Translate.vc / francés → turco / West
West traducir turco
3,850 traducción paralela
Une lettre de la victime menaçant West.
Kurbandan Başkan West'i tehdit eden not.
Tu suggères que l'ennemi de West a fait une lettre l'accusant de corruption avant de se suicider?
Başkan West'in düşmanının yolsuzluk hakkında yalan bir mektup yazıp intihar ettiğini mi söylüyorsun?
Mais il y a d'autres preuves pour inculper West!
West'in suçlu olduğu gösteren deliller var.
La majorité d'entre nous croit maintenant qu'il y a des doutes sur la culpabilité de West.
Şu an bu odanın çoğunluğu Başkan West'in suçluluğuyla ilgili şüphe olduğuna inanıyor.
On a trouvé un mec mort dans la maison du Maire.
Başkan West'in evinde bir ceset bulundu.
Il a laissé tomber des gens!
Başkan West insanları yüzüstü bıraktı.
Les gars, j'ai l'impression qu'on parle que du Maire West.
Beyler, Başkan West'ten başka bir şey konuşmuyormuşuz gibi hissediyorum.
Non, pas pour West, sale bâtard ingrat.
O West denen nanköre etmiyor işte!
Maintenant qu'on vous a acquitté, quel futur s'annonce pour vous?
Beraat ettiğinize göre, Başkan Adam West'i gelecekte neler bekliyor?
Vous avez rempli votre devoir civique, et sauvé le maire.
İkiniz de vatandaşlık vazifenizi yerine getirip Başkan West'i kurtardınız.
Vous devez voir ça.
Başkan West, görmeniz gereken bir şey var.
Tiens, ça ne serait pas notre Maire "des armes contre des jeux" West?
Vay, vay, vay. Başkan "Guns For Toys" West değil mi bu?
C'est comme le Far West, si le Far West avait des AK et de la vodka.
Bir nevi vahşi batı. Tabii vahşi batıda AK47 ve votka varsa.
Seattle Grace Mercy West deviendra un hôpital Pegasus Horizon.
Seattle Grace Mercy West resmen Pegasus Horizons hastanesi olacak.
Mais le Seattle Grace Mercy West vaut plus que son passé.
Ama Seattle Grace Mercy West Hastanesi geçmişinden çok daha değerlidir.
Le Seattle Grace Mercy West sera à nouveau connu comme leader régional en médecine traumatique et pédiatrique.
Bu Seattle Grace Mercy West'i yeniden bölgenin lider yetişkin ve çocuk travması merkezi yapacak.
Ça stipule que tous les équipements médicaux du Seattle Grace Mercy West comme la radiologie, etc... seront répartis entre les installations existantes de Pegasus à leur convenance.
Seattle Grace Mercy West'in tıbbi aletleri, radyoloji cihazları ve benzeri araçlarının Pegasus'un kendi takdirine bağlı olarak diğer tesisleri arasında paylaşılacağı ifade ediliyor.
Mesdames et messieurs, le Dr Webber m'a dit que vous cherchiez, vous tous, un investisseur pour acheter le Seattle Grace Mercy West.
Hanımlar beyler Doktor Webber, Seattle Grace Mercy West Hastanesini satın almak üzere ortak olmak için bir yatırımcı aradığınızı anlattı bana.
Homme : 59ème West Street.
Batı, 59. Cadde.
Upper West Side, immeuble avec portier, le ski à Jackson Hole.
Yukarı Batı Yakası, kapı görevlilerin olduğu bir bina, Jackson Hole'da kayak.
" Des recommandations sur le meilleur endroit pour acheter un vélo pour fille dans l'Upper West Side?
Upper West Side'da bir kız bisikleti almak için en iyi nereyi önerirsiniz?
656 West 125th Street.
Peki, 656 Batı 125. Sokak.
J'ai une invitation pour une soirée bukkake à West Side.
Batı Yakası'nda bukkake partisine davetiyem var.
Tu te crois où? Dans West Side Story?
Ne bu anasını, Kurtlar Vadisi'nde miyiz?
Il est dans un appartement sur l'upper West Side.
Batı yakasının üst taraflarında bir dairede.
