Translate.vc / portugués → turco / Afrika
Afrika traducir turco
4,901 traducción paralela
É encontrado em África, não é?
Bu Afrika'da ortaya çıktı, değil mi? Evet.
É transmitido por mosquitos na África, sul da Índia e sudeste asiático.
Bu Afrika'da, Güney Hindistan'da ve Güneydoğu Asya'da sivrisinekler ile yayılır.
Passou muito tempo em África, Dr. Jacobs.
Afrika'da bulundunuz, Dr. Jacobs.
É encontrado na África, sudeste da Ásia...
Afrika'da, Güneybatı Asya'da bulunan...
Viajantes sedentos que migram entre a Europa e a África vêm aqui beber, incluindo águias imperiais.
Susamış gezginler Avrupa ve Afrika arasında göç ederken su içmek için geliyorlar, şah kartalları dahil.
Uma águia preta fêmea patrulha o local.
Dişi bir Afrika siyah kartalı devriyede.
Elas estão à procura de uma presa cujo parente vivo mais próximo é o elefante africano.
Aradıkları av, Afrika fillerin yaşayan en yakın akrabaları.
Eles pertencem ao povo Jabali, originário de África.
Afrika kökenli Jabalili insanlar.
Já não há a África profunda e escura.
Artık derin ve karanlık Afrika yok.
Somos miúdas que saímos do leste africano.
İkimizde doğu Afrika'dan çıkmış kızlarız.
Ele tem uma empresa a levar água a África e outra que pode até curar o cancro.
Adamın bir şirketi Afrika'ya temiz içme suyu götürüyor bir diğeri gerçekten kanseri tedavi edebilir.
Quando fomos àquele safari a África.
Afrika'ya safariye gittiğimizde.
Desapareceu em Angola há 4 anos, então a Interpol e a polícia sul-africana o deram como morto.
Angola'da, dört yıl önce ortadan kaybolmuş. Interpol ve Güney Afrika polisi onu öldü sanmış.
Estes dois homens trabalhavam para um mercenário sul-africano em Angola.
İkisi, Angola'da Güney Afrika'nın paralı askeri olarak çalışıyor.
A língua oficial da África do Sul.
Güney Afrika'nın resmi dili.
Não sabíamos que era da África do Sul.
Daha öncesinde Güney Afrika'da bulunduğunu bilmiyorduk.
Programado para ir para... a Cidade do Cabo, África do sul. Hoje à noite.
Cape Town'dan bu gece Güney Afrika'ya yola çıkacakmış.
Os diamantes fizeram um círculo completo de volta para África, onde são facilmente lavados.
Elmaslar, dönüp dolaşıp aynı yere gidiyor. Afrika'ya dönüyor, kolayca aklayabilecekleri yere.
Faz caridade e ajuda no sistema de purificação da água de África.
Ayrıca Afrika'da su arıtma sistemleri kuran birkaç derneğin sözcüsü.
É um país africano fictício.
Uydurma bir Afrika ülkesi.
Nascido a 19 de Dezembro de 1972, Kroonstad, África do Sul.
19 Aralık 1972, Kroonstad, Güney Afrika doğumlu.
Precisas de um pepino africano?
- Afrika karpuzu mu alacaktın?
- Esteve na elite militar alemã, suspeito de matar um diplomata fora da embaixada do EUA, na África do Norte.
Alman özel kuvvetlerinde üç dönem geçirmiş. Kuzey Afrika'da Amerikan büyük elçiliği önünde bir diplomatı öldürdüğünden şüpheleniliyor. O bir suikastçı.
Os Gluhenvolk são uma espécie Wesen antiga com raízes que vêm desde a África.
Gluhenvolk, kökeni Afrika'ya kadar dayanan eski bir Wesen türüdür.
- Sim. A equipa NEST encontrou-as num contentor que ia para o Irão, via África.
Nükleer Acil Destek Ekibi Afrika üzerinden İran'a yollanmış
Sabes como caçam os macacos em Africa?
