Translate.vc / francés → turco / Zik
Zik traducir turco
40 traducción paralela
Commencer action de fuite.
Sağa doğru zik zak hareketi yapın.
Poursuivre action de fuite.
Zik zak hareketine devam edin.
Poursuivre action de fuite.
Zik zak yapmaya devam edin.
Décoller-zik! Piquer-zak! Virer-en-vrille-zik-zou-zi!
Yukarı-azıcık-yukarı, aşağı-azıcık-aşağı, kaldır poponu, indir donunu.
Tu zig, je zag!
Sen zik'lersen, ben zak'larım
Il redevint livreur, arpentant la ville du soir au matin, comme ça il pouvait chercher Moudan.
Kuryeliğe tekrar başladı. Sabahtan akşama kadar şehirde zik zaklar çiziyordu. Böylece Moudan'ı aramaya devam edebilirdi.
Quand on a une bite, on fait gaffe.
Bak, Bir zik'e sahipsen... Ondan sorumlusundur da.
Pilot, t'as fourgué la dope?
Selam, Pilot, seni küçük zik, öncekileri sattın mı? Tabii ki.
Elle mettait des putains de bottes "Prends-moi toute".
Hep bunları giyerler... Görünen deri çizmeler hep zik zik beni der.
De la zik, pas du Marcus.
Bol müzik, az Marcus olsun.
C - pop, mets la zik a donf, pour fêter ça style Five Points.
Cipac! Müziği aç ki yeni elemanlarımızı Beş Nokta'ya özgü kutlayalım!
Vous écoutez quel genre de zik?
En son çıkan parçalar hangileri?
Quand tu paieras ton loyer, comme nous autres, tu pourras écouter tes merdes. En attendant, si tu mets de la zik à pas d'heure, tu passes des trucs qu'on kiffe.
Frank, bizim gibi sen de kira ödersen ne bok istersen çalabilirsin ama o zamana kadar, gecenin bu saatinde bangırdatırsan bizim sevdiğimiz otu çalarsın.
Faire de la zik avec des instruments de base. Tous les moyens sont bons.
Gereken her şeyi kullanarak... basit aletlerle müzik yapmak bu.
Il te laissait lancer la zik, mais il voulait ses enregistrements, une clé de chez lui et ton savoir en radio.
Programa devam etmene izin verdi ama karşıIığında... Marcos'un ses kayıtlarını, evinin anahtarını ve senin radyo bilgini kullandı.
Et quand tu penseras que je zag, je le ferai, juste pour t'embrouiller la fois où ce sera zig.
Sonra zak yapacağımı düşündüğünde zak yaparım. Sırf bir dahaki sefere zik yapabilirim diye, kafanı karıştırmak için.
Quand il zig, tu zag.
Earl zik yaptığında, sen zak yapmalısın.
Je zagge parce que tu zigges sans arrêts, et je vais être moi-même à partir de... maintenant.
Ben zak yapıyorum, çünkü sen her zaman zik yapıyorsun... ve şu andan itibaren... -... kendim olacağım.
Je vais vous dire franchement que ce qui m'intéresse, c'est faire du son, faire de la zik... tout donner, quoi.
Size direk şöyle söyleyeyim, benim asıl ilgimi çeken şey çizgiler, bazı melodileri yakalamak, bilemiyorum, sadece canına okumak istiyorum.
T'as quoi comme zik là-dedans?
Hey, elindekinde ne çalıyor, it?
Laissez les portes ouvertes, on va mettre de la zik.
Bu kapı açılıp, herkes indikten sonra. Herkes bebek rockçı gibi olsun.
Ouais, on traînait tous ensemble, la zik, fumer des joints, et boire des bières.
Bilirsin işte, hepimiz birlikte takılırdık seyahatler, ot tüttürmeler, birlikte bira partileri falan- -
- Mais la zik...
Çöktüler mi?
Si tu vivais ici, va savoir jusqu'où t'irais. La zik est de la zik.
Burada yaşıyor olsaydın belki de çok daha ileriye gidebilirdin.
Pas un rancard, ma petite demoiselle. Juste de la zik.
Randevu değil kızım.
Balance la zik.
Çal bakalım.
T'écoutes quoi comme zik?
Ne dinlersin?
T'as qu'à courir en zigzag.
Sadece zik zak çizerek koş.
Non, t'as pas vu les zigzags que je faisais et les bruits?
Hayır, hayır. Vuramazdı çünkü nasıl zik-zak çizdiğimi ve sesler çıkardığımı gördün değil mi?
- Et si je fais un zigzag comme ça?
- Ama eğer bu şekilde zik-zak çizseydim?
Vous ziggez, je zag, patron.
Sen zik, ben de zak, Patron.
Essayer de marcher là-bas, ça revient à faire du slalom.
Orada yürümeye çalışmak, zik zak yapmak gibi.
Plus tôt ce matin, un camion postal a violemment traversé plusieurs voies de circulation, engendrant de sérieux blessés et la fermeture de toutes les voies sud.
Bu sabah ABD Posta aracı trafikte birkaç şerit arasında hızla zik-zaklar çizdi ve ciddi yaralanmalara ve tüm güney yollarının kapanmasına sebep oldu.
Je t'ai vu marcher, en zigzag.
Bu bölgede zik-zak çizerek yürüdüğünüzü gördüm.
Il s'attendait à ce que je zigue, et du coup j'ai zagué.
Benim zik yapmamı bekledi fakat ben zak yaptım.
Arrête... Vive la zik...
Dursana dostum!
Quand tu penseras que je zig, ce sera zag.
Zik yapacağımı düşündüğünde, zak yaparım.
Tu devrais en prendre un autre, et l'appeler Zig.
Bir tane daha alıp onun adını da Zik koymalısın.