Translate.vc / francés → turco / Walrus
Walrus traducir turco
62 traducción paralela
Walrus, amene ton cheval.
Walrus, atını buraya getir.
Walrus a presque 1000 dollars dans sa poche.
İhtiyar Walrus burada, cebinde neredeyse bin dollar parası var.
Regarde ce petit lezard, il s'en sort mieux que toi.
Oradaki yaşlı kertenkeleya bak. Senden iyi görünüyor, Walrus.
Si vous devez tirer, visez Half Pint ou Walrus.
Eğer birini vurmak istiyorsan... neden, Half Pint veya Walrus olmasın.
Quelqu'un est blesse.
Bull Run ve Walrus, gidip bir bakın.
Demande a Walrus. C'est vrai, chef.
- Onu Walrus'a bırakacağım.
La fille est pour moi, compris? - Qui s'interesse a elle?
Sen, Walrus, Bull Run — kapının arkasını tutun.
Celui-ci, c'est Walrus Man.
Bu Walrus Man.
C'est à bord du vieux bateau de Flint, le Walrus, que j'ai vu les passions se déchaîner, des gens couler avec l'or dans la main.
Flint'in gemisi Walrus'un kan revan içinde, altınlarla battığını gördüm.
- I am the Walrus.
Amına koduğumun Orospusu!
- I am the Walrus. - C'est...
Donny, kapa o amcık ağzını lan!
"L'heure est venue", comme on dit.
Walrus "Zamanı geldi" dedi.
Non, c'est de la Walrus Tusk.
Hayır.
Bien sûr, c'est le "Morse".
- Evet. "Walrus."
Le moment est venu, Walrus, mon vieil ami, de goûter nos distillats.
Walrus eski dostum, şimdi sıra damıtıcılarımızı denemeye geldi.
Un panier garni Jolly Walrus!
Kurabiye sepeti.
Le panier garni Jolly Walrus?
Kurabiye buketi?
Jabbar, un morse vient d'appeler, pour savoir quand on arriverait au zoo.
Cabbar, Walrus aradı ne zaman hayvanat bahçesine gideceğimizi soruyor.
Alors, un de vous pense être un mâle rusé cette saison? Cette saison? Walrus n'a pas besoin de cette fourberie.
Eee, bu sezonda kimse haremden kız kaçırmayı deneyecek mi? Bu sezon mu?
Depuis qu'elle a quitté Walrus, elle n'a plus jamais...
Denizayılarının böyle hile hurdayla işi olmaz. Eğer bir bayan denizayısına gelirse bir daha hiç...
Elle n'a jam... Walrus, personne ne veut le savoir.
Bir daha hiç...
Je te vois demain, Walrus.
Burada benimle kalacaksın. Yarın görüşürüz Walrus.
Yo, Walrus.
Hey Walrus.
Ça a presque fait s'envoler les bobettes du Walrus.
Az kalsın Walrus'un külotlu çorabıyla uçacaktı!
Walrus, tu veux quitter la Baignoire?
Walrus, Küvet'ten ayrılmak istiyor musun?
Et s'il y a un problème, Walrus est papa.
Ters giden bir şeyler olursa, baba Walrus olacak.
Walrus, ramène-moi à la maison.
Walrus, beni eve götür.
Je crois que c'est le moment pour un bisou de Wally le morse.
Belki de öpüşebilen Wally Walrus'u ziyaret etmenin vakti gelmiştir.
David Wallace, en chair et en os.
İçeride olduğunu biliyorum. David Walrus * doğal yaşam alanında.
Un challenger pour le commandement du Walrus qui compte sur le récent coup dur de notre ami.
Walrus'un kaptanlığı için meydan okuyan kişiler arkadaşımızın yakınlarda geçirdiği zorlu dönem için sermaye sağlıyor.
Je souhaitais saluer ton couronnement en tant que capitaine du Walrus.
Walrus'un kaptanı olman şerefine kadeh kaldırırım diye umuyordum.
Quand les hommes du Walrus réaliseront les limites de M. Singleton, nous aurons plein de talentueux défecteurs désireux de gonfler nos rangs.
Walrus'un adamları Bay Singleton'ın kısıtlamalarını fark ettiğinde bir sürü marifetli ilticacı buraya gelerek kadememizi yükseltecekler.
Je l'ai sur le Walrus.
Walrus'da şu an.
Diriger le Royal Lion comme consolation au Walrus.
Walrus'a refakatçi olacak Royal Lion'un kaptanlığını yapacakmışsın.
Si nous voulons gagner l'Urca, le Walrus doit être au top de sa forme.
Urca'yı kazanmak istiyorsak Walrus'un muntazam olması gerekiyor.
Le Walrus nous aura rattrapés d'ici quatre heures.
Walrus, şimdiki hızıyla tahminen 4 saate yanımızda olacak.
D'abord vous m'avez empêché de finir comme une tache sous la coque du Walrus.
"Öncelikle beni Walrus'un altında bir leke olmaktan kurtardın."
Dans l'hypothèse ou nous trouvons un point d'ancrage valable pour le Walrus vous aurez deux jours pour envoyer des éclaireurs et espérer localiser l'Urca.
Walrus için demir atacak uygun bir yer bulduğumuz takdirde kaşiflerin çıkıp Urca'yı bulması için iki günleri olacak.
Si mes hommes tiennent assez longtemps, nous pourrions juste couler le Walrus quand il reviendra avec ton précieux or espagnol juste par dépit.
Adamlarım yeterince direnebilirse Walrus'u batırmaya karar veririz belki de. İçinde değerli İspanyol altınlarıyla gelecek ya elbet.
On m'a raconté une drôle d'histoire.
Walrus'un adamlarından duyduğum hikaye çok etkileyici.
Le Walrus refuse d'affranchir ces esclaves et je n'ai pas de quoi les racheter.
Walrus tayfası köleleri serbest bırakmaya niyetli değil. Onları satarak para kazanabilecekken ben de niyetli değilim.
Le consortium a passé un accord avec M. Dufresne, ses futurs crédits couvriront les coûts.
Konsorsiyum, Walrus'tan Bay Dufresne ile maliyetin ilerideki ödenek ve kredilerle karşılanacağı konusunda anlaşmaya vardı.
Ce qui est pourquoi j'ai besoin de savoir... quand vous serez questionné par les hommes, que comptez-vous leur dire sur ce qu'il s'est passé sur la proue du Walrus cette nuit là?
O yüzden öğrenmem lazım. Tayfa üyeleri sorduğunda o gece Walrus'un pruvasında onlara ne anlatacaksın?
Flint a interdit aux hommes du Walrus de venir ici.
Walrus tayfasının buraya ayak basması Flint tarafından yasaklanmış.
Te souviens-tu ce qu'il s'est passé à la proue du Walrus cette nuit-là?
Walrus'un pruvasındaki o son gecene dair bir şey hatırlıyor musun?
en tant que quartier-maître de ce qui reste de l'équipage du Walrus, prenez note et relayez à qui de droit.
Walrus tayfasının serdümeni olarak söyleyeceklerimi dikkate alın ve adamlarınıza aktarın.
T'es un homme du Walrus, n'est-ce pas?
Walrus tayfasından değil misin?
Est-ce le Walrus?
O Walrus mu?
Je chantais "I am the Walrus."
Evet, hatırlanmak güzel. Artık içmiyorsun değil mi? İçki, iyi kararlar vermeye niyetli değilim.
Toi, Walrus et Bull Run, surveillez la porte de derriere.
- Demek ki gidiyorlar.
# So the walrus sounds # "Walrus sounds"?
'Deniz aygırı sesi'mi?