçek bir şampiyon ve özellikleri beceri, hız ve güç.
forcément gay.
Tatlı cowboy, Venice Beach...