English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / francés → turco / Zahir

Zahir traducir turco

100 traducción paralela
Par ordre du Roi... aura lieu dans la Capitale de Kaboul... le plus grand bouzkashi de mémoire d'homme.
Kral Zahir Şah'ın emriyle Kabil'de, bugüne değin görülmemiş, ulu bir toy olacak ve ilk kez Buzkaşi oynanacak.
Le Gouverneur, sous la pression du Cheik Zahir Farrah et du Cardinal Abgott, a accordé un sursis d'un mois à Keane, l'homme comdamné pour le meurtre d'un détenu à la prison d'Oswald.
Vali James Devlin, içlerinde Sheik Zahir Farrah ve Francis Kardinal Abgott'unda bulunduğu kimi dini liderlerin baskısıyla, Oswald Maksimum Güvenlikli Cezaevinde bulunan ve başka bir mahkûmu öldürmekten idam cezasına çarptırılan
Zahir, le pilote avec qui j'ai organisé le transfert de matériel médical.
Tıbbi ikmal transferi işindeyken, Zahir pilotluk yapıyor. Memnun oldum.
Merci, Zahir.
Teşekkür ederim, Zahir.
- J'aimerais vous présenter Zahir.
Gezegene sende gelmelisin, Doktor. Zahir ile tanışmanı istiyorum.
Je passe beaucoup de temps avec Zahir.
Zahir ile birlikte zamanımı geçirdiğimi biliyorsunuz. Evet.
Et Zahir serait la solution?
Ve sen bunu başarabilecek kişinin, Zahir olduğunu mu düşünüyorsun?
Zahir a été retrouvé inconscient.
Zahir, vadinin dibinde bilinçsiz bir şekilde bulunmuş.
Dites au médecin d'utiliser le régénérateur.
Doktor'a söyle, Zahir'in durumu kararlı hale gelene kadar yenileyiciyi kullanmasını tavsiye ederim.
L'aspect le plus curieux de l'agression, c'est l'absence de preuve.
Zahir'in saldırısında ki en tuhaf durum, geride hiçbir kanıt kalmamış olması. Ne demek istiyorsun?
J'ai les données de l'enquête sur l'agression de Zahir.
Doktor, Zahir'e yapılan saldırının adli soruşturması ile ilgili elimde ham veri var.
Notre équipe a assisté à une altercation entre vous et Zahir.
Dış görev takımı üyelerimizden birisi geçen gün, Zahir ile sizin aranızda bir itiş kakış yaşandığına şahitlik etmişler.
C'est ici que Zahir a été vu pour la dernière fois avant l'agression.
Saldırıya uğramadan önce, Zahir'in en son görüldüğü yer, burası.
J'ai découvert des preuves troublantes.
Tarayıcıma göre, Zahir'in saldırıya uğradığı yerde, bazı bozulmuş kanıtlar var.
- L'agresseur serait le docteur?
Doktor'un, Zahir'e saldırdığını mı, söylüyorsun?
- L'agression de Zahir.
Zahir'e saldırdığında...
97F444, Kareem Saïd. 97A622, Zahir Arif.
97F444, Kareem Said, 97A622, Zahir Arif,
Ca sera toujours difficile pour toi, Zahir.
Her zaman karşına bir zorluk çıkacak, Zaheed.
Zahir... tant que tes fils n'auront pas complètement rejoint la communauté, ils te causeront du souci.
Zaheed, oğulların topluma tamamen dahil olana kadar onlar için hep endişeleneceksin.
Il faut continuer, Zahir.
İşe devam etmelisin Zahir.
Je désigne Zahir Arif.
Zahir Arif'i aday gösteriyorum.
Gulbeyaz est allée à l'école pour dames.
Gülbeyaz teyze leydi okullarında okudu zahir.
Je peux manger chez Zayed ce soir?
Bu akşam Zahir'in evinde yemek yiyebilir miyim?
Zaheer arrive chez nous après-demain.
Zahir yarından sonraki gün geliyormuş.
C'est ton premier voyage à l'étranger?
Yurt dışına ilk kez mi çıktın, Zahir?
Mon neveu Zaheer.
Bu yeğenim Zahir.
Zaheer, je suis en retard à un rendez-vous.
Zahir, toplantıya geç kalıyorum.
Qu'est-ce que tu penses de la position radicale de cet Imam?
Şu radikal imam durumuyla ilgili ne düşünüyorsun, Zahir?
Zaheer, je...
Zahir, ben...
Zaheer est là.
Zahir orada.
J'ai trouvé ça dans la chambre de Zaheer.
Bunu Zahir'in odasında buldum.
Tu as rencontré Zaheer.
Zahir ile buluştuğunu biliyorum, Cüneyt.
Zaheer?
Zahir mi?
Arrête!
Zahir! Zahir!
Je t'en supplie!
Zahir, bunu yapma. Yalvarıyorum.
C'est pas ce que tu veux Zaheer.
Bunu yapmak istemiyorsun, Zahir.
Tu ne veux pas faire ça, écoute-moi.
Zahir, bunu yapmak istemiyorsun. Lütfen beni dinle.
- S'il te plaît Zaheer...
Lütfen Zahir.
Zaheer est mort?
Zahir?
Zaheer s'est engagé quand?
Bunu Zahir'e ne zaman yaptın?
Je regrette pour Zaheer.
Zahir için çok üzgünüm.
Celui de Zahir Sharq.
Zahir Şark'a çalışıyorum.
Zahir Sharq est ton homme.
Asıl adam, Zahir Şark.
On lui doit tous les programmes de reconstruction du pays.
Bu ülkeye ihracat yapan herkes, Zahir Şark'a bedelini ödemek zorundadır.
Il se cache pas dans une grotte. Connard d'Anglais.
Zahir Şark gibi adamlar mağarada saklanmaz, seni İngiliz piçi.
Tu vas voir Zahir Sharq. Bien.
- Zahir Şark ile bir buluşman var.
Tu vois, tu suis Zahir Sharq aveuglément.
Gördüğüm üzere, sen de diğerleri gibi Zahir Şark'ın izinden gidiyorsun.
- Les ennuis assurés. - Pas Zahir.
Zahir öyle değil.
- Zahir a-t-il repris connaissance?
Zahir, kendine geldi mi?
Zaheer!
Zahir!
Mon neveu, Zaheer.
Bu benim yeğenim Zahir.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]