Translate.vc / portugués → turco / Aksa
Aksa traducir turco
47 traducción paralela
Gostaríeis que os fizessem durante o dia e congestionassem as ruas?
Gün boyunca aksa, razı olur muydun?
Cha-aksa! Quando o fluxo da Especiaria parar, todos irão olhar para Arrakis.
Baharat akışı durduğunda bütün gözler Arrakis'e dönecek.
Cha-aksa! Nos dois anos regulares que se seguiram, Muad'Dib e os Fremen interromperam a produção de especiaria.
İzleyen iki yıl boyunca Muaddib ve Fremenler baharat üretimini durma noktasına getirdiler.
Dou um golpe rápido e o sangue vermelho corre.
- Nehirler kırmızı aksa bile çabuk hamle yaparım.
Sabes, não teria outro filho nem que lhe pingasse do nariz ouro em pó.
Burnundan altın tozu aksa yine bir bebek daha istemem.
Não deixes as lágrimas de alegria molhar a vela antes do Dev chegar.
Mutluluk için bile aksa gözyaşlarının lambayı ıslatmasına izin verme.
Boa madeira, boas linguetas cobertas de ferro.
Kuru kereste, ön aksa bağlı koşumlar ve demir aksam.
Nem mesmo se estivesse a sangrar ou se o meu braço fosse cortado fora.
Kanım aksa hatta kolum kopsa bile.
Raios, a creche chama-me sempre que ele fica com o nariz a pingar.
Benimkinin ne zaman burnu aksa bu kreştekiler hemen çağrı atıyor.
Rápido, acciona o teu aparelho de resgate à componente frontal de estrutura do eixo linear de acoplagem. Agora.
Çabuk, kurtarma aygıtını doğrusal aksa ekli yapısal parçanın önüne bağla.
Apertado na frente, sem segurar a cauda.
Altıgen somunu ana aksa sıkıca tuttur.
Uso as minhas mãos para completar o circuito, qualquer corrente extra irá fluir através de mim.
Devreyi tamamlamak için ellerimi de kullansam ve fazla akım benim üzerimden aksa.
líder do grupo terrorista brigada dos mártires de al-aqsa
El-Aksa Terörist Grubu Lideri Ayman Ebu Aita.
Querido, és um homem a sério. Mas que tal pores a cabeça ali, para o sangue escorrer colina abaixo e não para cima das nossas coisas? Cliff, agarra nisto.
Bebeğim, sen sapına kadar bir erkeksin ama kafayı şu tarafa doğru koysan da kanlar da buraya akacağına şöyle yokuş aşağı aksa?
Vinte consciências houvesse entre mim e Milão que podiam gelar e derreter-se, sem me molestarem.
Milano ile aramda, her biri bir buz parçası yirmi vicdan birden olsa ve hepsi eriyip aksa, yine de beni rahatsız etmezdi.
Eddie, este é Jamal Shahin, um dos nossos imans na Mesquita Al Aqsa.
Eddie, Cemal Şahin'le tanış. El Aksa Camii imamlarımızdan biri.
Só queria que o tempo passasse um pouco mais rápido.
Evet. Keşke o zaman biraz daha hızlı aksa.
O eixo de transmissão, a girar rapidamente, agarrou o cabelo da vítima e puxou-a. Em seguida, fez um furo no frontal esquerdo, nos ossos parietais e no cérebro.
Kurbanın saçı, hızla dönen aksa takılmış ve böylece kurban araca çekilmiş ve aks, kurbanın alnında, kafatası çeperinde ve beyninde delik açmış.
Talvez estivesse a esconder-se e sem querer prendeu a cabeça no eixo de transmissão quando o camião se afastou.
Belki birinden saklanıyordur ve kamyon giderken, aniden saçları aksa takılmıştır.
Depois investigámos e descobrimos que desde 1978-79, que eles planeavam um ataque ao Templo do Monte para fazer explodir o Domo da rocha.
Soruşturmada 1978-79 yıllarından beri Mescid-i Aksa'ya bir saldırı düzenleyerek kubbesini havaya uçurmayı planladıklarını tespit ettik.
A consequência de fazer explodir o Domo da rocha, mesmo hoje em dia, é de que poderia levar à guerra total entre todos os estados Islamicos, e não apenas entre estados Árabes, mas também o Irão e a Indonesia,
Mescid-i Aksa'daki kubbenin patlatılmasının sonuçları bugün bile bütün İslami ülkeler ile savaşa sebep olabilir ; yalnızca Arap devletleri, İran değil Endonezya bile İsrail'e savaş açardı.
