English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / francés → turco / Yak

Yak traducir turco

110,496 traducción paralela
J'aurais dû la garder plus près.
Onu yakınımda tutmalıydım.
Mme Simpson, je le surveillerais de très près dans les prochains jours.
Bayan Simpson, birkaç gün yakından izlenmesi onun için çok iyi olur.
Je peux t'emmener près des chevaux Pour le premier pansage.
Primo seyislik yapman için seni atların yakınına sokabilirim.
La mixtape arrive, mesdames.
Karışık kaset yakında geliyor hanımlar.
Tu veux dire celui qui t'allait si bien?
Sana daha çok yakışandan mı demek istiyorsun? - Evet.
Alors j'ai trouvé un professeur qui vivait pas loin, un maitre du jeu, gentil, patient, dévoué à moi.
Ben de yakınlarda yaşayan bir profesör buldum. Oyunun uzmanı, nazik, sabırlı ve kendini bana adamış bir adamdı.
Homer a la victoire à portée de main.
Homer galibiyete çok yakın.
A combien es-tu de pouvoir couper l'air?
Şaltere ne kadar yakınsın?
Plus de nourriture, fuel ou réparations gratuites et aucun refuge pour vous ou vos gens.
Ne bedava yemek ne yakıt ne tamir ne de senin ve çalışanların için güvenli bir liman olur.
- Garde un œil ouvert.
- Yakından takibe devam et.
Tu rentreras chez toi bientôt.
Yakında eve gideceksin.
Croyez-vous vraiment qu'après tout ce sacrifice, et son entraînement, la formation qui le fit, selon vos dires, un de vos meilleurs soldats, croyez-vous, après tout ce dur travail, que Travis mettrait en péril la vie de ses compagnons de guerre en jouant bêtement du pistolet?
O kadar fedakârlık ve eğitiminin ardından onu en iyi askerlerinden biri yaptığınızı söylediğiniz eğitimin ardından o kadar sıkı çalışmadan sonra Travis'in silahını aptalca ateşleyip yakın dostlarını tehlikeye atabileceğine gerçekten inanıyor musunuz?
Vous êtes avec M. Bright, c'est ça?
Bay Bright'ın yakınlarısınız değil mi? Dr Powell.
Il va bientôt prendre sa retraite, non?
Emekliliği yakın, değil mi?
On va le voir bientôt, ma puce, mais pour le moment, on va aller vivre avec Nick et Kelly.
Yakında göreceğiz tatlım, ama şimdi gidip Nick ve Kelly ile yaşayacağız.
Après 5 kms, il s'est arrêté pour regarder de plus près et a légèrement paniqué en réalisant que ce mec était cuit.
Daha yakından bakmak için durunca gördükleri karşısında biraz kafayı sıyırmış.
Ça y ressemble.
Oldukça yakın.
À Monroe, un ami merveilleux et un merveilleux père en devenir.
Monroe, harika bir arkadaşa Ve yakında daha iyi olacak bir baba.
Donc quel que soit cet événement qui arrive, ça doit être proche de l'équinoxe de mars.
O zaman bu olay her geldiğinde, Mart ekinoksuna çok yakın olması gerekiyor.
on touche au but!
biz çok yakınız!
Selon les certificats de mort, ils ont été incinérés.
Ölüm belgelerine göre, Her ikisi de yakıldı.
Et comment une main incinérée peut-elle avoir une empreinte?
Yakılan bir elin parmak izi nasıl bırakıyor?
- Toi, être incinéré ou enterré.
- Sen. Yakılmayımı veya gömülmek mi.
Incinère-moi, disperse mes cendres dans la rivière Willamette.
yakın beni, Willamette Nehri üzerine küllerimi yayın,
Les documents montrent qu'ils ont été incinérés ici, ce qui inclus le corps entier si je me souviens bien.
Kayıtlar burada yakıldığını gösteriyor. Doğru hatırlıyorsam bütün vücut parçalarını yanması gerekir.