Si Segers est libéré, autant supprimer l'État de droit, et en revenir au Far West.
Segers serbest kalırsa kanun manun unutulur. Sonra da buralar Vahşi Batı'ya döner.
Leon West m'a appelée deux fois.
Mike, Leon West iki kere hattımı aradı.
2140 West 7th.
2140 Batı 7..
Réserve une chambre, prends le nom de Jackson.
El Centro West Plaza. Bir oda tut, Jackson adını kullan.
- On n'est pas au Far West.
- Oxford burası. Vahşi batı değil.
Oui, il était interne à Mercy West quand j'y étais.
Ben Mercy West'teyken o da orada dâhiliye asistanıydı.
Go west, young man.
Üstüne git genç adam.
Le suspect se dirige vers le chantier naval de West Harbour Lane.
Şüpheli, kayık iskelesine gidiyor. Batı Liman yolu.
Uh, "Harold et Maude" lutte pour récuperer la magie qu'il avait sur la fin.
Harold and Maude, West End'deki büyüsünü yakalamaya çalışıyor.
Et c'est alors que j'ai appris que les seuls vrais Bat-man sont Christian Bale et Adam West.
Böylece öğrendim ki, gerçek yarasa adamlar Christian Bale ve Adam West.
On lui a attribué la place de parking ouest.
- West Exec park yeri verilmiş ona.
- Tu as été attribué?
- Sana mı West Exec'i verdiler?
Peut-être que je n'ai rien à faire, messieurs, mais au moins, quand ça me fait pleurer, je pleure dans ma voiture dans le parking des cadres de la Maison Blanche.
Yapacak işim olmayabilir beyler ama hiç olmazsa bunun için ağladığımda West Exec park yerindeki arabamda ağlıyorum.
Il y a vraiment des ours dans west hollywood?
Batı Hollywood'da gerçekten de ayılar var mı?
- C'est pratique pour aller dans le West End?
- Batı Yakasına yakın mı? - Şaka mı yapıyorsun?
Le Wild West Show était sa dernière chance d'obtenir un peu d'argent, mais l'endroit est à vendre.
Vahşi batı gösterisi para kazanmak için onun son şansıymış ama şimdi tüm kasaba satılık.
Il dirige un spectacle de Far West.
- Vahşi batı gösterisi düzenliyor.
Parlez-moi du Wild West Show.
- Vahşi batı gösterisini anlatın bana.
"Loue" signifie extorque de l'argent aux commerçants à "Lo Broad", ce qui est au sud de West Broadway.
Kira ise alt yerdeki dükkanlardan haraç kesmek anlamına geliyor. Alt yer ise West Broadway'in alt kesimi.
J'ai fait le panneau lumineux pour la représentation de Otisville de West Side Story, dans laquelle on a utilisé de vrai gangs ennemis.
Hapishanenin "Batı Yakasının Hikayesi" projesinde ışıklandırmada çalıştım. Gerçek rakip çeteler kullandık.
Barney, j'abandonne mon superbe deux pièces gratuit sur l'Upper West Side et le propriétaire qui lavait à la main mes dessous.
Barney, ben Batı Yakası'ndaki kira vermediğim güzelim iki odalı dairemden vazgeçtim ama. Ayrıca ev sahibi narin çamaşırlarımı elde yıkardı.
De vrais gens du Far-West!
Sınır halkı olduk çıktık.
Montrant Devereaux griller un feu rouge dans l'East Village au moment même où la victime se faisait agresser dans l'Upper West Side.
Devereaux'nun arabası East Village'da kırmızı ışıkta geçiyor. O sırada kurban Upper West Side'da tecavüze uğruyor.
C'est un hôtel - - le El Centro West Plaza
Bir otel var.
tu fais le mort, mais quand c'est un grizzly tu te bats. Si un ours du quartier west hollywood attaque, tu fais semblant de le détester.
Batı Hollywood ayısı saldırsa da ondan nefret ediyormuş gibi davranmalısın.
Ils ne vous apprenent pas ça à West Point?
Konuşma özgürlüğü diye bir şey duymadın mı? Kara Harp Akademisi'nde öğretmediler mi?