Afrika'da maymunları nasıl yakalıyorlarmış biliyor musunuz?
Sabes como caçam os macacos em Africa?
Afrika'da maymunları nasıl yakaladıklarını bilir misin?
Ele vive em África!
Adam Afrika'da yaşıyor.
Não posso, porque está numa caminhada parva de duas semanas para um orfanato em África.
Arayamıyorum, çünkü Afrika'da aptalca iki haftalık yetimhane yolculuğunda. - Gördün mü?
Quer dizer, ele anda a escavar poços em África...
Afrika'ya kuyu kazmaya gitti...
Pensei que o Dr. salve-o-mundo voou para a Africa na semana passada.
Dr. Dünyayı Kurtaran geçen hafta Afrika'ya uçtu sanıyordum.
Os piratas da Somália atacaram um navio mineiro, da costa da África.
Somali korsanları Afrika'nın açıklarında bir deniz maden gemisine saldırmış.
Esqueceu-se de mencionar que é de África.
Afrika'dan olduğunu bahsetmeyi unuttun.
Estes casos raros de canibalismo e violência, sem provocação, continuam a ser reportados por todo o continente africano.
Şiddet ve yamyamlık içeren bu tuhaf ve sebepsiz hareketler Afrika kıtasının dört bir yanında hızla yayıIıyor.
Tinha uma obra de caridade em África.
Afrika için bir hayır kurumu vardı.
Servi por 2 anos, fui com a Rhodesian Infantaria Leve
İki sene hizmet yaptım, ve sonra Rodezya Piyade Birliğinde katıldım, sonra Güney Afrika'ya gittim.
Estavas lá para negociar interesses petrolíferos da CIA.
Afrika hakkında konuşmak isterim. CIA'in petrol çıkarları için yürüttüğün bir müzakere vardı.
Um médico mesmo, ou um xamã africano,
tıp doktoru... ya da bir çeşit Afrika cadı doktor büyü ve böyle?
Se o Tom Mason estivesse aqui, sabe...
Afrika'ya mı?
Dar-te-ei o número de um amigo em África, assim que terminarmos aqui.
Bugün işimiz bittikten sonra Afrika'daki bir arkadaşımın numarasını vereceğim sana.
E Krugerrands e prata antiga.
Ayrıca Güney Afrika altınları ve antika gümüş.
Nunca me disseste porque é que deixaste a África do Sul.
Bana neden Güney Afrika'dan ayrıldığını hiç söylemedin.
As maçãs vieram da África do Sul.
Elmalar Güney Afrika'dan geliyordu.
- Que depois enviam para a África Ocidental.
Daha sonra Batı Afrika'ya gönderiliyorlar.
O Capitão aqui, é um voluntário da Força Aérea Sul Africana, e um dos melhores homens que temos.
Kaptan Kirk, Güney Afrika Hava Kuvvetleri'nden gelen bir gönüllüdür,... ve sahip olduğumuz en iyi adamlardandır.
É um fósforo raro encontrado na pele de sapos africanos.
Bu genellikle Afrika kurbağalarının derisinde bulunan ender bir fosfor.
Ela passou 15 anos nas Nações Unidas, ao início na Europa de Leste e algumas idas ao Norte de África.
Birleşmiş Milletler'de 15 yıl görev almış çoğunlukla doğu Avrupa ve Kuzey Afrika'daki küçük etkinliklere atanmış.
Talvez não saiba que a civilização começou em África.
Duymamış olabilirsin ama Afrika'da bir medeniyet doğuyor.
É um país em África.
- Afrika'da bir ülke.
e Deus respondeu, "Meu filho, é para que o sol intenso de África não te queime."
Tanrı cevap verir, "Oğlum Afrika'nın kuvvetli güneşi seni yakmasın diye."
Ele acha que todos vocês deveriam voltar para África.
Hepinizin Afrika'ya geri dönmeniz gerektiğini düşünüyor.