As pernas dele estão presas no eixo.
- Bacağı, aksa sıkışmış.
Ela era favorável às Brigadas Al Aqsa, não era?
El Aksa subaylarıyla arkadaştı, değil mi?
Al-Aqsa, Hamas, Jihad Islâmica... Todos um bando de filhos da mãe prontos para tudo um pouco de publicidade.
El Aksa, Hamas, İslami Cihat biraz propaganda için her şeyi yapmaya hazır bir avuç aptal.
Para todos os que acreditam na nossa causa, muçulmanos, árabes e palestinianos em Jerusalém e Al-Aqsa, afirmamos mais uma vez que os não-muçulmanos não têm qualquer direito, nem mesmo a uma pedra de Jerusalém e Al-Aqsa,
Davamıza inanan herkese sesleniyorum : Müslümanlara, Araplara, Kudüs ve El Aksa'daki Filistinlilere... Bir kez daha bildiririz ki Müslüman olmayanların Kudüs ve El Aksa'da en ufak bir hakkı yoktur.
Uma gota e descontrolam-se.
Bir damla aksa, hemen ürkerler.
Hassan Ismail, Brigadas Al-Aqsa
Ben Hasan İsmail, El Aksa Şehitleri'nden.
em Belém.
Beytüllahim'deki El Aksa Şehitleri Tugayının lideri... İbrahim al-Masri gizlendiği yerden konuşuyor.
ou uma cambada de bandidos?
El Aksa tugayı mısınız, yoksa bir avuç eşkıya mısınız!
Ele pode progredir nas Brigadas al-Aqsa. Porquê desperdiçá-lo?
El Aksa tugayında yükselebilir, neden onu harcayalım ki?
O Ibrahim usar o'Esau'significa que está a esconder o dinheiro.
Gerçek şu ki İbrahim'in teslimatlar için'Esav'ı kullanması diğer El Aksa militanlarından para sakladığını gösteriyor.
Da redacção :'Exército mata líder das Brigadas al-Aqsa de Belém'.
Haber merkezinden : Ordu Beytüllahim'in El Aksa liderini öldürdü.
A porta de al-Aqsa é feita de ferro!
Mescid-i Aksa'nın kapısı demirdendir! O kapıyı yalnızca bir şehit açabilir!
não do Hamas.
Oğlum El Aksa tugaylarındaydı, Hamas'ta değildi.
A pedra da fundação, a Al-Aqsa, a Cúpula da Rocha.
Mihenk Taşı, Mescid-i Aksa, Kubbet-üs Sahra.
Este é o Templo Northern Al-Aqsa.
Bu Mescid-i Aksa'nın kuzeyi.
O gancho no eixo dianteiro, depois o cabo por cima do capot, atrás do trem de rodagem.
Kanca ön aksa gidiyor, sonra halatı kaportanın üstünden aktarma bileşenlerinin altından geçir.
É a Mesquita de Aksa, uma das principais em Saná.
Aksa Camii. Sana'a'daki ana camilerden.
O governo está a avançar em Aksa Park.
Hükümet güçleri Aksa Parkı'ndan içeri ilerliyor.
Ena, se boas ideias saíssem do teu cérebro como ranho sai do teu nariz, estaríamos óptimos.
Valla burnundan akan sümük kadar beyninden iyi fikir aksa çok iyi durumda olurduk.
A noite em que me venceste com os dois quatros vermelhos?
İki kırmızı dörtlüyle beni harcadığın akşa mı?
Faz-me passar por outra noite como esta e arranco-te o braço!
Böyle bir akşa daha geçirmeme sebep ol ve dalağını parçalarım.
Talvez jantar aqui, sexta-feira?
Akşam yemeğine ne dersiniz? Cuma akşa mı?
Quando estoura bate na minha cara.
Ne zaman dışarı aksa yüzüme yapışıyor.
Um perdedor, acabou mesmo contigo.
Burnun azıcık aksa hemen yedek kulübesine.
Não, seis... Sterling, estás bêbedo?
Hayır, akşa - - Sterling sarhoş musun?
Por que é que o Hamas anda a enviar dinheiro para as Brigadas al-Aqsa? agora que os americanos estão cá. para a Autoridade Palestiniana ficar mal vista.
Neden Hamas, El Aksa tugayının parasını şimdi gönderiyor? Filistin yönetimi ateşkes istiyor. Çünkü Amerikalılar burada.