English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / francés → turco / Voisins

Voisins traducir turco

5,232 traducción paralela
La semaine dernière il a essayé de plier ses fringues, il a coincé sa tête dans un col roulé et a fini on ne sait pas comment dans la piscine des voisins.
Geçen hafta kıyafetlerini katlamaya çalıştı. Kafası balıkçıyaka kazağa takılmış ve nasıl olmuşsa komşunun havuzuna girmiş.
Non, aucun mouvement depuis qu'on est là, pas de signe du van, les voisins n'ont vu personne venir ou partir
- Evet. Geldiğimizden beri hareketlilik yok, minibüsten eser yok. Komşular haftalardan beri kimsenin içeri girip çıktığını görmemiş.
Occupez-vous plutôt des voisins.
- Evet. Komşularla ilgili bir şey yapabilir misiniz?
Soyez convenables avec vos voisins, ou l'esprit de Ro'kenhrontyes viendra hanter vos rêves.
"Daima komşunuza ikram edin çocuklar... " yoksa Ro'kenhrontyes'in ruhu sizi rüyanızda yakalar. "
Quand les voisins prennent mon wi-fi, je ne fais rien.
Komşular wi-fi şifremi çaldı, hiçbir şey yapmadım.
Ces voisins me font flipper.
Bu mahalle beni çok korkutuyor.
Aucun des voisins du Dr Roney n'a entendu ou vu qui que ce soit approcher de sa maison entre nos deux visites.
Doktor Roney'in komşuları bizim iki ziyaretçimiz arasında eve yaklaşan biri ne görülmüş ne duymuşlar.
Vos voisins ne se sont pas souvenu avoir entendu quelque chose d'inhabituel entre nos deux visites, y compris le chien aboyant.
Komşularınız bizi iki ziyaretimiz arasında sıradışı bir şey görüp görmediklerini hatırlamıyordu. Köpeğinizin havlaması dahil.
Ce n'est pas un cocktail chez vos voisins.
Bu komşunuzun süslü odasındaki kokteyl partisi değil.
Soyez meilleurs que vos voisins.
Komşularınızdan daha iyi olun.
Après qu'il ait fini Mes Voisins les Yamada, Je suis rentré de ma retraite dans la montagne, et il avait laissé le studio dans un désordre total.
O "My Neighbors the Yamadas" ı bitirdikten sonra dağ evindeki sığınağıma geri döndüm ardından o da tam bir kargaşa içinde atölyeyi terkederdi.
Il croyait que le chien de ses voisins était possédé par un démon.
Komşusunun köpeğinin bir şeytan tarafından ele geçirildiğini düşünüyordu.
Elle a mis le feu aux rideaux des voisins.
- Komşunun perdelerini ateşe verdi.
Ils ne l'avaient jamais vu, donc les officiers sont en train d'interroger les voisins pour savoir si quelqu'un a été témoin de sa course folle.
Onu daha önce görmemişler. Polis diğer evlere de soruyor. Olayı ve adamı görüp görmediklerini soruyor.
Sur la seconde, il a réveillé un chien qui a alerté tous les voisins.
İkinci olay yerinde bir köpek onu görüyor. Ve komşuların ayağa kalkmasına neden oluyor.
Nous sommes vos voisins peut-être même vos amis.
Biz sizin komşularınızız. Hatta belki arkadaşlarınız.
Hé, les voisins!
- Merhaba komşu!
Quand j'étais petit, ma mère cousait, faisait des habits pour les voisins.
Ben büyüme çağındayken, annem dikişle uğraşırdı komşulara kıyafet dikerdi.
Quand il ne découpe pas le journal ou assèche les voisins, il est dans sa grotte, à s'exalter sur ses précieux jouets.
Gazeteleri kesmediğinde, ya da komşuları süzmediğinde, o mağaraya saklanıyor, ve kıymetli oyuncaklarıyla oynuyor.
Comme si ils voulaient s'assurer que les voisins entendent.
Sanki komşuların duyduğundan emin olmak istemişler.
Les voisins d'en face le jetaient.
- Karşı sokaktakiler atmıştı.
Tu crois que les voisins n'avaient aucune idée qu'ils vivaient à côté d'un cartel de drogue?
Komşular yanda kalanların bir uyuşturucu karteli olduğunu biliyorlar mıydı acaba?
