Translate.vc / portugués → turco / 145
145 traducir turco
215 traducción paralela
- Julia Wolf, Rua 55, Oeste, 145.
- Julia Wolf, 145 Batı 55. Cadde.
A nossa velocidade máxima parece ser 145Km / hora.
Maksimum hızımız saatte 145 km gibi.
145,8 milhöes.
98.6 milyon.
A 145 km / h por aí fora... é um tanque.
En fazla 145 yapıyor.
Cá estamos nós, protegidos, livres para ganhar os nossos lucros sem o Kefauver, o maldito Departamento da Justiça e o FBI, a 145 km de distância, em sociedade com um Governo amigável.
Burada koruma altındayız. Kefauver'den, kahrolası Adliye'den, FBI'dan uzak kar yapabiliyoruz. 90 mil ötede, dost bir hükümetle ortak.
Para ser exacto, latitude, 15 graus norte, longitude, 145 graus leste.
Tam olarak, 15 derece kuzey enlemi ve 145 derece doğu boylamı.
Nós sabemos, mas o Capitão acabou de passar a 120 km / h.
Biliyoruz, onu gördük. Saatte 145 km yaparak gidiyordu.
Melhor o fazemos com 145 cm.
Ama biz 145 alalım.
Rico? ! Sou eu que guardo o dinheiro dele no meu cofre.
145,36 doları var.
Perseguiu-me pela montanha a quase 145 km / h. Do que chamaria isso?
Beni tepeden aşağıya neredeyse... 90 mil hızla kovaladı ve buna başka ne denebilir bilemiyorum.
Não consigo dirigir a 130 ou 145 km / h.
Ben ne yapsam saatte 80-90 mil hızla süremem.
O ano passado, a volta mais rápida foi de 3 minutos e 22 segundos e a velocidade média foi de 234,17 km por hora.
Geçen yıl ki, tur rekoru 3 dakika 22 saniye. Ortalama hız, saatte 145,508 mil.
De acordo com os registros de um estudo de 1970... existem 1.145 instituições de ensino superior.
1970'te yapılan bir çalışmaya göre... 1145'ten fazla yüksek öğretim kurumu varmış.
Atravessou a avenida, impacto a 145 pés ao leste.
Rampaya çarpmış, 45 metre doğuya.
- 145 e a subir. 147 agora.
- 145 ve artıyor. Şu an 147.
Vamos ver se chegam aos 145, seus sacanas.
Alçaklar, bakalım saatte 145 km hız yapabilecek misiniz?
Imagina um carro que passa dos zero aos 140 em menos de um segundo.
Bir arabada bir saniyeden kısa sürede 145 km yaptığınızı düşünün.
Quando o comboio chegar â ponte já deverá estar nos 145 km / h.
Bay MacDonald, tren köprüye ulaştığında hızı yaklaşık 90 civarında olacak.
2,2 miliparsecs. Posição 3-0 a 145 graus, senhor.
2.2 miliparsek, kerterizi 145 derecede, 3.0 efendim.
Ia na Rua 145 com as minhas amigas.
Kız arkadaşlarımla 145. Sokak'ta yürüyordum.
Acha que é possível que chegue aos 145?
Sence 145 kilometre hıza çıkabilir mi?
Cento e quarenta e cinco?
145 mi? Daha neler.
- Enrre a 145rh e a Convenr.
- 145'inciyle Convent üzerinde.
Saltar da carrinha àquela velocidade?
145 yaparken, atlasa mıydım?
Não, é uma miúda a 145 kmlh com um vestido sobre a cabeça. "
"Hayır, bu eteği kafasında saatte 150'yle giden bir kız."
! - O meu é 145.
- Benimki 145.
- 145!
- 145 mi?
E não te fiques pelos 145.
Kendini 145 ile sınırlama.
Grande, 1,90m, 145 quilos.
Uzun. 1,92 boyunda, 145 kilo.
Parece-te assim de onde estás sentada parece que estou a ir a 145 km, de depósito vazio.
Oturduğun yerden boş depoyla 90 kilometreyle gidiyormuşum gibi görünüyor.
Importas-te de ir a menos de 90?
145'i aşmasan iyi olur?
- Tensão 90 / 60, pulso fraco a 1 45.
Basınç 90 / 60, nabız 145.
Encontraram os destroços a cerca de 145 km fora de McMurran.
Enkazı buldular McMurran dışında 150 km kadar açıkta.
Devem ser uns 145 ou 150 kilómetros.
100, 110 km. civarında bir şey olmalı.
- 145.
- 145.
143... 144... 145... 146... 147, 148...
143... 144... 145... 146... 147, 148...
Quanto levanta? - 145 quilos.
- Kaç kaldırıyorsun?
$ 140 000 para o senhor que não teme a concorrência. $ 145 000?
Konuklara iyi niyet dileklerini ileten beyefendi.
$ 145 000 á minha direita.
145 mi duydum? Sağ taraftan 145 geldi.
Ritmo cardíaco do feto, 145.
Cenin kalp sesi var, 145.
Satanás pesa 145 kg.
Şeytanın ağırlığı, 145 kilo, 113 gram.
Os agentes de patrulha do Nevada já há 145 quilómetros que perseguem o carro azul que vêem no ecrã numa perseguição que atravessa Elko a uma velocidade próxima dos 160 quilómetros por hora.
90 mil ve devam ediyor. Bu, Nevada otoban devriyesinin Elko'nun ortasından şimdiye kadar sürdürdüğü neredeyse saatte 100 millik hıza ulaşan vahşi takibinin almış olduğu mesafedir.
E o Big Al morreu há 145 Milhões de anos durante o final do período Jurassico e foi sepultado no depósito do canal de um rio que agora é parte da formação Morrison.
Ama tek büyük yaratıklar onlar değiller. Dev Pterozorlar gökyüzüne hükmederken, onların hemen altında dev deniz sürüngenleri okyanustaki zenginliği sömürüyorlar.
Mas ironicamente os sedimentos da corrente que suavemente o enterraram garantiram que os seus ossos seriam perfeitamente preservados portanto, 145 Milhões de anos depois, ninguém o esquecerá.
20 milyon yıl sonra binlerce sürüngen türü yok olurken dinozorlar gittikçe güçlendiler.
Uma gravata Armani de 145 dólares, mas tenho a certeza de que é um laço.
$ 145 dolarlık Armani kravat, bunun bir boyun bağı olduğuna kesinlikle eminim.
01 : 24 : 57,189 - - 01 : 24 : 59,145 Meu Deus.
Oh, Tanrım.
Arredondamos para 150 metros de bom cordame.
Yuvarlak hesap, 145 metre iyi ipe ihtiyacımız var.
145 km.
90 mil.
Pulso instável, a 145.
Nabız 1 45.
Após 145 Milhões de anos, Al está novamente de pé no Museu Geológico da universidade de Wyoming.
Dinazorlarla Yürümek belgeselinde sizlere bu dev yaratıkların nasıl yaşadığını beslendiğini, savaştığını ve ürediğini anlatacağız. Ve doğanın bu hayvanları nasıl yok olmaya ittiğine tanık olacaksınız.
145 Milhões de anos depois, parece que temos pistas suficientes para reconstruir as últimas horas de vida do Al.
Dışarıdaysa dinozorların çağı başlamak üzere.