Pourquoi vous ne nous dîtes pas comment les empreintes d'hommes que vous avez incinéré se sont retrouvées sur la scène d'un crime?
Neden parmak izlerinin nasıl olduğunu bize anlatmıyorsun Yakılan adamlar nasıl bir cinayetle sonuçlanır?
Je crois qu'on a trouvé ce qu'ils font avec les morceaux de corps.
Sanırım vücut parçaları ile ne kadar yakın olduklarını bulduk.
Je vais vérifier dans les livres si quelque chose s'en rapproche.
Kitaplara bakacağım ve yakın bir şey olup olmadığına bakacağım.
Je pense que ce sera très important tôt ou tard.
Sanırım yakında çok önemli olacak.
Je serai là bientôt, envoyez-moi l'adresse.
Ben yakında orada olacağım, yol tarifi yollayacağım.
Coucou, es-tu proche?
Hey, yakın mısın
Son amie attendait qu'elle amène la voiture au Café Nell's sur Kearney où elles ont diné seules.
Arkadaşı, Kearney'de civarındaki Kafe Nell'de beraber yemek yedikleri yerin yakınından arabayı getirmesini bekliyormuş
S'ils n'ont pas de famille, c'est souvent un Wesen qui tient à eux.
- Eğer bir ailesi yoksa, bu durumda çoğunlukla yakın bir Wesen oluyor.
On se revoit bientôt, d'accord?
Pek yakında görüşeceğiz, Norm, tamam mı?
- Alors trouvons un moyen de m'envoyer là-bas, parce que je ne vais pas laisser cette chose s'approcher de ma fille.
- Beni içeri almak için sonra bir yol buluruz Çünkü bu şeye Kızımın yakınında izin vermiyorum
Assez proche, de ce qu'on a vu.
Ne gördüğümüzden yeterince yakın.
Je ne laisserai pas cette chose s'approcher de nous.
Bu şeyin yakınımızda olmasına izin vermeyeceğim.
Trubel, es-tu près de Southeast 3rd and Main?
Trubel, Güneydoğu 3. ve Ana'e yakın mısın?
Il y aura bientôt plus de pèlerins hors de l'église qu'à l'intérieur!
Yakında kilisenin dışında, içinden çok cemaat olacağını söylemiştim.
Il m'a dit qu'il y a des survivants d'une récente bataille maritime.
Orada yakın zamandaki bir deniz savaşından kurtulanlar olduğunu söylüyor.
Francis Poldark a fait don de la vieille chapelle près de Grambler.
Francis Poldark, Grambler yakınındaki eski ibadet evini hediye etmiş.
Archie Godolphin a été très aimable.
Archie Godolphin oldukça cana yakındı.
Il devait y avoir plus de 90 000 $. C'était la somme prévue.
90 bine yakın var, söylemiştin.
J'aurai le reste bientôt. Promis.
Bak, geri kalanını yakında vereceğim, tamam mı?
Smurf dit que c'est trop près, les gens d'ici y vont.
Şirin çok yakın demişti. Her yerinden insanlar geçiyor.
Je me demandais si tu l'avais vu.
Yakınlarda hiç gördün mü diye merak ettim de.
Je m'en souviens, Danny était furax contre Eric pour avoir filé de la coke à sa sœur, la reine du bal.
Evet, Danny'nin Eric'e çok fena kızdığını hatırlıyorum kız kardeşini mezuniyet balosuna kafası kıyak hâlde getirdiği için.
Il rentrera bientôt.
- Yakında eve dönecek.
Et si j'étais vous, j'en préparerais d'autres, car un jour prochain, il va falloir défendre votre cas.
Yerinde olsaydım başka şeyler de hazırlardım çünkü şunu söyleyeyim kendini savunman yakındır.
À bientôt.
Yakında görüşürüz.
On est proche. Je pense qu'on s'en approche.
Bence bu yakınlaştık demektir.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]