Translate.vc / francés → turco / Vertigo
Vertigo traducir turco
168 traducción paralela
- Le vertige.
- Vertigo hissi.
Moi, je suis sûr que lorsque tu n'auras plus le vertige, tu seras guéri.
Sana bir şey söyleyeyim. Vertigo hissi yaşamadığın gün, iyileşmiş olacaksın.
Le vertige.
Vertigo.
Le vertige?
Vertigo mu?
Je n'ai plus le vertige.
Artık vertigo hissi olmuyor!
Qu'est-ce que tu dis, tu as le vertige?
- Vertigo da ne demek? - Yüksekten korkarım!
Il doit aller au Vertigo.
Vertigo'ya gidip orada açacak.
- Il monte sur le Vertigo.
- Trene biniyor.
La climatisation... ça me file le vertigo.
Klima havası çarpınca, birden kafam bulanıyor.
Celle de La prisonnière du Désert, de La Blonde et Moi, de À l'Est d'Éden, de Graine de Violence, de Derrière le Miroir et de Sueurs Froides.
... "Bigger Than Life" ın ve "Vertigo" nun çağı. Tutkum tüm ünlü ve kıyıda köşede kalmış filmler tarafından körükleniyordu. İlla ki kültürümüze uygun olması gerekmiyordu.
Comme si les films répondaient à une très ancienne quête de l'inconscient collectif.
Griffith'in filmi "Intolerance" dan John Ford'un "The Grapes of Wrath" ına,.. ... Hitchcock'un "Vertigo" sundan Kubrick'in "2001" ine ve pek çok diğerine kadar.
Il prendra Citizen Kane, Sueurs froides et Orgie mécanique.
Yurttaş Kane, Vertigo ve Clockwork Orgy seks partisi tezgahına gidecek.
Ce qui fait apparaître un autre risque : Le vertige.
Bu da bir diğer tehlikeye işaret ediyor, o da vertigo!
La douche, déjà vu dans Sueurs froides.
Bu duş sahnelerinin artık suyu çıktı. "Vertigo" filminde bile vardı. Değil mi?
Ici Watts et Vertigo. Une conduite de gaz est en feu.
Biz, Watts ve Vertigo, Anayol 12'de, 18. mil işaretinde gaz yangını var.
J'étais là, avec les flics Watts et Vertigo.
Ben ve iki şerif yardımcısı.
Mais ils étaient avec ton père quand Lana a parlé de ses visions.
Watts ve Vertigo. Lana'nın önsezisini anlatırken babanın yanındaydılar.
Lucille Austero revenait d'un long mois passé dans un établissement spécialisé dans le traitement des vertiges.
Lucille Austero vertigo tedavisinde uzmanlaşmış tesiste... Terazi Kliniği... geçirdiği bir aydan sonra geri dönmüştü.
Cela nous conduit à notre troisième et peut-être plus crucial exemple, ce qui est pour moi le plus beau plan de Vertigo.
Bu da bizi üçüncü ve en can alıcı örneğe getirir Vertig filmindeki en güzel sahneye. ... Vertigo.
- Avez-vous vu Vertigo, d'Hitchcock?
Hitchcock'un Vertigo'sunun nerede olduğunu biliyor musunuz?
Pardon. Le film Vertigo, d'Hitchcock.
- Pardon, Hitchcock'un Vertigo filmi.
C'est la réelle tragédie de Vertigo.
İşte bu Vertigo'nun gerçek trajedisidir.
Que raconte Vertigo?
Vertigo'nun hikayesi nedir?
La première partie de Vertigo, avec le suicide de Madeleine, n'est pas aussi bouleversante qu'elle aurait pu l'être, car c'est une perte terrible, certes, mais elle permet la survie de l'idéal.
Vertigo'nun ilk bölümü Madelain'in intiharıyla birlikte olması gerektiği kadar yıkıcı edici değildir. Bu gerçekten dehşetli bir kayıp olsa da bu büyük kaybın içindeki ideal devam etmektedir.
Ce plan de profil de Vertigo est peut-être le plan clé du film.
Bu profilden çekilen sahne aslında bize bütün filme ilişkin ipucunu verir.
Dans ce film, toute l'activité n'est-elle pas initiée par Scottie?
Vertigo'da, tam tersine, tüm aktivite Scotty'e yüklenmiş değil miydi?
Et enfin, bien sûr, dans Vertigo.
Ve ardından tabii ki Vertigo.
C'est l'arbre gigantesque, dans Vertigo, où Madeleine et Scottie se retrouvent, s'embrassent presque, tellement la tension érotique devient insupportable.
Vertigo'daki bu devasa ağaç, Madelaine ve Scooty'nin... artık dayanılmaz hale gelen erotik gerilim yüzünden birbirlerine sarıldıkları yerdir.
Ce sont mes vertiges.
Sadece vertigo.
- C'est quoi, des vertiges?
- Vertigo da ne?
Les vertiges ont fini par gagner.
Vertigo, sonunda galip geldi.
Comme M. Vertigo?
- Ne? Mr Vertigo'daki gibi mi?
qui vous désorientent.
Sende vertigo olusuyor.
Il a répondu : "Vertige".
Vertigo olduğunu söyledi.
L'avion qu'il poursuivait a piqué, Alex a eu ce qu'ils appellent le vertige, et a perdu le contrôle.
Alex'in kovaladığı uçak alçalmış ve Alex onların vertigo dediği bir duruma girmiş ve kontrolünü kaybetmiş.
Il parlait... du vertige, et il a dit... que quand ça arrive, ils doivent se fier à leurs instruments, et pas à leurs sens.
Vertigo hakkında konuşuyordu bir durum olduğunda onların duygularına değil ekipmanlarına güvenmeleri gerektiğini söylemişti.
Tu sais que j'ai le vertige.
Biliyorsun ben de vertigo * başlangıcı var.
Retrouvez mon affiche de Sueurs froides.
Vertigo posterimi geri getirir misin?
- C'est le bar d'Ernie, de Vertigo.
Orası "Vertigo" filmindeki Ernie'nin barı.
Kim Novak dans Vertigo.
Vertigo'da Kim Novak'ı oynuyordu.
Super plan, Hitchcock.
"Vertigo" filminden, değil mi?
J'ai été tenté de dire L'inspecteur Harry. * Mais je dois dire que le meilleur film tourné à San Francisco est... Sueurs Froides. *
Kirli Harry de olabilir ama San Francisco'da geçen en iyi film Vertigo'dur bence.
Hyperacousie, vertiges, acouphène et nystagmus.
Hiperakuzi, vertigo, tinitus ve nistagmus'u var. - Berbat.
Vas-y. Fille de 16 ans avec hyperacousie, vertiges, acouphène et nystagmus.
Hiperakuzi, vertigo, tinitus ve nistagmus'u olan 16 yaşında bir hasta...
Vertiges provoqués par un son ou une pression.
Şey, ses veya basınç uyarımlı vertigo.
Mon seul parent en vie, le Comte Werner Vertigo.
Hayatta olan tek akrabam. Kont Werner Vertigo.
Vertigo...
Vertigo.
Comte Vertigo pour toi, gueux.
Şimdilik Kont Vertigo, budala.
Sueurs froides!
- Vertigo. - Vertigo, bebeğim.
Rio au Vertigo.
Danny, ben Vertigo'dan Rio.
Laissez-lui une chance de fondre sur moi.
Klastrofobi ve vertigo aynı günde.