Comme tes voisins n'ont aucune idée d'à côté de qui ils vivent.
Seninkiler senin ne iş yaptığını çok biliyorlar ya.
J'apprécie l'intimité et mes voisins le respectent.
Özelime değer veriyorum ve komşularım buna saygı duyuyor.
Oh. Donc ça vous arrive assez souvent de draguer vos voisins.
Bence sen yanına oturduğun kişilere birazcık yazıyorsun.
Vos voisins sont chez eux?
Komşuları siz misiniz?
JJ, regardons son dossier scolaire, Parle aux voisins, professeurs, tous ceux que l'on peut trouver.
JJ, okul kayıtlarına bakalım komşuları, öğretmenleri ve bulabildiğimiz herkesle konuşalım.
Il s'avère qu'il a battu à mort le chien de ses voisins.
Komşularının köpeğini ölene dek tekmelemesi dahil.
- Non. J'étais dehors, j'avais mon sac et des voisins m'ont donné des bonbons. C'est ça la chasse aux bonbons?
Hayır, alışveriş çantamla dışarıdaydım ve birkaç komşu şeker verdi.
Parlez à nos voisins, nos amis c'était un homme formidable.
Komşularla, dostlarla konuşun. Harikulade bir adamdı.
Les voisins n'ont rien entendu, mais elle était bâillonnée.
Ağzını tıkadıkları için muhtemelen komşuları bir şey duymadı.
L'arrosage de nos voisins se déclenche 4 fois par jour, 15 minutes chaque fois... Aucun savoir vivre.
Komşularımız bahçelerini günde 4 defa 15er dakika suluyorlar... tamamen kural dışı!
As tu des voisins noirs?
Zenci komşuların var mı?
- As tu des voisins noirs? - Oui la porte à côté.
Uh, evet, baba hemen yandaki ev.
Correct, ils sont voisins.
Doğru, komşular.
C'était un moment pour de bons voisins de siroter un punch au radis alcoolisé, d'accrocher des lumières très haut, et de boire du eggnog pour le déjeuner.
Komşularla alkollü turp şerbeti yudumlamak evlerı ışıklarla süslemek ve öğle yemeğinde eggnog * içmek için güzel bir zamandır.
Oh mon Dieu, j'aimerais tous vous remercier pour vous être mobilisés ensemble en tant que voisins, et particulièrement Virginia Chance.
Oh, Tanrım. Hepinize bir arada olduğunuz için teşekkür etmek istiyorum. Özellikle de Virginia Chance.
Nous étions voisins. Elle et son mari possédaient une tente de restauration.
Komşumdu, bir de kocası ile çadır barları vardı.
D'accord, mais ils mangent tout seul dans le garage, sur des sacs poubelles, et ils utilisent la salle de bain des voisins.
Kabul, ama garajda tek başlarına yemek yiyecekler, çöpleri atacaklar ve komşunun tuvaletini kullanacaklar.
J'irai parler aux voisins. Merci.
- Komşularla konuşurum, ne var bakarım.
J'ai vu la maison et les voisins. Tout est tranquille.
Evi konrol ettim, komşularla konuştum, Herşey normal.
Peut-être après que le blocus avec nos voisins du nord soit rompu.
Muhtemelen kuzeydeki komşumuzun uyguladığı amborgo kaldırıldıktan sonra.
On doit se dépêcher au cas où l'un des voisins ait entendu quelque chose.
Komşular bir şey duymadan onu hemen burdan taşımamız gerekiyor.
Si j'avais sorti tout ça d'un coup, les voisins se seraient interrogés.
Bir süre sonra öyle bir birikme oldu ki insanlar soru sorarlar diye bir önceki geceden çıkartamadım.
Les voisins savent que tu meurs de faim.
Komşular da geberdiğini biliyor.
Après avoir été mordu par le chien de ses voisins, il se lança dans sa première création scientifique... le rayon de la mort canin.
Kendisini komşu köpeğinin ısırmasıyla ilk bilimsel buluşunu gerçekleştirdi. Köpecik Ölüm Işını.
On est voisins.
Komşuyuz.
Nos nouveaux voisins emménagent.
Karşı eve yeni komşularımız taşınıyor da.
Voisins!
- Komşulaar!
Parce que ce sont nos voisins.
- Evet!
On avait des voisins.
Komşularımız da yok değildi ama.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]