Translate.vc / francés → turco / Walkie
Walkie traducir turco
322 traducción paralela
Vérifiez si mon talkie-walkie fonctionne.
Git benim cipteki telsizi bak. Çalışıyorsa durumu bildir.
- Il a découvert le walkie-talkie. Il se méfiera encore plus.
Dinleme cihazını buldu, bu yüzden daha dikkatli olacaktır.
Vaslov, vous, moi, Zabrinczski avec sa radio et le talkie-walkie.
Vaslov, siz, ben, sırt telsiziyle Zabrinczski.
Ils avaient un walkie-talkie.
Bir tanesinde telsiz vardı.
- Walkie-talkies.
- Telsiz.
Branche ton walkie-talkie. Et voilà ton truc.
Telsizinin her zaman açık olduğundan emin ol.
Talkie-walkie.
Telsiz.
Un de vos clients avait un talkie-walkie.
Müvekkillerinizden biri bir telsizle yakalandı.
Un talkie de grande marque pour pas cher.
Hadi gel ve al. Markalı Walkie-Talkie $ 65!
Je remballe.
Walkie-talkie'yi geri ver bana şimdi!
Et peut-être des talkies-walkies.
Hatta walkie talkie de alabiliriz.
Les talkies-walkies vont nous servir.
Evet, walkie talkie'leri kullanabiliriz.
- Je reste à portée de talkie-walkie.
Bir şey olursa bana haber ver.
Malkie-Walkie, allonge un peu de fric.
Malkie-Walkie, biraz para versene.
Il est flic. Je l'ai entendu sur le talkie - walkie.
- Telsizle konuşurken duydum.
- Le talkie-walkie.
Sorun ne? - Walkie-Talkie
Roberta, on a un bracelet talkie-walkie... une lampe-stylo, des jumelles et même un super insigne.
Roberta, burada telsiz kalem fener, dürbün hatta rozet bile var.
Prenez ce talkie-walkie et trouvez où est Mulder.
Şu telsizi eline al ve Mulder'ın nerede olduğunu öğren.
Un talkie-walkie par groupe.
Her grupta bir telsiz.
elle a dû capter un signal de talkie.
Birinin walkie-talkie'sinden sinyal almış olmalı.
Terry, le talkie-walkie ne marche pas ici. Il y a trop de beton.
Terry, etraf beton olduğundan telsiz burada çalışmıyor.
C'était un talkie-walkie?
Yürüyen bir telefonmuydu?
- Mon talkie-walkie marche plus.
- Telsizim bozuldu da...
Bob a fait tomber son talkie-walkie.
Bob telsizini düşürmüş!
- Mon talkie-walkie a claqué, mec.
Telsizim bozuldu.
C'était vous, le talkie-walkie?
- Telsizli kadın sen misin? - Cevap veren sen miydin?
Sors ton talkie-walkie et trouve-le ou je te fais virer!
Şimdi telsizini al ve onu bul!
J'avais un talkie-walkie!
Telsiz telefonum vardı.
- Prends le talkie-walkie...
- Araca bin...
Ici, on communique par talkie-walkie.
Ormanlık alandaki tek iletişim yöntemi kısa-dalga telsizlerdir.
C'est quoi, un talkie-walkie?
Nasıl bir şey o, bir telsiz falan mı, Sarah? Bir çeşit bebek telsizi mi?
Allume ton talkie-walkie!
Walkie-talkielerinizi açın!
Il me reste l'émetteur que Robert Smith m'a filé.
En azından Robert Smith'in verdiği güzel Walkie-Talkie'm var. Hayır!
C'est à moi qu'il l'a donné.
o walkie-talkie benim. O bana verdi! Lanet olsun Cartman!
Achetez-vous un talkie-walkie, une ficelle et deux conserves.
Yani, 2 teneke kutu ve 1 ipten telsiz yapıp, kullanabilirsiniz.
J'ai mon talkie-walkie.
Bu telsiz sürekli bende olacak.
Il faut appeler Kate sur les talkies-walkies.
Walkie-talkie'den Kate'i aramamız gerek, tamam mı?
Ouais, et un talkie-walkie.
Evet, telsiz telefon.
Pitoyable tripoteur de talkie-walkie, enfoiré de taré, t'auras rien de moi!
Seni zavallı, yalnız, telsiz sapığı, ucube orospu çocuğu! Özür mözür dilemem! Niye biliyor musun?
L'inventeur du walkie-talkie est là.
Telsizin mucidi burada.
On aura une raison de se servir de nos walkie-talkies sans avoir à aller au parc.
Parka gitmeye gerek kalmadan telsizlerimizle konuşabiliriz.
Faut que j'achète des piles pour mon walkie-talkie.
Telsizim için yeni piller alacağım.
Ouais, mais il nous faudrait un autre walkie-talkie.
Evet ama başka bir telsiz lazım.
Si quelqu'un arrive, préviens-moi avec le walkie.
Biri gelirse telsizle beni uyar.
Donnez-lui un talkie-walkie.
Ona bir telsiz verin.
Un de nos hommes est à l'intérieur avec un talkie-walkie.
İçeride bizden birisi var. Yanında telsizi de var. Bunu denemek ister misiniz?
Prenez le talkie-walkie.
Lütfen telsizi eline alır mısın?
Les talkies-walkies.
- Walkie-Talkie'leride al.
J'aurais du vous balancer comme ce talkie-walkie.
Seni o telsizin arkasından atmalıyım ama bir fırsat daha vereceğim.
Prévenez-moi par talkie-walkie dès que vous obtenez une réponse.
Koridorda ve içeride 2'er kişi beklesin.
Tu me rends mon émetteur?
Walkie-talkie mi geri alabilir miyim lütfen?