English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / francés → turco / Ėtait

Ėtait traducir turco

594,218 traducción paralela
Hitchin n'était pas impliqué.
Hitchin'ın alakası yok.
Quel était le secret dont vous avez besoin Krilov pour emporter?
Krilov'dan silmesini istediğin sır neydi?
J'ai évité ses appels, Et je commence à penser que c'était une erreur.
Aramalarından kaçıyordum ve bunun bir hata olduğunu düşünmeye başladım.
Comment était-ce en train de courir avec lui?
Onunla kaçmak nasıl bir duygu idi?
C'était horrible.
Berbattı.
Lincoln était stupide.
Lincoln aptaldı.
Après qu'elle vous ai étripé et avant votre mort, vous lui direz que c'était moi le chanceux.
Seni cesaretlendirdikten sonra ve ölmeden önce Ona şanslı olduğumu söylersin.
C'était son idée.
Onun fikriydi.
On s'était mis d'accord sur 20.
20'de anlaşmıştık?
Serpent-16 était derrière le krach boursier du Nikkei.
Serpent-16 Nikkei'deki çöküşün arkasındaki isimdi.
Le motif était le code.
Yapbozun desenleri kodun kendisiydi.
Ce n'était pas ton heure de gloire.
En iyi zamanların değildi.
Hier soir était...
Geçen gece biraz...
Je savais déjà qu'elle était du MI5.
Onun zaten MI5'tan olduğunu biliyordum.
Je voulais juste m'assurer que personne d'autre était flic.
Sadece aramızda başkaları olmadığından emin olmak istedim.
Oui, j'ai menti à mon partenaire, et oui, c'était à propos de quelque chose d'important.
Evet, ortağıma yalan söylediğim oldu ve evet bu önemli birşey hakkındaydı.
J'ai choisi de travailler avec mon partenaire parce qu'il était... honnête, loyal, et je lui ai fait confiance pour ma vie.
Ortağımla çalışmayı seçtim çünkü, o dürüst ve sadık biri, ve ona hayatım pahasına güveniyorum.
Qui était le tyran?
Zalim olan kimdi?
C'était votre père le tyran, ou c'était vous?
Gaddar olan baban mıydı, sen miydin?
C'était un piège.
Aldatmacaymış.
Je croyais qu'elle était morte dans un accident de bateau.
Bot kazasında öldüğünü sanıyordum!
Et on voulait en sortir, donc c'était la meilleure solution.
Ve bırakmak istedik, bu da en iyi çözüm olarak gözüküyordu.
Le dernier test, le bouton rouge, c'était pour être sûre que votre site irait à quelqu'un qui a un sens moral, pas vrai?
Son test, kırmızı düğmeli olan. Siteyi devredeceğin kişinin iyi biri olduğuna emin olmak istediğin içindi, değil mi?
Il était tracassé depuis que son suspect s'était enfui.
Şüphelisi şehri terkettiğinden beridir sonra götü kurtlanmış gibi davranıyor.
Ouais, c'était il y a longtemps.
Evet, asırlar önceydi. Ne olmuş?
Si c'était tombé dans de mauvaises mains...
Eğer bu yanlış ellere geçmiş olsaydı...
Aujourd'hui était une victoire, peu importe comment nous le voyons.
Nasıl bakarsanız bakın, bugün bizim için bir zaferdi.
C'était en grande partie un puzzle.
Bu yapbozun büyük bir parçasıydı.
Je pensais qu'il était une partie clé du plan.
Planın anahtar ismi olduğunu sanıyordum?
C'était toi, hein? Moucharde.
O sendin, değil mi, haydut?
Bien sûr, c'était quand je n'avais pas de papiers, ni d'argent, ni même le moindre souvenir.
Elbette, o sırada bir kimliğim, param yada anılarım yoktu.
Ton frère a tué quelqu'un qui m'était très proche.
Bak, haberlerin ne kadar üzücü olduğunu biliyordum. Jane, kardeşin bana çok yakın olan birini öldürdü.
Stella était seulement un surnom que je lui donnais.
Bana tam adını söyler misiniz?
Diriez-vous que votre relation était purement professionnelle?
Yaklaşık altı yıl önce. İlişkiniz tamamen, profesyonel miydi dersin?
Il n'était jamais loin de Sheperd quand j'étais au comptoir.
Ben yerleşkedeyken,
Et toi? Tu as mis à terre Liz comme si c'était rien.
Liz'in sevgilisini etkisiz hale getirirken onun yüzündeki bakışı gördün mü?
Je sais que t'es furieux, mais sois furieux après moi. C'était pas de sa faute.
Kızgın olduğunu biliyorum, ama bana kızgın ol.
Emma était la seule personne à ne m'avoir jamais dit de passer à autre chose.
Emma bana asla hayatıma devam etmememi söyleyen tek kişiydi.
J'ai utilisé un code au cas où le téléphone était sur écoute.
Telefonun dinlenmesi durumunda bir kod kullandım.
C'était un coup monté.
Bu bir kurmaca.
Nettoyer ta mémoire était la seule façon de t'amener au FBI.
Bütün hayatım çalındı. Tek yol hafızanı silmekti.
C'était ça, ou l'un d'entre nous tuait l'autre. C'était la seule option.
Ya seni FBI'a getirebilirdim, yada ikimizden biri diğerini öldürürdü.
Ce n'était pas à toi de décider.
Yani tek seçeneğim buydu.
Pour ce que ça vaut, je suis désolé. Roman a craqué parce qu'on lui a menti et c'était ta décision.
Ne olursa olsun, özür dilerim.
Ce n'était qu'une dose.
onun vücudu senin gibi uyuşturucu ile dolu değildi.
Ça signifie que ton frère redevient ce qu'il était.
Ağrıyı dindiriyor.
Non, il était en colère, il n'essayait pas de me tuer.
ikincisi seni öldürmeye çalıştı.
Je pensais que vous aviez dit que c'était du matériel.
Bir saniye bekle.
C'était le gouverneur.
Bu valiydi.
Au fond, tu savais ce qu'il était et tu avais peur de ce qu'il ferait quand il apprendrait la vérité.
Aslında, onun ne olduğunu biliyordun. ve gerçeği öğrendiğinde, ne yapacağından korktun.
Si Roman redevient ce qu'il était, alors qu'est-ce que ça signifie pour moi?
Eğer Roman gerçek kimliğine dönerse, bu benim açımdan ne anlama gelir? Sen kardeşin değilsin.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]