English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / francés → turco / Yos

Yos traducir turco

87 traducción paralela
Les... les "Yos"... Ils vont me bouffer tout cru là-bas, mec.
Orada beni çiğ çiğ yerler.
Alors, quoi, le pluriel de yo-yo, c'est yos-yo?
Peki yo-yo'nun çoğulu da yos-yo mu?
Vas-y, Yos, tabasse-le!
Vur ona. Bana güven! Vur.
Achève-le!
Yos! Vur.
Yos, le chef veut que tu changes de portable.
Yos! Şef senden telefonunu değiştirmeni istedi.
Yos, sale enfoiré!
Yos! Lanet olsun!
Les filles, pour la note, voyez avec Yos.
Haydi gidelim! Hey, kızlar, hesabı Yos ödeyecek!
Yos, c'est le sang de qui?
Kimin kanını kullandın?
He! Appelle Yos!
Yos'u arasana.
ça te pose un problème?
Yos Dao'yu beceriyor.
Yos, fais quelque chose!
Ne yapacağız?
Calme-toi!
Sakin ol, Yos.
Où tu vas?
Yos! Nereye gidiyorsun?
Va retenir Yos, vite!
Git!
Le jour où Yos te tuera, tu penseras à moi.
Yosthana seni gebertecek. Tabii beni de unutma.
- Non, Yos!
Yapma, Yos! Bırak beni!
Yos! C'est un vrai merdier!
Bu tam bir felaket!
Yos, le magnétophone!
Yos, bu bir ses kaydedici.
Range ça, mec. Hey, les yo-yos.
Hey!
Venant d'un gars qui a une collection de yo-yos.
Yo-yo koleksiyonu olan bir adamdan bahsediyoruz.
Tu n'aimes pas les yo-yos?
Yo-yo sevmez misin?
Tu as un problème avec les yo-yos?
Yo-yolarla bir sorunun mu var?
Yosh, faire de la place pour ton grand-père.
Yer var. Dedene yer aç Yoş.
Yosh, ferme la porte.
Kapıyı kapat Yoş.
C'est comme si Yosh avait dit à tous tes amis quel père dévoué il est. parce qu'il vous a "encouragé" à passer l'examen SAT au lycée.
Yoş'un tüm arkadaşlarına ne kadar kendini adamış bir baba olduğunu anlatmak için lisedeyken eğilim testine girmeye "cesaretlendirmeni" söylemesi gibi.
As-tu parlé à Yosh?
Yoş'la konuştun mu?
Si tu as un problème avec ton autiste de père, crie sur lui, pas sur Yosh!
Otistik babanla derdin varsa git ona bağır, Yoş'a değil!
Yos nique Dao, Dao s'envoie Yos!
Yos Dao'yu beceriyor.
Tiens, Yos!
Yos! Kılıcın!
Donc, je viens à l'UTF pour lutter contre des monstres, et je dois faire du baby-sitting?
Ben YÖŞ'e hastalıklı yaratıklarla savaşmak için katıldım ve sen beni yeğenine bebek bakıcılığı yapmam için yolluyorsun.
Et pour finir, grosse campagne de sensibilisation.
Son iş düzenlemeleri. YÖŞ * yaratılar hakkında bilinçlendirme kampanyası başlatıyor.
J'aide l'UTF, mec.
Sadece YÖŞ'ne yardım ediyorduk, adamım.
C'est pas de notre ressort.
Sorun hayvan kontrol biriminin meselesi. YÖŞ...
- Si tu voyais le genre de pétasse...
Bir göreceksiniz, öyle yos...
Quand je n'étais pas encore sous traitement. Moi et un autre mort-vi...
Tedavi edilmeden önceki dönemde ben ve öteki YÖS hastası, birlikte avlanıyorduk.
Je comprends que beaucoup d'entre vous partagent les inquiétudes de votre vicaire concernant l'initiative de réinsertion des victimes du SPD.
Pek çoğunuzun YÖS'lüleri Topluma Kazandırma ile ilgili endişelerinizin olduğunu biliyorum.
Mr le vicaire, les victimes du SPD n'ont jamais "décidé" d'attaquer quiconque.
Papaz, YÖS hastaları kimseye saldırmaya karar vermediler.
- He bien jeune homme, laissez-moi vous assurer que toutes les victimes du SPD réinsérées sont légalement obligées de suivre leur traitement.
- Genç adam, sana bütün asimile olmuş YÖS hastalarının yasal olarak ilaçlarını almak zorunda olduğunu garanti ederim.
Et concernant l'infime possibilité qu'une victime du SPD devienne insensible au traitement, nous avons prévu des protocoles très stricts, qui...
Eğer bir YÖS hastası toleranslı olmaya başlarsa..... bu konuyla ilgili de kesin protokoller var. Öyle ki...
Il est vrai que, que... la répression des SPD non-traités dans les villes...
Kuşkusuz şehirlerdeki tedavi edilmemiş YÖS hastalarını azaltmak...
"Seriez-vous intéressée par, euh" "un stage de formation pour devenir un agent de soins pour victimes de SPD?"
"YÖS Toplumuyla İlgilenme Ofisi'ndeki eğitimle ilgilenir miydiniz?"
Je veux dire que j'ai jamais vraiment été d'accord avec hum, le fait qu'on traite mal les victimes de SPD, j'veux dire, je sais qu'ils ont été enragés pendant un temps et fichu le bordel, mais tu sais, le passé, c'est le passé.
Aslında asla şiddetle bir YÖS hastasıyla ilgilenmeyi kabul etmedim. Yani biliyorum bir zamanlar kurdurmuşlardı. Çok fazla soruna neden oldular.
Même pas avec la loi de protection SPD?
Peki ya YÖS Koruma Kanunu?
En fait, il y a une drogue illégale qui circule en ce moment, les gamins qui ont le SPD appellent ça le Blue Oblivion.
Bak, ortalıkta dolaşan yasadışı bir uyuşturucu var YÖS çocukları ona "Mavi Unutuş" diyor.
Merci d'avoir contacter la hotline du SPD pour le personnel administrant les premiers soins aux atteins du SPD
YÖS Toplumuyla İlgilenme Ofisi Yardım Hattı'nı aradığınız için teşekkürler.
Toutes les maisons avec des malades de PDS doivent être identifiées.
YÖS hastalarının olduğu bütün evler tanımlanmalı.
Eh bien, mon fils Henry reçoit des courriers de fan de pervers qui trouvent son état, PDS, excitant.
Oğlum Henry, durumunu YÖS hastası olduğunu bilen sapıklardan her geçen gün artan hayran mektupları alıyor.
Saviez vous qu'il y avait une maison close de PDS à Roarton?
Roarton'da YÖS kerhanesi olduğunu biliyor muydun?
" Halperin Weston annoncent des bons résultats dans les essais cliniques pour la prochaine génération de traitements pour PDS.
" Halperin Weston gelecek kuşak YÖS tedavileri için klinik deneylerdeki olumlu sonuçları duyurmaktadır.
Cet enragé, qui souffre de PDS, commence à avancer comme ça.
Bu kuduz, yani bu YÖS hastası böyle olmaya başladı.
Je n'aime pas les personnes souffrant de PDS..
YÖS insanlarını arzulamıyorum...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]