English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / portugués → turco / Adn

Adn traducir turco

7,107 traducción paralela
Ele recusou-se a dar uma amostra de ADN, então liguei para o meu contacto no zoo, que com prazer vasculhou o lixo e encontrou uma lata do refrigerante preferido do Sr. Reynolds.
DNA örneği vermeyi reddetti. Ben de hayvanat bahçesindeki tanıdıklarımı aradım. Çöpleri karıştırıp boş bir üzümlü gazoz şişesi buldular,
Os resultados preliminares indicam que o ADN é dele.
Bay Reynolds'un sevdiklerinden. Ön DNA testi sonucunda eşleşme çıktı.
Esta caixa de leite vai ser a minha cadeira, este barril de chuva virado ao contrário vai ser a minha secretária, e esta centrifugadora de amostras de ADN e scanner de impressões digitais vai ser o meu bengaleiro.
Bu süt kasası sandalyem, bu ters dönmüş yağmur varili de masam olacak. Bu DNA kanıtı santrifüjüyle, parmak izi tarayıcısı da palto askım olacak. Hurda şey.
O ADN do Cole ainda está arquivado de quando ele foi suspeito de assassinar a primeira esposa.
Cole'un DNA'sı ilk karısının... -... ölümünden sonra açılan dosyada var.
Encontramos sangue e ADN da Eva na bagageira do seu carro. Temos um mandado.
Elimizde arama emri vardı.
Nem impressão digital, nem ADN.
Hayır. Başka parmak izi ya da DNA yok.
É uma coisa de homens, está-nos no ADN.
Bu bir erkek olayı, bu onların DNA'sında var.
Quando um teste de ADN provou a paternidade, ele parou de lutar contra Chrisann no tribunal.
Mahkeme emriyle yapılan DNA testi Jobs'un babalığını kanıtlayınca Chrisann'la mahkemede mücadele etmeyi bıraktı.
Trabalho de laboratório, o ADN, as amostras de tecido de cada vítima do 3XK que foram analisadas pela Lanie.
3XK kurbanlarının hepsinin laboratuvar kayıtları, DNA ve deri örnekleri... -... Lanie tarafından dışarı çıkarılmış.
Não é com a amostra de ADN do Tyson, porque isso desapareceu.
Tyson'ın DNA'sıyla olmayacağı belli. O kayıp çünkü.
E não temos nenhuma maneira de provar que o Tyson é o Tyson porque não temos a amostra de ADN, que ele roubou.
Bu adamın gerçek Tyson olduğunu ispat edemiyoruz çünkü elimizde DNA örneği yok.
Se compararmos o ADN deles, podemos provar que ele é o Jerry Tyson.
Onun DNA'sıyla Jerry'ninkini karşılaştırıp onun Jerry Tyson olduğunu kanıtlayabiliriz.
Tudo o que precisamos é de uma amostra do seu ADN.
Tek ihtiyacımız olan DNA örneğiniz.
Sim, acho que não conseguimos obter ADN a partir de nada disto.
- Bunlardan DNA alabileceğimizi sanmıyorum.
Com o seu ADN. - Apanhamo-lo.
- Onun DNA'sıyla birlikte.
O laboratório está a acelerar o teste de ADN do dente.
Laboratuvar, dişten DNA testini alma işlemini hızlandırdı.
Então, o Tyson não faz ideia de que estamos a analisar o ADN dele?
DNA'sını karşılaştırdığımızdan Tyson'ın haberi yok mu?
Estive a ler sobre degradação do ADN ao longo do tempo.
Üzerinden zaman geçtikçe DNA örneklerinin bozulabileceğini okumuştum.
Eles conseguem extrair ADN a partir de um dente dos homens das cavernas.
- Mağara adamlarının dişlerinden DNA alıyorlar.
O ADN do dente não coincide.
- Dişteki DNA uyumlu çıkmadı. Bu o.
Aqui estamos, sem nenhuma maneira de provar que o Tyson é o Tyson, porque não temos a amostra de ADN, que ele roubou.
Kendi DNA örneğini çaldığı için onun gerçek Tyson olup olmadığını kanıtlayamıyoruz.
O sangue dele tem ADN humano com material genético de morcego.
İnsan Yarasa'nın kanında bir yarasadan alınmış genetik materyalle insan DNA'sının bileşimi var.
É a formação de defesa padrão do ADN animal... Eles nem sabem que o estão a fazer.
Standart savunma tertibi, hayvani genlerimizden gelir bunu yaptıklarının farkında bile değillerdir.
A obsessão pelo casamento está no ADN das turcas. E é mais intenso cá em casa do que em todo o lado.
