Translate.vc / francés → turco / Éspèrais
Éspèrais traducir turco
106 traducción paralela
J'espèrais que vous viendriez.
- Gelmen için dua ediyordum.
J'espèrais que vous me le diriez.
Bende sizin bana söylemenizi umut ediyordum.
- J'espèrais que tu le ferais...
- Bunu umuyordum.
J'espèrais vous parler toute la soirée.
Bütün gece konuşmak istedim.
J'espèrais que des porcs allaient être dans le jardin!
Domuzlar bahçeye girdi sandım!
Qu'espèrais-je de toi qui n'as d'autre revenu que ta bonne humeur pour te nourrir et te vêtir?
Ne beklentim olabilir ki senden? Rahat bir yürekten başka bir gelirin yok, yemek yemek ve giyinmek için.
J'espèrais que vous... pourriez m'aider.
Belki siz bu konuda bana yardım edersiniz diye düşündüm.
Ça ne finit pas comme j'espèrais... mais j'apprécie quand même ton honnêteté.
Böyle bitmesini beklemiyordum ama dürüstlüğünü takdir etmek zorundayım sanırım.
Ma mère a été la seule à approcher le niveau de shabbat shalom-ité que j'espèrais.
Pekâla, bu odada oturanlar arasında sadece annem olması gerektiği gibi "Shabbat shalom" dedi. Daha iyisini yapabiliriz sanırım. Bayım, ayrılıyorsunuz?
J'allais bien, mais j'espèrais un changement.
Aslında çok da kötü değildim. Fakat bir şeylerin değişeceğini umuyordum.
J'espèrais un peu que tu resterais.
Aslında kalmanı umuyordum.
J'espèrais juste qu'il serait ici pour qu'on puisse étudier ensemble.
Burda olsaydı da keşke birlikte çalışabilseydik diye böyle yapıyorum.
Au moins j'espèrais que ses potes seraient canons!
Arkadaşları hiç değilse yakışıklı olur sanmıştım.
J'espèrais juste qu'il veuille bien regarder au delà de sa sympathie pour ces pauvres gens.
Onun bu fakir insanlara....... sempati ötesinde bakmasını umabilirim.
Dommage! j'espèrais lui dire bonjour
Çok yazık. bir merhaba demeyi umuyordum.
J'espèrais partager quelques moments intimes avec vous peut-être pouvons-nous dormir ensemble ce soir?
Biraz samimi vakit geçirmeyi umuyordum. Belki bu gece birlikte yatarız.
J'espèrais avoir plus de temps pour explorer ce vaisseau.
O gemiyi keşfetmek için daha fazla zamanımız olsun isterdim.
Je sais que ce n'est pas vraiment le rendez-vous que tu espèrais mais, j'apprecie vraiment
Tam olarak planladığının bu olmadığını biliyorum ama sana gerçekten minnettarım.
J'espèrais que vous parleriez de moi quand je serais parti.
Ben yokken beni çekiştirmiyordunuz değil mi?
J'espèrais que je pourrai essayer.
Denemeyi umuyordum.
J'espèrais que tu sois encore réveillé.
Ayakta olacağını umuyordum.
Ce n'est pas la réponse que j'espèrais.
Beklediğim tepki bu değil.
J'espèrais que tu en aies.
Senin bir şeyler duyduğunu umuyordum.
J'espèrais qu'on trouve une photo de Collier avec un gros X au milieu, couverte d'empreintes utilisables.
Her yeri kullanışlı parmak izleriyle dolu, üzerinde büyük bir çarpı işareti bulunan Collier'ın bir resmini bulmayı umut ediyorum.
J'espèrais que vous toucheriez ça?
Buna dokunabileceğinizi ümit ediyordum?
Très bien, parce que quelquepart j'espèrais que vous aimeriez y vivre.
Güzel, burada yaşamak istersin diye ümit ediyordum.
J'espèrais que tu m'aurais appelé avant d'aller voir le Dr. Jordan.
Keşke Dr. Jordan'a gitmeden önce beni arasaydın.
Salut, j'espèrais pouvoir parler à Seth. Excusez moi.
Merhaba, Seth'le konuşabileceğimi umuyordum.
J'espèrais que je pourrais vous persuader de m'aider.
Bana yardım edebilirsin diye umuyordum.
J'espèrais que tu ne me regardais pas comme ça.
Beni böyle görmeni istemezdim.
J'espèrais qu'elle prenne ses responsabilités.
Sadece biraz sorumlulukları hakkında ders vermek istedim...
A mon retour de Cornouailles, j'espèrais...
Cornwall'dan döndüğüm zaman, umuyordum ki...
J'espèrais m'y fixée..
Burayı düzeltmeyi umuyordum.
J'espèrais voir sa belle femme...
Güzel karısını görmeyi umuyordum...
Et j'espèrais que j'allais le perdre, mais non.
Unutulsun istiyordum ama olmuyordu işte.
"Les candidats du Sénat au coude à coude." Pas exactement le genre de titre que j'espèrais à une semaine des élections.
Seçimden bir hafta öncesinde pekte umduğum gibi bir başlık değil bu.
J'espèrais qu'elle aurait appelé maintenant.
şimdiye kadar arar diye umuyordum.
J'espèrais qu'il y ait quelqun pour me dire merci. "Just keep on moving into me"
Sadece birilerinin teşekkür etmesini beklerdim.
J'espèrais juste que tu me dises qu'il usait de son pouvoir pour des affaires personnels
Sadece bana kişisel mailleri için kullandığı posta metresini söyleyebileceğini umuyordum.
Non, c'est pas que j'espèrais qu'elles s'arrosent elles-mêmes c'est qu'elles ont toutes les ressources pour survivre sans être arrosées.
Hayır benim düşündüğüm bu değildi. Susuz kalacak kadar güçlü olduklarını düşünüyordum.
J'espèrais vraiment qu'on s'en sortirai ensemble.
Başta seninle beraber burdan gitmeyi umuyordum.
C'est juste que j'espèrais que vous ne seriez pas mariée.
Sadece, evli olmamanı dilerdim.
J'espèrais que tu te montres.
Ortaya çıkacağını umuyordum.
Pas celui que j'espèrais.
Umduklarım değil.
J'espèrais que peut-être...
Belki olur diye umdum...
J'espèrais que vous me fassiez rentrer dans une partie avec des grosses mises.
Belki sen benim için yüksek bahisli bir poker masası ayarlarsın diye umuyordum.
Bon, j'espèrais que vous vous rappelleriez quelque chose sur ce type.
Peki, adam hakkında bir şeyler hatırlayabileceğini umuyorum.
J'espèrais lui rendre la pareille.
Keşke iyiliğinin karşıIığını ödeyebilseydim.
J'espèrais qu'on se trompe mais ce n'est pas le cas.
Keşke yanılıyor olsaydık. Ama hayır.
J'espèrais que tu n'aurais pas besoin de le savoir.
Öğrenmek zorunda kalmayacağını umut etmiştim.
J'espèrais, en quelque sorte, que tu sois le premier à t'engager.
Ekibe ilk senin girmeni istiyorum.