English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / francés → turco / Élephant

Élephant traducir turco

1,756 traducción paralela
L'élephant?
- Fil mi?
- Un élephant.
- Filli olanından.
- Un élephant.
- Filli.
- Il a une mémoire d'éléphant.
O adamda fil gibi bir hafıza var.
Salut, éléphant.
Selam, fil.
Manger une pizza et monter sur un éléphant?
Pizza alıp, fille gezdireceğini?
Je suppose que c'est juste comme l'éléphant dans la pièce.
Çalının arkasına saklanmış fil gibi.
- Seulement si elle attendait un éléphant.
Fil yavrusu doğruacaksa olabilir.
Qui pense que ça pue la merde d'éléphant?
Kim bir fil boku gibi koktuğunu sanır ki?
Ce café va te faire oublier l'éléphant que tu as sauté?
O kahve sana dün gece götürdüğün fili unutturacak mı peki?
Mais vous... ça ne fait même pas un an- - et vous rentrez à la maison dans 3 semaines, mon frère, et vous voulez prendre le risque d'être déshonoré, juste pour des histoires d'éléphant rose
Ama sen.. Sen buraya geleli daha bir yıl olmadı- - Üç hafta içinde de evine gidiyorsun- - ve sen pembe fillerle birlikte olan bu sarhoş bir görüntü gördüm dediği için, şerefini tehlikeye mi atıyorsun?
Tu ressembles à Elephant Man.
Fil adama benzemişsin demek istiyor, çaylak.
Connaissez-vous l'origine de l'expression "éléphant blanc"?
"Beyaz fil" deyiminin kökenini biliyor musun?
Il y a juste cette étrange et horrible chose entre nous deux, comme un éléphant dans une pièce.
Bu, korkunç olay, sanki hiç peşimizi bırakmayacakmış gibi geliyor. Ve işin kötüsü bundan nasıl bahsedeceğimizi de bilmiyoruz, abisi de yoğun bakımda zaten.
J'avais l'impression de sortir avec Elephant Man
Fil adamla çıkıyorum sanmıştım.
On appelle ça l'"Eléphant Blanc".
Evet bizde "Beyaz Fil" derdik.
Comme si j'avais été percuté par un bus et laissé pour mort, et qu'ensuite, un éléphant m'avait marché dessus.
Otobüs altında kalmış ve ölüme terkedilmiş gibi. Sonra da filin altında kalmış gibi...
Comparé à moi, Elephant Man est un top model.
Benimle kıyaslanınca Fil Adam manken gibi kalıyor.
Un éléphant dans un magasin de porcelaine.
- Yalanlar uydurup durdum.
Et elle s'est plaint que j'étais comme un éléphant.
Daha sonra benim bir fil gibi olmam hakkında dert yandı.
Rien que pour eux, Stella et Nathan avaient assez de narcotiques pour assommer un éléphant.
Ayrıca Stella ve Nathan'ın bir fili bile devirecek kadar uyuşturucuları vardı.
Ce matériel arrêterait un éléphant.
Bu cephane bir fili bile durdurabilir.
Dans quel monde dévalorisez-vous un éléphant de plus de deux ans?
Filin değerinin iki yılda düştüğü nerede görülmüş?
En se grattant le cul avec un éléphant en plastique.
Oyuncak filleriyle kıçlarını kaşırken. Şimdi...
L'éléphant dans la boutique de porcelaine. Travaillait-il toujours pour eux quand cet avion a sauté?
Odadaki fil, uçak patladığında hala CMC için mi çalışıyordu?
Un éléphant.
- Filli olanından.
Un éléphant.
- Filli.
D'accord, bon, je ne sais pas comment faire un éléphant, - Pourquoi pas une souris?
Pekâlâ, filli olanı yapmayı bilmiyorum, ama fareliye ne dersin?
D'accord, Un pancake en éléphant.
Tamam, bir tane filli kek hemen geliyor.
Tu vois, là je suis en train de faire un pancake en éléphant.
Şu anda filli kek yapıyorum.
Un éléphant.
O bir fil...
C'est affreux. Et l'éléphant prend de la drogue!
- Ve Fil bir... uyuşturucu bağımlısı.
Un éléphant!
Bir fil...
Jimmy, l'éléphant camé!
Jimmy! .. Junkie fil Jimmy!
L'éléphant indien!
İşteee...
La renommée de l'éléphant sera plus immense... que celle du panda du WWF.
Fil Jimmy! Şeyden daha büyük olacak... Şeyden bile...
Avant de chialer, le cul de cet éléphant vaut un million!
Sulusepkenlikten önce... O filin götünde 1 milyonluk eroin var.
Aider à assassiner un éléphant, tu parles d'une bonne action!
Evet! Bir fili katletmek. Çok hayırlı bir iş.
- C'est un éléphant.
- Bu kesinlikle bir fil.
Ils ont caché le butin dans l'éléphant.
Fil. Ganimetleri, filin içine saklamışlar.
Comment ça, "dans l'éléphant"?
Filin içine mi? Ne demek filin içine?
Un éléphant, ça se volatilise pas!
- Filler buharlaşmazlar herhalde.
- Ils veulent peut-être l'éléphant.
- Belki de filin peşindeler. Vay.
C'est de la gerbe d'éléphant!
Tanrım! Fil kusmuğu.
Nos fringues sont pleines de gerbe d'éléphant, tiens!
Çünkü elbiseleri fil kusmuğuyla yıkanmış olanlar biziz.
Une dépêche annonce qu'un éléphant serait en liberté dans la montagne. 81
Gelen haberlere göre bir fil, kimliği belirsiz kişilerce serbest bırakıldı.
La population est priée de ne pas tenter de capturer l'éléphant.
Dikkatli olun. File yaklaşmaya veya onu yakalamaya kalkışmayın. Hayvan "çok tehlikeli" olarak nitelendiriliyor.
On peut reconnaître l'éléphant par sa trompe et sa gueule...
Fili, yüzündeki hortumundan tanıyabilirsiniz.
Où est l'éléphant?
Fil ne-re-de?
Tu t'en fous que l'éléphant soit accro.
Fil senin umurunda bile değil.
On va libérer un éléphant de l'enfer de la drogue.
Sömürülmüş bir sirk filini, Uyuşturucu çıkmazından kurtarmak.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]