Türk kadınlarının DNA'larına kodlanmış evlilik saplantısı bizim evde ne yazık ki biraz daha yoğun yaşanıyor.
Vou só tirar um pouco do seu ADN, e em breve seremos pais orgulhosos, como os pais do Ron Livingston.
Sadece DNA'sından biraz alacağım ve yakında gurur duyan ebeveynler gibi olacağız. Tıpkı Ron Livingston'ın ebeveynleri gibi.
É simples : peguei no teu ADN e inseri-o no meu útero temporário através do meu dispositivo de fertilização.
! Çok basit. DNA'nı aldım ve onu dölleme makinem aracılığıyla dölyatağıma kattım.
Quando recolhermos uma amostra do seu ADN, vai combinar.
Sizi DNA testi yaptırmaya zorladığımızda eşleşme elde edeceğiz.
O ADN do assassino combinou com o da família.
Katilin DNA'sı aileden birisine ait çıktı.
São ambas chaves para uma fechadura de ADN.
İkisi de DNA anahtarları.
Como é que um pequeno pedaço de piedade entrou no ADN dos Daleks?
Küçücük bir merhamet parçası Dalek DNA'sına nasıl girdi?
Teremos de contar com o ADN.
DNA incelemesi yapacağız.
O Alquimista faz pessoas desaparecerem, a mudar o seu ADN.
Simyacı, DNA'larını değiştirerek insanların kaybolmasını sağlıyordu.
Manda o laboratório processar o sangue e ver se bate com o ADN do Aleko.
Laboratuvar da, Aleko ile DNA eşleşmesi için kana baksın.
Gostas de refeições ocasionais com o Oren e trocar cartões de natal, mas o que te incomoda é saber que um pouco de ADN partilhado faz com que a vida extraconjugal dele seja tua responsabilidade.
Oren'le yemek yemekten ya da Noel kartı vermekten keyif alıyorsun. Ortamı germenin asıl sebebiyse paylaşmış olduğunuz küçük bir DNA parçasının evlilik dışı kaçamakları senin sorumluluğun haline getirmesi.
Tivemos um palpite, e pedimos para testarem o ADN.
Bir teorimiz vardı ve laboratuvardan DNA'larını test etmelerini istedik.
Não limpes ampolas para ADN com o teu cuspo!
DNA tüpünü tükürüğünle temizleme!
É como tinhas dito. O ADN é o mesmo da outra vítima.
Tam da düşündüğün gibiymiş, ilk kurbanla DNA eşleşti.
Moléculas de ADN circulares, auto-replicantes... usadas muitas vezes para clonar proteínas.
Dairesel, kendini yenileyebilen DNA molekülleri. Genellikle proteinleri klonlamada kullanılır.
Queres que te dê uma amostra de ADN ou algo assim?
Sana DNA örneği falan vermemi ister misin? Hayır.
Se 99.9 % da nossa sequência de ADN é a mesma que a dos outros humanos, o que poderia contar para os 0,1 % que falta?
DNA dizilişimizin % 99,9'u diğer insanlarla aynı olsaydı yüzde birlik fark ne olurdu?
- Pode haver... mais do que uma espécie no mesmo ADN?
- Aynı DNA'da birden fazla tür olabilir mi?
Não, mas pode haver conjuntos de ADN múltiplos no mesmo individuo.
Hayır ama aynı bireyde birden fazla DNA seti olabilir.
Como sabem da leitura, o ADN é uma molécula frágil.
Okuyarak öğrendiğiniz gibi DNA narin bir moleküldür.
Não tens já uma amostra de ADN?
Zaten DNA örneği yok mu?
Mas talvez tenhamos mais do que uma 2ª amostra de ADN.
Ama belki ikinci DNA örneğinden daha çok şey bulabiliriz.
Impressões digitais, fibras, ADN, tudo.
Parmak izi, doku, DNA, hepsini araştırsınlar.
Envia uma equipa para a floresta para verificar se há alguns vestígios e verificar o ADN nestas braçadeiras.
Ormanlık alana kanıt araması için ekip yolla ve bu plastik kelepçeleri de DNA için kontrole gönder.
O que acha que vai acontecer quando as compararmos ao ADN do Richie?
O izi Richie'nin DNA'sıyla test ettiğimizde ne çıkacağını sanıyorsun?
Donovan, Tracy e Lucas tinham dois conjuntos de ADN.
Donovan, Tracy ve Lucas'ın iki çeşit DNA'sı var.
Nem o ADN tem relação com a Helen Anker E nem sequer temos impressões digitais.
Helle Anker'in üzerinde DNA bulunamadı. Parmak izine de rastlanmadı.
É ADN.
DNA'sından.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]